FEDAKÂRLIK -MIŞ!
Fedakâr kim?
Çoluk/çocuğunu iyi beslemek ve onlara güzel bir yaşam sağlamak için ekmek parası adına alnı terleyerek çalışan anneler/babalar!
Başka?
Bu kategorinin emeklileri!
Daha başka?
Feryat etmek isteyip de, utancından sesini çıkaramayan çiftçiler, toprak emekçileri!
Daha, daha başka?
Elinin körü, daha/dahası kaldı mı ki?
Elimizde sırtı sıvazlanan ve her zaman gazlanan malzeme bu kadar!
Başka yok, kalmadı.
Hepsini de hallettiler!
Hem de gözlerinin yaşlarına bile bakmadan.
Ne güzel yaşam değil mi?
Sanki dünya tersine dönmüş gibi.
Seçim öncesi halka/seçmenlere çeşitli vaatlerde bulunup da, iktidara gelip devlet yönetmeye çalışan bu günkü siyasiler, dillerde dolaşan bunca israfa ve iddialara aldırmamaksızın, vatandaşlarını insan gibi yaşatmaları yönünde verdikleri sözleri unutup, emekçi kesiminden hala daha fedakârlık beklemeleri utanç verici bir olaydır!
El insaf!
Canlı varlığın tükettiği her şeyi zamlı parayla harman edip vatandaşını hiç düşünmeyen ve bunu emekçilere yedirmeye çalışanlar, şimdi de bütçe açığı nedeniyle onlardan fedakârlık bekliyorlarmış!
Yazıktır, yazık!
Ceplerindekileri verdiler!
Yastık altında bulunan altınları verin dediler, onları da verdiler!
Ölümlük veya yarınlık ellerinde tuttukları doları/Euro’yu da verin dediler, onları da verdiler!
Daha ne verecekler ki?
Onların da bu memlekette insanca yaşama hakları yok mu?
Onlar bu ülkenin insanları/vatandaşları değil mi?
Yetmedi mi be kardeşim?
Ama onu da, keşke mümkün olsa da, bir de rahmetli Namık kemal’e sorabilseydik!
Acaba o ne derdi ki?
***
Fedakâr denilince aklıma hep, son padişah Mehmet Vahdettin’in, İngiliz/Fransız vs. gibi Çanakkale’yi geçemeyen yedi düvel devletlerin İstanbul’a davet edilmesiyle başlayan istiklâl savaşındaki Anadolu insanları gelir!
Başta kanını ve canını hiç çekinmeden veren Kuvva-i milliye ruhu taşıyan Anadolu erleri!
Sırtında, askerimiz cephede düşmana karşı dursun ve savaşsın diye mermi taşıyan bacılarımız, analarımız!
Savaş sırasında erlere su taşıyan 15/16 yaşındaki çocuklarımız gelir.
Bu millet daha ne kadar fedakârlık yapsın ki?
Ama padişah fermanı ile bu savaşa katılmayanlar, Mustafa Kemal’in katlini isteyenler bunu, bu fedakârlığı bilmezler!
Ve halen daha bu emekçilerden fedakârlık isteniyor!
Yazıktır yazık!
***
Ne diyor Hz. Sultan Süleyman?
Emrimdir ki; ben öldükten sonra bir elimi salın dışına çıkarın, avucumu da açın öyle dursun.
Ben ki; kurda kuşa emreden ve yıllarca kabileme hükmeden, dünyanın en kudretli ve en zengin Sultanıyım!
İşte öbür dünyaya ellerim boş gidiyorum!
Tebaam bunu görsün ve bundan ders alsın, diyor!
Her inanana saygımız vardır ama oysa Müslümanlık dini, bu tür dinlerden daha güzel ve daha aydınlatıcı bir dindir, ulemalar ve inananlar öyle diyor!
Acaba bu dinin vecibelerini dikkate alanlar oluyor mu ki?
Hey benim güzel ülkem hey!
Ne günler ama?