Gözünüzü kapatarak zaman anlamında, şöyle biraz gerilere giderek düşünecek olursak; geçmişteki siyasilerin ve yaptıkları siyasetin, tam anlamıyla o satıhlarda bazı nedenlerden dolayı hoş görülmemiş olsa bile, yine de onların anılarda bir yer tuttuğunu görmek, onu anımsamak insanları hiç de huzursuz etmiyordu.
Çünkü siyasetin cilvesi olarak, hedefe varmak anlamında kerhen de olsa yalancıklar söylense bile, gülen bir yüz ve hoş görülü bir bakış, insanlar ve topluluklar arasında mutluluğu veya barışık yapıyı kendiliğinden sağlamış oluyordu.
Eleştiri, tepki, kızgınlık ve küskünlük fazla sürmeden, bu konuda alan genişlemeden, yüzlerin güleçliği toplum içersinde izlenebiliyordu.
Bu da ne olursa olsun, ülke bazında barışık yapıyı ve birlikteliği de kendiliğinden getirmiş oluyordu.
Tabii ki tasvip edilmeyen olaylar ve tutumlar da yaşanıyordu ama bu günkü gibi, yani böylesi bir itici ve kırıcı ortam pek fazla olmuyordu!
Siyasetin bir çizgisi ve de bir hukuki yaptırımları vardı.
“Yollar yürümekle aşınmaz” dendiğinde veya siyasi liderlere yönelik bir karikatür olayı yaşandığında bile, bunun insan hakları üzerinden bir kısıtlaması dahi pek fazla görülmüyordu.
Açıkçası kısaca; tatlı dil, güleç yüz ve hoşgörü zamanla barışık olguyu kendiliğinden yerine gelmesini sağlamış oluyordu!
Ama ya şimdi?
Vay be!
İnanın ifade etmek bile zor.
Kısaca; hukukun ve adaletin olmadığı, yara almış olduğu bir yerde, her şey olur diye ifade kullanmak en doğru bakış olacaktır.
Çünkü bu günkü yaşam ve tutum budur!
Dilerim; A’ dan Z’ ye kadar her kes kendini gözden geçirir, barışık yapı da ülke ve insanlık yararına oluşturularak özlenen yeri alır!
Çünkü huzur ve barış olmadıktan sonra ötesi yaşamın ne önemi var ki?
***
Ülkemizde spor anlamında kategorik olarak oluşmuş bir sürü takım vardır.
Her birinin başarısı da yapmış olduğu maçlar sonrası almış olduğu puanlardır!
Kimi birincidir, kimi ortalardadır, kimisi de sonuncu.
İyi oynayan kazanır ve alkışlanır.
Ama bu takım benim veya bizim diyerek, hakemleri de etkileyebilecek bir şekilde, siyasi erk’i elinde tutan hiçbir siyasetçinin böyle bir söylemde bulunmaması da en doğru bir hareket olacaktır.
Ama ne yazık ki bu kaide bile istismara uğramıştır!
Dilerim bundan sonraki maçlar, doğru hakemlerle, doğru zeminlerde yönetilir ve en azından bu satıhta olsun adalet sağlanmış olur.
Yoksa spor meraklısı kişilerin de iştahları kursaklarında kalacağı gibi, tribünlerde oldukça boş kalacaktır diyebilirim!
Siyaset sahaya da mı indi diye, vatandaşlar arasında bir söylem var?
Dilerim bu da zeminlerde fazla yer tutmaz.