İlimizde 13 adayın yarıştığı Belediye başkanlığı seçim propagandaları olanca hızıyla devam ediyor. Şu ana kadar Allah’a çok şükür adaylar ve taraftarlar arasında olumsuz bir olay yaşanmadı. Demokrasinin gereği her aday devletin verdiği yetkiler çerçevesinde çalışmaya devam ediyorlar. 31 Mart akşamı sandıklar açıldığında sadece bir adayın ismi çıkacak. Bir aday başkan seçilecek. Bu nedenle seçim sonucu açıklandıktan sonra her şey geride kalmalı, ilimizin geleceği için seçilen başkanın etrafında kenetlenilmeli, kırgınlık ve dargınlıklar sona erdirilmelidir.
Sevgili dostlar mahalli seçimler dar bölgelerde, kasaba ve köylerde daha hızlı geçer. Zaman zaman Allah korusun taraflar arasında tatsız olaylar, kavgalar, cinayetler yaşanabilir. Köy ve kasabalarda isim isim taraftarlar ve alınacak oylar hesaplanır, yazılır çizilir. Adam adama markaj yapılır. Bu çalışmalara rağmen hiçbir zaman evdeki hesap çarşıya uymaz. Kazanacak denilen aday kazanamaz. Büyük bir hayal kırıklığı yaşanırdı. Bu demek oluyordu ki hiç kimsenin oyu çantada keklik değil. Adam söz verdiği halde başka bir adaya rahatlıkla oyunu atabiliyordu.
Bu gün siz değerli okuyucularıma doğup büyüdüğüm Özburun kasabasında yaşadığım bir seçim anımdan bahsedeceğim. Yanılmıyorsam rahmetli Mevlüt BOYRACI başkanın vefatında sonra 1975-1977 seçimleri idi. Adaylar Adalet partisinden Rahmetli Zeki KIZILASLAN, CHP den Rahmetli Kazim TÜFEKÇİ İdi. Zeki KIZILASLAN daha önce bir dönem Belediye Başkanlığı yapmış ikinci sefer aday olmuştu. Tabi biz Adalet Partisi taraftarı olarak Zeki KIZILASLAN tarafında çalışıyorduk. 8-10 genç delikanlı gece gündüz ev ev dolaşıp çalışıyor, seçimi kazanmak için çaba harcıyorduk. O zamanlar hasta arabaları yoktu. İçimizde en kuvvetli olan Emin AKCAN arkadaşımızdı. Hastalan onun sırtına bindirip oy atmaya sandığa götürüyorduk.
Nihayet seçim bitti sandıklar açıldı. Seçimi kaybettik. Gençler olarak çok üzüldük. Seçim odasına geldiğimizde kimimiz ağlıyor, kimimiz üzüntümüzü başka şekilde haykırıyordu. Meğerse bizim akşama kadar sırtlayıp sandığa götürdüğümüz hastalar oylarını Kazım TÜFEKÇİ'ye atmışlardı. Neyse biz üzülürken bizim adayımız Zeki KIZILASLAN yanımıza geldi ve “Çocuklar ne üzülüyorsunuz. Seçimi ben kaybettim. Allah ne takdir etmişse o olur. Bırakın üzülmeyi elinizi yüzünüzü yıkayın. Kendinize çeki düzen verin. Kazanan da bizim köylümüz. Hep beraber onu tebriğe gideceğiz" dedi. Biz gençler gitmeyiz orada bize bir şey derler kavga çıkar diye diretmemize rağmen bizi arkasına alarak kazanan tarafın odasına bizi götürdü.
Bizi karşıladılar, bize yer gösterdiler. Sandıkla lokum almışlar Ondan bize de ikram ettiler. Elimize birer lokum zor aldık. Onu da üzüntümüzden doğru dürüst yiyemedik. Adayımız bir demokrasi dersi vererek kazanan Kazim TÜFEKÇİ’yi tebrik edip kucaklayarak görevinde başarılar diledi. Çok güzel bir kaynaşma oldu. Sohbet böyle güzel giderken densizin birisi "Valla Zeki Bey, Belediyeyi birazda biz yiyelim. Maşallah senin dağdaki sürüler beş olmuş. Birazda biz sürü yapalım” demesi üzerine odada soğuk bir hava esti.
Adayımız Zeki KIZILASLAN oturduğu yerden hafif kalkarak “Arkadaşlar ben çomağın oğluyum. Dün değirmen deresinden (Şimdiki Özburun barajının olduğu semt) dokuz seklem (Çuval) barbunya fasulyası toplattım. Yarın Emirdağı pazarına gidecek. İçinizde iki çuval fasulya toplayanınız varsa çıksın meydana" dediğinde ortalık buz kesti. Davar sürüsünü ben almayayımda kim alsın. Vallahi altıncı sürüde yolda. İçinizde ağılı olan, güdecek adamı olan varsa gelin ona alayım. Şimdi siz seçildiniz. Siz alın görelim bakalım." deyip onlara güzel bir cevap verdi. Bizlerin bükük olan boynu bu cevap sayesinde doğrularak oradan başımız dik olarak ayrıldık.
Kardeşlerim, sonuç olarak birbirimizi kırmaya üzmeye hiç gerek yok. Seçimler gelir geçer. Yarın birbirimizin salına gireceğiz. Hiç kimse kimseye karışmasın. Devletin verdiği oy kullanma hakkını her fert istediği adaya kullansın. Seçim bitince de ilin yararı için seçilenin etrafında toplanalım. Allah hayırlı idareciler nasip etsin. Tüm adaylara başarılar dilerim.