Abdurrahim Mısri Hz.’nin Münyetül Ebrar ve Gunyetül Ahyar, Tercüme-i Kasidei Bürde tercüme edilmiş eserleridir.
Fakat VAHDETNAME’yi kendisi yazmıştır.
Her şairin kendisinden sonra bırakacağı eserleri arasında bir en iyisi vardır. İşte Vahdetname’de Abdurrahim Karahisari’nin şaheseridir.
Abdurrahim Hz’lerine büyük şair vasfını bizlere cesaret verdiren eserdir. Bu eserde şairin ilmi hüvviyeti, itikatı, içtimai ve siyasi düşünceleri, ahlaki ve terbiyevi anlayışları, şairliği, feslefesi açık bir ayna gibi görünmektedir. Abdurrahim Hz. İstanbul’dan Afyonkarahisar’a döner dönmez başlamış ve 1461 yılında bitirmiştir.
Eseri, Afyonun gecek hamamı civarındaki mesirelik yere her sabah gidip yazdığı söylenir. Vaktiyle o yerler zümrüt pınarları ile, koyu yeşillikleriyle şair Abdurrahim Hz’ni gerçekten kendine çektiğine ve ona türlü ilhamlar verdiğine inanabiliriz. Vahdetnamenin asıl konusu tasavvuftur.Adından da anlaşalıcağı için “Allahın Birliği” dir. Bu eser,o zamanlar tasavvuf ilmine çok önem verilen ve halk tarafından çok beğenilen konuları içermektedir.Abdurrahim Mısri HZ’nin Vahdetnamesi tasavvuf ilmine ait ilk Türkçe yazı örneklerindendir.
Tasavvuf ilmi Türklerin arasında onuncu yüzyıldan itibaren yayılmaya başlamıştır. İran mutasavvuflarıyla yakın temas neticesinde gittikçe genişlemiştir. Ve en büyük olgunluğunu Hz Mevlana’da bulmuş, Türk kocası Yunus Emre ile de halka ışığını serpmeye başlamıştır.
Ondört, onbeşinci asırlarda Türk Alim Mütefekkir ve şairlerden bir çoğu tasavvuf cereyanının kuvvetli temsilcileri olmaya başlamışlardır. Bu arada Hamide Aksaray, Hacı Bayram Veli, Kemal Ümmi,Yazıcızadeler , Eşrefoğlu, Akşemseddin, Afyonkarahisar’da Aba Pu’şi Bali Hz oğlu Mehmet Semai Hz’de pek çok hizmet ve himmet eylemişlerdir.
Tasavvufun esas ve prensipleri üzerine bir çok değerli mutasavvıflar düşünce ve hükümlerini şöyle anlatmışlardır: “İnsanları hayvanlardan ayıran, altıncı havas ki aklu basirettir. Akıl; Delalet, hikmet,işaret, marifet,sahadet eder ki , ibadet sefasına ancak “Tevhid” (İnanç, düşünce ve eylemde yalnız bir tek yaratıcının ,Yüce Allahın varlığını ve birliğini merkeze almaktır) Sefası ile erişilir.
HER ŞEY BİRİN AYNASIDIR.BİRDİR.HER ŞEY O BİRİN (ALLAH’IN) TECELLİSİDİR. (Belirmesi görülmesi)
Ancak , akıl ve fikir galip olanlar batın gözüyle (gizli hakikatleri göre bilen) Allah’ın Cemalini ve Kemalini görüp ona muhabbet edenler. Bu sevgi Zahir (Görünür olan) sevgilerden üstündür. En yüksek dilek ALLAH SEVGİSİDİR. Bunun içindir ki Mutasavvıf Allahtan korktuğu için değil; Onu sevdiği için ibadet eder.
Tasavvuf aşkı maddeyi bırakıp ruha, hayır ve güzellikte mücerret (SOYUT) terkibe girer.Bu hal, kal (söz) ile izah edilemez. Bu mutlak güzellik,görünen ve tasvir edilen bütün güzelliklerin üstündedir. Hakiki güzel Allahtır. Bütün diğer güzellikler ona aks eden şualarındadır (IŞINLARINDADIR) . Nihayet bu aleme giren kişi cezbe (kendinden geçme). Bu tarif ile anlaşılamaz;tanımayan bilmez, bu cezbeyi (kendinden geçmeyi) bir mürşidi kamil bilir. Külle incizap (Allahın cazibesine tutulma , cezbolunma) :( (Bir cüz bütünü oluşturan her bir ruh) ;Güneşe giden bir zerre ; Umman’a koşan bir katre gibi gözünün önünde ; damarlarının içinde derin bir ahenk için çoşan, kaynayan kudrete kemale yaklaşmaktır. (Yani Allaha yaklaşmaktır) fani benliği baki varlık içinde eritir ; Bu vehmin varlık olan benliği (Zannedilen varlık olan benliği) Hakk’ın aşk denizinde (Semavati bir deniz) gark etmelidir.Benlik mahvolunca, İlahi varlık (ALLAH) onda tecelli eder (Belirginleşir, görünür).
İşte, büyük şair,tasavvuf şairi Abdurrahim Mısri. Hz. Bu gayeye , yani İlahi Varlık’ın tecellisine erişebilmek için takip edilecek yolları, Tasavvuf İlmi’nin usul ve adabını VAHDETNAMESİ’NDE gösteriyor; izah ediyor ve nihayet tasavvuf ilminin emrettiği “Güzel Ahlak’ı “ tasvir ediyor ;anlatıyor.
Mutasavvıf Şair Abdurrahim Mısri Hz. Bu eserinde tasavvuf düsturlarının emrettiği genel ahlakı güzel ahlakı tasvir ediyor; buna ait çeşitli bilgileri anlatmakla ve açıklamakla kalmamış, güzel eserlerini bir takım latif ve güzel hikayelerle aynı zamanda halk’a hitap eden ahlak ve sosyal, sağlık bakımından verdiği bir çok öğütlerle, hikmetli sözlerle süslemiş ve genişletmiştir.
Eser mesnevi tarzında yazılmış – 4000-den fazla beyti ihtiva ediyor. İfade sade ve arıdır. Herkesin anlayabileceği tarzdadır. Şair Abdurrahim Mısri Hz. Süleyman Çelebi gibi halk diline uygun ve kolay vezin olan “Failetün ,failetün, failat” aruzu ile yazılmıştır. “VAHDETNAME”yi Afyonkarahisar’da yazmıştır.Allah ondan razı olsun inşallah.
Kaynak kişi Edip Ali Baki
YAZAR ,ŞAİR , ARAŞTIRMACI , ÖĞRETMEN