AR DAMARIMIZ ÇATLAMIŞ MI?
Sizlerden özür dileyerek bu günlük “GAYYA KUYUSU” yazısına ara vermek zorunda kaldım.
Affınıza sığınıyorum.
Günlük menümüze ve değerlerimize limon sıkan bazı haddini bilmez insanlar türemiş de…
Birazcık onlardan bahsedelim dedik hani.
Gayya kuyusu yazımız da tabii ki devam edecek.
***
Öyle günler yaşamaktayız ki duydukça veya gördükçe inanın insanın vicdanı sızlıyor ve kendi kendine kızıyor.
Kafası karışıyor, adeta acayipleşiyor kardeşim, inanın bu böyle oluyor!
Biz neden böyle olduk, neden bu hallere geldik diye bir çıkış arıyor ama bunu da vallahi beceremiyor kardeşim, beceremiyor!
Öyle bozulmuş, dejenere olmuş ve umutlar yitirilmiş ki üzülmemek elde değil.
Hem de, özellikle de böyle mübarek bir ayda.
Sevgi/saygı/birliktelik, güler yüz!
Hani?
Hani a dostlar hani nerde?
Hani vicdan, hani adalet, hani hukuk?
Varsa yoksa çıkar, menfaat veya beklenti!
Biz bu muyduk, böyle miydik diye kendi/kendimize sormayacak mıyız be dostlar?
Niçin, neden, bunun sebebi ne diye?
Soracağız, arayacağız ama yok ki yok be dostlar cevabı yok.
Yazıklar olsun.
Din, neredeyse birilerinin adeta tekeli haline gelmiş!
Her kafadan ayrı bir ses, ayrı bir bakış, ayrı bir inanış, ayrı bir düşünce!
Ayrı/ayrı duruşlar ve acayip uygulamalar!
Ayıp be.
Günah be.
Helâl mi, haram mı, diye düşünüp hesap yapan, soran bile kalmamış!
Sanki savaşların bol ganimeti gibi!
Daha ne olsun ki be dostlar?
Bir bilen varsa soralım, bizler de bilelim.
Bilelim ve çözüm bulalım.
Ama su yüzüne yazı yazılmaz ki?
***
Bakın şimdi:
Bir Üniversite rektörü, önce eşini sekreterlik kadrosuna atıyor, sonra da 23 görevi birden üstlendiği ifade ediliyor.
Ah şu basın, ah şu medya yok mu?
Sakın eline düşmeyin, hep böyledirler işte.
Vatandaş bilgi sahibi olsun diye her konuyu ele alıp kamuoyu ile paylaşıverirler.
Ama doğru ve dürüstçe olursa!
Bu arada size de helâl olsun Sayın rektör.
Bulunduğunuz birimde bu görevleri yapacak başka insan yoksa bunları da ayrıca üstlenmek takdire şayan bir şey olsa gerek!
Adeta tek başına bir üniversite misali!
Kazancınızı sormama hiç gerek yok.
Bu kadar çabadan sonra, size zaten her şey helâl olur!
Yalnız bir tek şey merak ediyorum…
Kaç kafanız, kaç eliniz var?
Hani süper kişi falan mısınız diye merak ettim de?
***
Arda Turan bir Milli futbolcu!
Top yüzünden iyi paralar kazanmış, hani tabiri caizse kimse ye de muhtaç değil cinsinden.
Bu iş öyledir zaten.
Önce iki büklüm sevgi/saygı falan işini görürler!
Sonra da kafaları havaya kalkar ve “ ben ne imişim be abi” dercesine çatacak yer ararlar.
Hem de babası yaşındaki bir adama küfür ederek tokat bile atar hale gelirler.
Ayıptır ayıp.
Yazıklar olsun senin saygı anlayışına.
Seni şiddetle kınıyorum Sayın topçuTuran!
Ama sana bir nasihatim var!
Sakın unutma!
“Ne oldum diye değil, ne olacağım diye düşün” emi?
***
Şimdi de karşımıza bir de Sayın Dilmen dikildi!
İyi topçuymuş da, tırnaklarıyla gelmişler de, İzmir Marşı siyasiymiş de, birilerini seviyormuş da, falan/filan!
Sayın Dilmen; sen/sen ol, bildiğin ve tırnaklarınla geldiğin bu top işinden başka işlere fazla müdahil olma.
Fikirlerine/düşüncelerine saygı duyarım ama benim ve benim gibilerin Milli değerlerine de fazla bulaşma, sonra kırmızı kartı yersin!
Bu insanlar, bu millet sizin gibi yetmeleri baş tacı yaptı, sevdi/saydı!
Tabiri caizse Karun etti!
Haddinizi bilin.
Bu ülkenin türlü/türlü sorunları varken, bir de sizin gibi dejenere olmaya yüz tutmuş insanlarla uğraşmaya ve gündem işgal etmeye bu milletin vakti yok.
Git ne olacaksan ol.
Hepsi de seni bekliyor sanki!
Hem de ille de Rıdvan/Rıdvan diye!
Git bak, bak da ne olduğunu gör.
Ama şu sarf ettiğin sözler, seni bizlere fazlasıyla anlatmış oldu.
Detaya gitmeye de gerek yok.
Kim olursan ol, ne olursan ol, o kapçık ağzına bir daha Atatürk’ü ve İzmir marşını sakın alma.
Yetti gali.
Milli değerlere saygılı ol!
Millet burnundan soluyor hani!