Diğer günlerden daha çok, Cuma günü ölülerin ruhları, kabirleriyle irtibat kurmakta, yapılan dualar, verilen selam ve ziyaretlerden haberdar olup ziyaretçisini tanırlar.
Cuma günü kabir azabı kaldırılır. Cuma geçince, mü’minlere tekrar azap verilmez. Fakat kâfir ve münafıklara tekrar verilir.
Cuma günü cehennemden altıyüzbin kişi azad edilir. (İhya, 1/486)
Cuma günü vefat eden kimseye Allahu Teâlâ, şehid mükâfatı yazar ve onu kabir fitnesinden korur. (Elmalı tefsiri, Cuma suresi)
Cuma Namazının Önemi
“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.” (Cuma: 9)
Cuma, ferdi cemiyete, cemiyeti millete bağlayan ve toplum arasında düşünce, inanç, amaç ve hizmet birliğini sağlayan bir gündür. İslam dini bu günü mü’minler için haftalık toplantı ve toplu halde Allah’a yönelmek, ibadette bulunmak olarak belirlemiştir. Bir hafta içinde ortaya çıkan meseleler, olaylar ve sosyal konular Cuma günü ele alınıp, Kur’an’ın süzgecinden geçirildikten sonra komprime haline getirilerek cemaate sunulur.
Cumasız bir Müslüman topluluğu birlik ve dirliğini kaybetmiş, yabancılara yem olma felaketine uğramış, başsız bir sürüden farksızdır.
İLK KILINAN CUMA:
Hz.Peygamber (as) Efendimiz, Medine’ye hicret ettiklerinde henüz şehre ulaşmadan Kuba’da ilk mescidi inşa ettikten sonra, Cuma günü Salim Bin afv yurduna gelerek “Ranûna” denilen vadide ilk Cuma namazını kılmıştır. Böylece hicretle birlikte hem cumaya yer verilmiş, İslam’ın camisiz ve cumasız olamayacağı kesinlikle belirtilmiştir. Hatta burada bir hutbe irad ederek şöyle buyurdu:
“Bilmiş olun ki, Allahu teâlâ size Cuma namazını, şu günümde, şu yerimde, şu ayımda kıyamete kadar devam etmek üzere farz kılmıştır. Artık adil veya zalim imamı bulunduğu sürece, kim onu, benim hayatımda veya ben öldükten sonra, inkâr ve istihfaf suretiyle terk ederse, Allah (cc) o kimsenin iki yakasını bir araya getirmesin. Dikkat edin!. O kimsenin namazı yoktur! Dikkat edin! O kimsenin zekâtı yoktur! Orucu yoktur, meğerki tevbe etmiş ola. Herkim tevbe ederse, Allah (c.c) tevbesini kabul eder” buyurmuştur. (Nimeti İslam)
Diğer bir hadis-i şerifte:
“Her kim ardarda üç cumayı özürsüz olarak terk ederse, Allah onun kalbini mühürler, mühürlerse onu cehennemin dibine atar” buyrulmuştur. Çünkü o kimsenin mü’min olduğu halde cumayı terk etmiş olması, münafıkların davranışları durumundadır. Münafıklar ise cehennemin en derin yerine atılacaklardır. Yani cumayı inkâr ederek terk edenler veya o inanç üzere ölenler cehenneme atılırlar anlamındadır. (Tahtavi; Nimeti İslam)
Cuma namazı kitap, sünnet ve icma ile sabit olmuştur. İnkarı küfürdür, terki büyük günah sayılmıştır.
Cuma Kimlere Farzdır
Hadis-i şerifte: “Cuma namazı, dört kişi dışında her Müslümana cemaatle kılınması farz olan bir namazdır. Bunlar; köle, kadın, çocuk ve hastadır” buyrulmuştur. (Ebu Davud)
Fukaha, bu ve diğer hadis-i şeriflere dayanarak çocuğa, deliye, köleye (esaret altında olana, tutukluya) kadına, hastaya, çok yaşlılıktan güçsüz kalana, ayakları sakat olana, iki gözünü kaybetmiş olana farz değildir, demişlerdir. Ancak âmâyı camiye götürüveren yardımcısı olursa, ona da farzdır derler. Bu sayılanlara ilaveten seferi olana, şehirden ya da köyden uzaklarda olupta ezan duyulmayan yerde bulunanlara da Cuma farz değildir. Bu kimseler şayet cumayı kılacak olurlarsa, o günün öğle namazı kılınmış olur.
Hasta ve yolculukta olan kimse Cuma namazında imam olabilirler. (Hidaye 1/188)