ABD ile Türkiye
Natoya ve Cemiyet-i Akvana (BM) girdiğimiz uzun yıllardan bu yana, ABD ile yakın ilişkilere girmişiz.
Ticaretimiz onlarla yapılır hale geldi. Aldığımız çok, sattığımız az.
Uçak, tank, tüfek, otomobil vb. ağır sanayimiz ABD olmasaydı şu anda daha çok gelişmiş olurdu.
Siz ordunuza reo-cemse-jeep yapmayın. Silah, top, tüfek yapmayın biz size veririz, ilerde daha da destekleriz politikalarıyla kendilerine mecbur ve mahkum ettiler.
Bu yıllarda, nihayet aklımız başımıza geldi ancak çok zaman kaybettik.
Ağır sanayide Kıbrıs Barış Harekatındaki ABD’nin koyduğu ambargolar aklımızı başımıza getirdi.
Önce insani yardım diye bizlere nakliye parası kazanmak için, un, süt toz ve sarı peynirlerden yıllarca binlerce ton gönderdi.
Fakir fukara bu kalitesi ve birleşiminin ne olduğunu bilmediğimiz yiyecekleri yedirdiler.
Okullarda, özellikle ilkokul çağındaki çocuklara ve bilhassa yatılı okullarda sabah kahvaltıları bunlarla yaptırıldı. Bunlardan biri de benim. O günleri çok iyi hatırlarım.
Bedava uçak verdi. Yedek parçalarından milyonlarca dolar kazandı. Jeep verdi ordumuza. Aa! ne güzel dendi. Jeepler çalışmadı, yedek parçaları için yine dünya para ödendi. Ordumuzdaki kullanılan silahlarında çoğu Nato’da birlik adı altında kakalandı ve ordumuz ABD güdümlüsü haline geldi.
Şimdilerde yerli ve milli sanayimiz gelişmeye başlayınca, baktılar Türkiye kontrolden çıkıyor, İHA’ları, uçakları bile paramızla vermediler.
Ayıdan post, Amerika’dan dost olmayacağını geç de olsa anladık ama çok zaman kaybettik.
Condalize Rice diye Zenci bir dışişleri geldi geçti. Bundan 20 yıl önce 23 ülkenin sınırlarının değişeceğini söylemişti. Bazıları gerçekleşti. Mısır, Libya, Irak, Suriye, Suudan vb. eylem devam ediyor. İran’da savaşı göze alamıyor. Türkiye ile de bire bir savaşı göze alamıyor. Kalleşçe, arkadan iş çevirerek bizi zayıflatmaya çalışıyor. Doğumuzda Irak’ta Barzani’ye devlet kurduramadı, PKK’ya tırlar dolusu silahla Suriye’de Fırat’ın doğusunda uyduruk bir devlet kurdurmaya çalışıyor.
Türkiye bu yolda taviz vermiyor, dik duruyor. Karşı karşıya gelecek miyiz bilmiyorum? Konu çok önemli.