BAKIN VATANDAŞ NE SÖYLÜYOR NE DÜŞÜNÜYOR?
Dikkate alırsınız veya almazsınız ama önce siyasetçileri, sonra da kamuoyunu ilgilendiren bir vatandaşın söylemlerini ve düşüncelerini sizlerle paylaşmak istiyorum!
Yani elçilik görevimi yapıyorum.
Bu düşünceleri lütfen okuyun.
***
Dört gün önce ambar yolunda giderken iki kişi önüme çıktı.
Önce selam verdiler ve arkasından da, yüzüme bakarak birisi; sana anlatacaklarım var!
Ama bunları köşende yazarsan dedi ve yüzüme bakarak vereceğim cevabı beklemeye başladı.
Bende; hakaret yoksa saygı çizgisini de geçmiyorsa yazarım dedim.
Sevindi ve şimdi beni iyi dinle dedi.
İki konuya değineceğim, bu hem benim ve benim gibilerin, ayrıca da birçok vatandaşımızın görüşü ve düşünceleri ama ne söyleyebiliyorlar, ne de paylaşabiliyorlar!
Hani anlarsın ya?
Sabahleyin erkenden gelip kapıyı çalıveriyorlar!
İşte o nedenle.
Ama karınlarımız şişti be kardeşim karınlarımız!
***
Biliyor musun bilmem ama basında veya bazı medyada önceleri çıkan bir haber vardı!
Buna yönelik bu zamana kadar bunca yazı ve eleştiriye rağmen, her nedense hiç ses bile çıkmadı!
Ama biz unutmadık.
“ Kırk yıllık Kani oldu mu yani” diye?
İşte önce bunu dile getirmek istiyorum dedi ve başladı anlatmaya:
***
Hiç yabancı dil bilmeyen din görevlisinin biri, (Arapça belki) hiç alakası olmayan bir göreve atanıyor.
Yurt dışında bir büyükelçilikte basın ataşesi oluyor!
12 bin Euro da maaş alıyor.
Allah bereket versin.
Ama iş bununla bitmiyor.
Dil bilmeyen basın ataşesine bir de dil bilen bir tercüman bulunuyor.
Onun maaşı da 6 bin Euro.
Dini bütün Gani ağabeyimiz, dili bütün bir basın ataşesi olup çıkıyor!
Bitti mi?
Bitmedi.
Gani ağabeyimizin eşinin de eli armut toplamıyor herhalde!
Ona da bir Hafize ana kadrosu ayarlanıyor.
8 bin Euro’dan ekip tamamlanıyor.
Adamın adı gani, olur mu yani?
Bunu niye anlatıyorum?
Hani “saçı bitmedik yetimin hakkı” falan diyorlar ya?
Onun için, onları alkışlamak için!
***
Bak şimdi beni iyi dinle:
Bazı siyasilerde, ya hafıza kaybı var, ya beyin erimesi, ya da bu milleti beyinsiz salak falan zannediyorlar!
Ne enteresan değil mi?
Daha düne kadar Atatürk’e ve Cumhuriyet tarihine hakaret edenler, bu gün ne oldu da Atatürk’ü dillerinden düşürmüyorlar, inanın milletin ağzı şaşkınlıktan bir karış açık duruyor abicim!
Hani delinin biri “ keşke Yunan olsaydı. Hiç olmazsa, hilafet olurdu, şeriat olurdu, halifelik olurdu, padişah olurdu” diyordu ya!
Ama ne olduğu da belli değil.
O nedenle insanın aklına yoksa erken bir seçim falan mı var diye geliyor?
Hani oy kaybı falan varsa giderelim gibi?
Olabilir!
Ama bir neden muhakkak vardır her halde.
Fakat geçmişte ne diyorlardı, onları da bir anımsayalım, dağarcıktan bir çıkaralım bakalım neymiş, nelermiş?
“Doksan yıldır bizlere neler çektirdiler” diyorlardı!
Neydi bu doksan yıl?
Ne olacak, tabii ki Cumhuriyet tarihi süreci?
“ Biz beyazlarımızı giydikte geldik” diyorlardı!
Beyaz ne?
Ne olacak tabii ki kefen!
Ne için, kime karşı?
Bu konuda bir açıklama yok ama arif olan da anlar değil mi?
Sonra?
“ İki ayyaş” diyorlardı, hem de bastıra/bastıra!
Hem de daha dünlerde!
Kime diyorlardı?
Kime olacak, biri Mustafa Kemal Atatürk, biri de İsmet paşa, başkası var mı?
Vay anasını?
Ama bunu da imalı bir şekilde söylüyorlardı, fazla batmasın diye!
Eee?
“ Biz ayrı yönlerden aynı hedefe giden kutsal bir birlikteliğin mensuplarıyız”!
Ne demek istedikleri belli değil mi?
Belli, belli, yoruma bile gerek yok.
Sonra?
Sonrası, “ hedefe varmak için papaz cüppesi bile giyeriz” diyorlardı!
Vay be, aynı Makyavelist bir yapı!
Ama “ hedefe varmak için her yol mubah” değil mi?
Yani takiyye politikası!
Başka?
Başkası ne olacak ondan sonrasını da zaten alenen diyorlardı!
“Yetti bu ayrılık, bitsin artık bu hasret gel gayri”!
Kime diyorlardı?
Kim olacak, Feto’ya tabi!
Bir de “ ne istediler de vermedik ” falan diyorlardı!
İşte böyle arkadaş!
Kürt açılımı ile dahası da var ama bunu artık herkes biliyor, kaleme almaya bile gerek yok.
Yalnız Şivan Perver’le şayet bir gün bir araya gelirseniz, olmaz ya, yine de siz ona sorun emi?
Neydi bu furya diye?
Şimdi ise Feto’cuları bile yanlış yerlerde arıyorlar!
Nerdeyse CHP’ni Feto’cu, Atatürkçü düşüncedeki vatandaşları da tescilli suçlu olarak göstermeye çalışacaklar!
Hayret değil mi?
Aha bunca söylem ve tutumdan sonra da şimdi bir de Atatürkçü olmuşlar!
Çağ mı değişti, yoksa kafa mı?
Yoksa oy kaybı falan mı var?
Ama vardır bir nedeni.
Hani diyorlardı ya?
Hedefe varmak için papaz cüppesi falan diye!
Olabilir.
Ama hala dillerinden düşürmedikleri bunca söylem ve icraattan sonra, neredeyse suçlu olarak şimdi de CHP’ni göstermeye çalışıyorlar!
Hayret değil mi?
Yerseniz tabii.
Nasıl ama siyasetin dili ve dünü bu günü?
İşte böyle arkadaş yaz bakalım bunları.
Yaz da kimse unuttu demesinler.
“Hani dün dündür, bu gün bu gündür“ hesabı!
***
Evet, ayak üstü geçen tam bir saat.
Eh bizde yazalım bakalım dedik.
İşte böyle.