Her Şairin arkaya bıraktığı eser aynı zamanda onun hayatı ve hal tercümesi üzerine aydınlık pencereler açmaktadır.
Abdurraahim Mısri Hz.'nin eserlerini inceledikçe, bize derinden derine, hayatından ve ahvalinden yankılar vermektedir.
Şimdiye kadar üç eseri malumdur.
1- Münyetül Ebrar ve Gunyetül Ahyar
2- Tercüme i Kasidei Bürde (Manzum)
3- Vahdetname (Manzum)
Her üçüde Türkçedir. Sade ve güzel Türkçemizdir Gençliğinde ve vahdetname'nin yazımından sonra geçen 25-30 senelik hayatı iiçinde yazılmış başka eserleri de olma ihtimale vardır.
Münyetül Ebrar ve Günyetül Ahyar; kısmen tercüme edilmiş bu eser Türkçemize, Muvaffakiyetle çevrilen eserlerin ilk örneklerindendi. Halen İstanbul'da iki Kütüphanede yazma nüshaları bulunmaktadır. Birisi Çarşamba semtinde, Murat Molla Kütüphanesinde (Düğümlü Baba Kitaplığı) kitapları içinde 376 numarada kayıtlı yazma kitabı; kitabın kabı içinde şu ibare var: "Bu kitabın tercümesini Akşemseddin Şeyh'imin arzu ve buyruğu ile yaptım." demektedir.
Bu kitapta Abdurrahim Mısri Hz.'nin kendisine ait şu beyitleri aşağıya aynen yazıyoruz. Bu beyitlerin konusu doğrudan doğruya IŞK; HAKTIR:
"Işku sevda şerbetinden bir kadeh nuşeyledim, Haşrolur lezzeti gitmez dimağımdan benim. Gönül yerindeki ektim muhabbetin tohumunu Ölünceye saklarım anı ve olmazsam hadis (yahudi dini grubu)
GAZEL
Işkın odu serteser tuttu cihanı yandırır,
Mahzı nur eyler vücüdü cismi canı yandırır.
Ol'heva germiyeti Kevnü mekanı yandırır.
Ger cemalin şulesinin zerresin keşveylesem
Şevki nuru mihru mahü asumanı yandırır
Ey gönül Musa gibi ol talibi didarı dost
Varlığın bir gün tecelli nagihanı yandırır.
Derdi IŞK afetlerin Şerh edemez Abdurrahim
Neylesin ol söz dile gelse lisanı yandırır.
Işka münkirdir safasız soni bilmez anı kim
Aşıkın canını ışk odu cihani yandırır.
Öbürü yine İstanbulda, Ali Emiri kütüphanesinde, Reşit efendi kitapları arasında 485 Numarada kayıtlıdır. Kitap eski ve iyi bir yazmadır.
Kitabın yazımından on yıl sonra 1463 yılında tercüme edilmiştir. Bu tercümenin içinde Feridüddin Attar'ın ve Celaleddin-i Rumi'nin Mesnevisinden Türkçeye çevrilmiş beyitler var ve kitabın başında şöyle yazıyor.
(Menyetül Emrar ve Hünyetül Ahyar)
(Abdurrahimül Karahisarı Bin Alaettini Mısri Müridi Akşemseddin) Takdim eder.
Bu iki eser bulunup görüldükten sonra bir nüshada, Afyon'da Karahisarlı merhuma Kadıasker Şahin Efendinin torunlarından nizameddin Laciner'in kitapığından elde edilen ve Afyon müzesine satın alınan ve hangi tarihte tercüme edildiği belli olmayan bu kitabın baş yaprağında
(Kitabı Münyetül Ebrar ve Gunyetül Ahyar Min telifi Abdurrahim Efendi El Karahisarı, İbni Alaeddinül Mısri Min tarikül bayrami) diye yazılıdır. Tumturaklı bir ifade ile tasavvufun hikmet ve felsefesi üzerine kaleme aldığı önsözünde, yazar, Akşemseddin'in emri ve dostlarının tavsiyesiüzerine, tarikar erbabının Faydalanması için Muvaffak Bin Mecdi'nin SELVE adlı eserini tercüme ettiğini ve daha da bir çok faydalı şeyler ilave eylediğini anlatır.bu eserin İstanbul'un fethi sıralarında ikmal edildiğini anlatır ve Fatih Sultan Mehmet'e pek çok iltifatlı cümlelerle ithaf eder ve şöyle söyler:
"En büyük Sultan ve ulu Hakan,ümmetlerin idaresini el altına alan; Kılıç ve kalem sahibi, dünyada Allah'ın gölgesi, tanrı adı bayrağını çeken, Allah yoluda savaşan, Devranın iskenderi zamanın güzel bahtını elinde tutan, cihan sedefinin incisi. OSmanoğlu'nun biricik seçilmişi, Sultanoğlu, Sultanoğlu, Sultanoğlu, Sultan Muhammet(Çelebi) oğlu, Muradoğlu, Muhammet Han, Allah iki cihanda onun şanını yüceltsin ve kudretini yükselesin."
KAYNAK KİŞİ
EDİP ALİ BAKİ
YAZAR, ŞAİR ARAŞTIRMACI, ÖĞRETMEN