Beyazlığın, saflığın, temizliğin, timsali karlar, zarif tüy hafifliğinde, kat kat tül gibi enva-i çeşit şekiller, motifler ve desenlerle gökyüzünden rüzgârın önünde savrularak arzı kapladı. Her bir tane, sanat harikası olarak aheste süzülüşle biteviye akan raksıyla ışık huzmeleri misali yeryüzünü beyaz renge bürüdü, görünen her şey büyük ve beyaz bir örtüyle perdelenerek setredildi.
Her gün dünya simasındaki manzaralara tek noktadan baktığımızdan ülfet ve gelişi güzel, yüzeysel, surî bakış alışkanlığıyla zaman içinde unuttuğumuz sanat, estetik, hikmet ve güzelliklerin farkında olmuyoruz. Dünyanın afakî telaş ve meşgalelerine dalıp durgunluğumuz, umursamazlığımız, unutkanlığımız nimetlere ve eşsiz güzelliklere karşı bizlerde ülfet perdesiyle körlükler meydana getirmektedir.
Özellikle her türlü menfi araç, teknik ve yöntemleri insan algısı üzerinde kullanılarak ruhları esir alan dünyevi cazibe, duygulara, bilinçaltındaki melekelere hitap ettiği için her şeyi ters yüz ederek gerçekleri saptırmaktadır. Fikri propaganda ya da ticari reklam unsurlarıyla insan duygularına empoze edilen yalanlar, yanlışlar, haramlar ve zalimlerin satranç oyunları göz ve bilinç yanılması, yeni tabirle istem dışı körlük meydana getirmektedir.
Hayatta boş bakışlar ve yeknesaklıklar içinde şükürsüz, tefekkürsüz bir dehlizde her şeye maddi menfaat, para, servet, şöhret gibi insan ruhunu esir alan süslü, çekici ve aldatıcı, yalan, boş hülyalarla benliğimizi ve asli vazifelerimizi unutup duygudan, düşünceden uzak sonu gelmez felakete sürüklenebiliyoruz.
Aslında kâinatta cereyan eden hikmetli faaliyetler, nizam intizam içinde dönen devran, sanat, estetik ve güzelliklerle süslenmiş eserler, Yaratıcının her bir varlık üzerinde isimlerinin tecellilerini, işaretlerini ve mühürlerini göstermektedir.
Beyaz örtüye bürünmüştük, gezegenimizin bir eğlence gemisi gibi ölümü hiç akla getirmeden sırf dünya için günü birlik “Vur patlasın-çal oynasın” Yaşama mekânı olmadığı gerçeğini düşünmeye vesile olmalıdır. “Güzel çiçeklerin âşıkları olan güzel sineklerin, kışın şedaidi (şiddeti) içinde hayatları ne kadar zahmet… ve ölümleri ne kadar rahmet olduğu anlaşılır.” Örnekten anlaşılacağı gibi kâinat hikmet ve rahmet ölçüleriyle donatılmış, süslenmiştir. Masum, zarif, zayıf, naif, bitkilerin, canlıların, yavruların hayatlarında görünen rahmet, inayet, merhamet, rızıkla hayatlarının muhafazası, iaşe ve idamesi v.b. misalleri çoğaltabiliriz.
Kendimizi, hayatımızı ve fikirlerimizi yeniden keşfederek şuurlu, idrakli ve tefekkür ufku içerisinde her hadisedeki ince nüansları mülahaza ederek farkındalık meydana getirmeliyiz. Mesela: Karın rahmet kaplı beyaz örtüsüyle nazarlarımızı saflığa, temizliğe, tevhide çevirmeliyiz. Karacaoğlan’ın kar yağışının Elif’i yani Allah’ı tarif ettiği gibi her bir tanenin Allah’tan gelen mektup olduğunu okuyup anlamalıyız.
Gözümüzdeki ülfet perdesini karın saflığı ve temizliğiyle ile silmeliyiz. Yeryüzünden kar örtüsü bir perde gibi kalkınca altında tecelli eden manzaraların, nebatların ve mahlûkatın üzerindeki işaretlerle ve güzelliklerle Sahibini tanımalıyız. “Senin tarif edicilerin, bütün masnuatındaki mucizelerindir.” Tabirindeki zengin manaları kavramaya çalışmalıyız.
“Allah, sizi annenizin karnından hiçbir şey bilmez bir halde çıkardı ve işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. Umulur ki şükredersiniz… ”(1) Ayette ifade edilen manalara vakıf olmanın bilincine varmalıyız.
Dipnot:
(1)Nahl Suresi,78