Arap’ın derdi kırmızı pabuç!
Siyasi partilerin derdi de seçim.
Hiç vatandaştan tarafa bakan yok ama gazlama çeken de çok!
Bakalım ne olacak?
Çiftçi ne âlemde, emekçi ve emekliler ne yapıyor, esnaf/sanatkâr hayatından memnun mu?
Pastanın payından aldıkları pay yeterli mi, adaletli mi?
İnsan gibi yaşayabiliyorlar mı?
Ne yaparlar, ne işlerler?
Hak/hukuk adalet ne durumda?
Ormandır, akarsu dur, yeşilliktir, sit bölgeleridir, hep göz dikilen rant alanı mı oldu?
Bu sorunlara bakan/ilgilenen ve bu konuda projesi olan bir parti var mı, hiç duyuyor musunuz?
Vallahi birçoğunun, hatta sanki hiç kimsenin de umurunda değilmiş gibi be kardeşim?
De Mehmet de!
Tek dertleri varsa/yoksa siyasi erk!
Ya elimizden giderse, kaçarsa korkusu!
“Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla”, hesabı!
Her şeyin de bir sonu var.
Aynı insan ömrü gibi!
Tabii ki bunun da bir sonu olacak?
Korkunun ecele faydası olur mu?
Olmaz tabii.
Bu dünya kime baki olmuş ki?
Olacak ama vatandaşın da, ülkenin de başına çorabı örecekler!
Yazık!
***
Ben hayatımda ki 25-30 yıl aktif politika yaptım.
Vallahi böyle hırslı, böyle beklentisi fazla olan politikacılar görmedim.
Maazallah yeni nesilde çok hırslı hani, nereye versen hayır demiyorlar.
Yeter ki erk olsun, cukka olsun, hayret değil mi?
Her birime adaylar, sanki onlardan başka o makama aday olacak başka insanlar yokmuş gibi
Hep ben, ille de ben!
Olmaz bayanlar/baylar olmaz.
Her şeyin bir oluru, bir mantığı, bir sırası vardır!
Ama inanın ona bile bakan yok.
Hayret etmemek de elde değil!
Bakın bir örnek sunmak istiyorum:
Şu ana kadar ortaya serilen; birlik/beraberlik, seçim ittifakı gibi olayları önerileriyle/görüşmeleriyle gördük ve dinleyip durduk.
Yok, sistem bozulmuş!
Yok, Cumhuriyet rejimi tehlikedeymiş!
TC. ye el atılmış, andımız kaldırılmış, şimdi de İstiklâl marşımızla oynuyorlarmış, bunlar düzeltilmeli gibi, bizleri bile çizgiye sokan söylemler ortalıkta uçuşurken…
Birlik /beraberlik, özellikle de parti mevhumu önemli değil, sistem ve Cumhuriyet rejimi önemlidir diyerek blok muhalefet siyaseti yapanların bazıları, şimdi de ne demeye başladılar?
Ben İstanbul büyük şehir belediye Başkanlığına adayım, ben Ankara büyük şehir belediye başkanlığına adayım diyerek, sanki onlardan başka oralara aday olmazmış gibi, birlik ve beraberliği zedeleyecek veya bozacak beyanatları duymamız, bunun geleceğini de, bencillik yüzünden bozacaklarmış gibime geliyor.
Yeter yahu!
Nedir bu be?
Bu böyle olmaz be kardeşim.
Parti Genel Başkanları her ne kadar düşünce/söylem ve seçme/seçilme hakları varsa da, buna saygı duyulsa da, buna bir “es” işareti koyması gerekir, durun demesi gerekir be kardeşim.
Ne bu böyle, “Bremen mızıkacıları” gibi her kafadan bir ses çıkıyor?
Mademki her konuda bozukluk var, her alandan şikâyetler ve sitemler geliyor, bunların da düzelmesi için birlik ve beraberliğin kararlarına öncelikli olarak uyulması gereken en doğru yöntem olmaz mı?
Tabii ki böyle olmalı.
Bu nasıl birlikteliktir, anlamak mümkün değil?
Daha şimdiden, hani derler ya; “ fol yok yumurta yok, her kafadan sesler çıkmaya başladı” bile!
Yok, buraya adayım, yok şuraya adayım, diye.
Yazıktır sizlere yazık!
Zor dostum zor, seni incitmeden sevmek, eyyy “Cumhuriyet rejimi” hakikaten zor!
***
Not: haftaya seçimlere yönelik kamuoyu sonuçları olacak!