KEFARETLER
Oruç kefareti böyle yemek yedirmekle olabileceği gibi, bunun bedelini fukaraya vermesiyle de olur.
Kefareti savm hususunda bu tertibe yani köle azadı olmazsa, iki ay aralıksız oruç tutmak, bundan aciz ise altmış fakiri doyurma veya bedelini verme sırasına riayet etmek Hanefi ve Şafilerce lazımdır. Malikilerce tertibe riayet şart olmayıp, bunlardan birini yerine getirme hususunda muhayyerdir.
Altmış fakiri doyurmada, fakirlerin baliğ veya mürahık (on yaşını aşkın genç) ve aç olmaları şartı ile bunlara, sabahlı akşamlı yedirmek bir ibahedir. Veya yedirme yerine her birine birer fitre miktarı kıymetini vermek de caizdir bu da temliktir.
Kefareti savm karşılığında verilecek fitre, bir veya birden fazla kişilere toptan verilemez. Bir kişiye günde ancak bir fitre verilir, aynı kişilere ayrı ayrı günlerde verilebilir.
Kefareti savm sadakasını ahlakı güzel olan fakirlere vermek efdaldir. (Ömer Nasuhi Bilmen)
Kefaret orucunun iki ay ara vermeden tutulması şart olduğundan, ara verilmesi halinde yeniden başlanılması gerekir. Ancak araya aybaşı hastalığı girerse, temizlenince ara vermeden hemen orucuna devam eder. Loğusa olan kadının bu sabeple ara vermesi caiz olmaz, bu kadın, hesabını yaparak kefaret orucuna başlaması gerekirdi.
Hayız özrü dışında herhangi bir özür sebebiyle de olsa, orucunu bozan kimse Hanifelere göre oruca yeni¬den başlar. ( Zuheyli 3/210)
Kefaret orucunu tutarken, tamamlanmasına birkaç gün kala Ramazan-ı şerif ayı girerse, o kişi, sefere çıkmak suretiyle kalan orucunu tamamlayabilir. (Hindiyye 14/287;) Sefere çıkma imkanı yoksa Hanbeli mezhebine göre o kişi Ramazan orucuna başlar, bayramdan hemen sonra kalan kefaretini tamamlar.
Tüm islam aleminin mübarek Ramazan Bayramını kutlarım.