24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini' kabul ettiği gün olan 24 Kasım yurdumuzda her yıl öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Pek çok ülkede de 1994 ten beri UNESCO’nun tavsiyesiyle 5 Ekim günü Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü tebrik ederek İslam’ın ilme ve eğitime verdiği önem hakkında siz değerli okurlarıma kısaca bilgi vermek istiyorum.
Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim’in de İslam'ın ilk emri 'Yaratan Rabbinin adıyla oku' (Alak-1) olmuştur. İlk emrin Namazdan, Oruçtan, Zekattan önce OKU olması rabbimizin ilme verdiği önemi hatırlatır bizlere. Diğer bir ayeti kerimede Rabbimiz ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' (Zümer-8-9) buyurarak ilimle meşgul olanların üstünlüğünü dile getirmiştir. Peygamber efendimizde bir hadislerinde "Ya öğreten ya öğrenen ya dinleyen ve ya ilmi seven ol. Fakat beşincisi olma; helak olursun', diğer bir hadisi şerifte "İlim öğrenmek Kadın, Erkek her Müslüman’a farzdır' (İbni Mace) diyerek ilme ve ilim adamına verilen önemi anlatmıştır. Peygamber efendimizin amcasının oğlu ve kızı Fatıma’nın eşi, Dördüncü halife Hazreti Ali efendimizde ilme ve ilim adamına verdiği önemi belirtmek için "Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum' demiştir. İslamda ilim öğrenmek Farzı kifayedir. Müslümanların her dalda alimler yetiştirmeleri, bir görevdir. Yetiştirilmez ise herkes sorumlu olur. İslamın ilk öğretmeni MUSAB BİN UMEYR olduğu kabul edilir. Medinede ilk Cuma namazını kıldıran, Bedir ve Uhut savaşlarına katılarak İslam ordusunun Bayraktarlığını da yapan da odur.
Sevgili okurlarım şimdi de islamın ilme ve ilim adamına verdiği önemin ışığında kısaca öğretmenlerimizden bahsetmek istiyorum. Şunu iyi bilelim ki dünyada yaratılanların en kıymetlisi insan oğludur. Bu kıymetli değeri koruyabilmemiz ancak ilim ile mümkündür. Bu ilmi öğretmenlerimizden öğrenmekteyiz. Allah bize ilim öğrenmeyi farz kıldığı gibi, ilimle meşgul olmayı da ibadet saymıştır. Teknolojik gelişmeler, ilmi çalışmaların meyveleridir. Bizlerin bu günlere gelmemizde, çocuklarımızın yetişmesinde çok büyük payı olan ve her türlü sabır ve fedakarlığı, inanç ve hoşgörüyü gösteren tüm öğretmenlerimize minnettarız. Öğretmenlerimizin ellerinden öperiz.
Sevgili okurlar. Öğretmen; yurdumuza doğan güneş gibidir. Nasılki güneş doğduğunda dünyamızı aydınlatırsa, öğretmen de etrafını bilgisiyle aydınlatmayı ve karanlıklar, ve cahilliğe meydan okumayı amaç bilir. Öğretmenlik; bir meslekten çok dava ve ideal işidir. Önce kendini sevecek, kendisine sayğısı olacak, ondan sonra karşısındaki öğrencilerine aşkla bilgi vereceksin. Bu güzel mesleği daha sevimli ve popüler duruma getirmek üniversitelerimize düşmektedir. Çıta yüksek tutulmalı, çocuklarımız hiç olmasa öğretmen olsun modundan veliler kurtarılmalıdır.
Öğretmen yetiştiren fakülteler, mezun edeceği öğretmenlere Tarihini, Milliyetini, dinini, diyanetini öğretmeli, öğretmen kesinlikle yüzde yüz Müslüman olan. Milletiyle çatışmamalıdır. Bu millet bir zamanlar, eğitim sistemi, Maocumu, Lenincimi olsun diyen idareciler gördü. Bu nedenle geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı iyi yetişmiş öğretmenlere teslim etmek isteriz.
Eğitim Enstitüsü mezunu olduğum halde bu öğretmenlik mesleği bana nasip olmadı. Fakat Vakıf öğrenci yurt Müdürlüğüm esnasında pek çok öğrencinin yetişmesine yardımcı oldum. Kendi dört çocuğumu yüksek tahsilin yaptırdım. Oğlum prafösör, kızlarım öğretmen oldu.
Başta evlatlarım olmak üzere tüm öğretmenlerin ve öğretmen arkadaşlarımın 24 Kasım öğretmenler gününü tebrik ederim. İyi ki varsınız. Sağlıklı yaşayın. Ellerinizden öperim öğretmenlerim.