Kefaret, oruç tutmamanın değil, orucu bozmanın bir cezasıdır.
Buna göre, Ramazan orucuna niyetlenmemiş ve oruç tutmamış kişiye kefaret değil, günü gününe kaza lazım gelir. Kefaret gerekmeyişinin nedeni, suç büyük olduğu için; kefaret yeterli gelmediğindendir. Zira mazeretsiz olarak tutmadığı bir günlük Ramazan orucu yerine, başka zamanlarda ömür boyu oruç tutsa telafi edemez. Nitekim Hadis-i şerifte; "Kim hastalığı ve bir ruhsatı olmaksızın, Ramazandan bir gün oruç tutmasa, bütün günleri oruçlu geçirse, yine bu orucu yerine getirmiş olmaz."(EbuDavud; Tirmizi; İbni Mace)
Üstad Bediüzzaman Hazretleri bunu anlatırken der ki;
Oruçlu iken kasten orucu bozmak, Ramazan'ın o gününü yaralamaktır. Oruç tutmamak ise Ramazan'ı katletmek gibidir. Bir mahallede kavga esnasında yaralama hadisesi meydana gelse, büyüklerin araya girmesiyle mahkemeye intikal etmeden halledilebilir. Fakat işin içinde cinayet varsa, bunun halli orada mümkün olmaz. İş mahkemeye intikal eder.
Fıtır Sadakası
Ramazanı şerife mahsus olan vaciplerden birisi de sadaka-ı fıtırdır.
Fıtır sadakası, Ramazan orucunun farz kılındığı hicri 2. Yılın Şaban ayında zekâttan önce farz kılınmıştır. Hadislerde bunun "farz" ifadesiyle buyrulmasından mezheplerin görüşleri aşağıda açıklanacaktır. Yunus Vehbi Yavuz Hocamız "İslam 'da zekât müessesi" isimli kitabında der ki; 'Ramazan orucu farz olmadan önce aşura orucu vardı. Ramazan orucu farz kılınınca aşura orucunun tutulması yine meşru (sünnet) olarak kaldığı gibi, zekât farz kılındıktan sonra sadaka-ı fıtrin farziyet hükmü kalkmış, Efendimizin te'kidli beyanlarıyla vücubiyeti baki kalmıştır' denilmektedir.
Konu ile ilgili hadis-i şerifte, İbni Abbas (ra) der ki;"Rasulullah (sas) fıtır zekâtım (sadakasını), oruçlunun boş sözlerle, uygunsuz davranışlarla kirlettiği orucunu, temizlemek ve miskinlerin karnını doyurmak için farz kılmıştır. Kim bunu bayram namazından önce eda ederse, makbul bir sadaka olur. Namazdan sonra öderse normal sadakalardan bir sadaka olur."(İbni Mace;
S. Yollan, 2/382)
Sadaka-ı Fıtır Kime ve Ne Zaman Vacip Olur?:
Sadaka-ı fıtır, Ramazan-ı şerifin sonuna erişen ve havaici asliyesinden (zaruri ihtiyaçlarından) başka 20 miskal yani 8 gram altın tutarında fazla bir mala sahip olan her Müslüman üzerine vaciptir.
Buna zekâtı fıtır, denildiği gibi yalnızca "fıtra" da denilir ki, fıtrat sadakası yani sevap için, şükür için yaratılış atıyyesi demektir.
Sadaka-ı fıtır Ramazan bayramının birinci günü fecrin (şafağın) doğuşundan itibaren vacip olursa da, bundan daha önceleri Ramazan içinde hatta bir görüşe göre, Ramazandan öncesi de verilebilir ta ki, bununla fakirler Ramazanda sevinsinler.
Ramazan öncesi fitranın verilmesinin cevazı, zahirürrivaye ile sabittir. Fakat fetvaya esas olan görüş, Ramazan içinde verilmesinin şart oluşudur. Dolayısı ile Ramazan öncesi verilmesi caiz değildir. (Cevhere; Zuhayli, 3/388) (Devamı Var)