Yeni bir seçim atmosferine yaklaşıyoruz. Yapılacak seçimlerin milletimize, İslam alemine ve insanlığa hayırlar getirmesi halisane dileğimizdir. Bazı tespit ve tahlillerin vatandaşın tercihlerinde etkisi olur mu bilinmez ama yazar- çizerlerin, aydınların, sorumlu, bilinçli millet evlatlarının iyilikleri göstermek, kötülüklerden sakındırmakla görevli oldukları bir gerçektir.
HAVA ALANLARI
Bölgemizde Eskişehir, Uşak, Isparta, Denizli çardak hava alanları bir de Afyondaki Askeri hava alanı mevcutken, üstelik bunlar kapasitelerinin çok altında hizmet vermeye çalışırken bölgesel hava alanı olarak Afyon- Kütahya- Uşak arasına zafer hava alanının yapılmasını mantık ve havsala almıyor. Yap- işlet- devlet formülüyle hizmete alınan bu hava alanı kapasitesinin %1’ini bile bulamayan bir ucube anlayışıyla çalıştırılmaya devam ediliyor. Yüzde doksan dokuz hatta payı ile düşünülen böyle projeler uyanmayı inatla sürdüren Türk insanımıza ciddi bir İkazdır. Yolcu garantili verilen teminat gereğince daha 15-20 yıl hazineden karşılanacak bu zararlar vatandaşın ekmeğinden, giyeceğinden, kazancından, rızkından devamlı parçalar koparacağa benziyor. Hiçbir analize dayanmayan, sadece siyasi amaca yönelik ulaştırma yatırımları büyük oranda atıl kapasiteye sebep olmuştur. Helal- haram demeden lüks ve savurganlık başını almış gitmiş, millet ekonomide üretim ve bölüşüm mekanizmasının dışına itilmiş, adeta borç ve sadaka ile geçinir hale getirilmiştir.
Milli ve manevi değerlerimiz istismar edilerek siyasi malzeme olarak kullanılmakta, vatanı, dini, namusu ve şerefi için ölüme göz kırpmadan giden bu aziz millet yanıltılmaktadır. Domuz, kasaplık hayvanlar arasına alınmış, zina suç olmaktan çıkarılmış, haksız kazanç, durgun, soygun sırandan işlermiş gibi seyredilir hale gelmiştir… peki bu tespitler ve daha nice gerçekleşen durumlar gerçek değil midir? Ziller senin, benim, onun, bunun yani topyekûn hepimiz için çalmıyor mu? Kişilere bağlı demokrasi gerçek demokrasi değildir. Toplumun her kesimi tarafından anlaşılır ve şeffaf olmayan, perdenin önünde söylenenlerle arkasında söylenenlerin çelişkisini izah edemeyen, hesap vermeyen bir liderlik yapısının sözlü ve yazılı medyayı nüfus kullanarak kitleleri yanlı bir şekilde yönlendirmesi demokratlık olamaz. Türk siyasilerin halkla paylaşılmayan, aklı eren iyi niyetli siyasetçilerin bildiği ama tabir yerindeyse reyting getirmediği için hiç gündeme getirilmeyen milliyetçi maneviyatçı gerçek ilmi siyasetçileri desteklemesi, onlarla beraber uzun yolculuklara çıkılmaya ihtiyacı vardır. Bu tespit, tahliller uyanmaya vesile olmayacaksa ziller boşuna çalmaya devam mı edecektir? Milletimizin kültürel ve dini ihtiyaçlarının karşılanmasının hemen yanı başında ekonomik ihtiyaçlarını karşılanması iki temel problemdir. Bu ihtiyaçları karşılanamaması, sahte kurtarıcıların ortaya çıkmasına ve halkı kandırıp demokrasiden soğumasına sebep olmaktadır. Türk halkının dini, kendi öz kaynağı Kuran’dan öğrenme hakkı, hakların en kutsalıdır. Ama bu kitabın okunma oranı, hele Kuran’ın kendisini istediği gibi okunma ve anlaşılması oranı yüzde bir mertebesinde bile değildir. Asırlardan beri yeryüzünün gelmiş geçmiş bu en büyük devrim kitabı okutulmamış( Kuranı Kerim), okunmamış ve bir din Profesyonelleri camiası, halkın yerine okumak ve anlamak iddiasında bulunmuştur. Bu meluna ne şirk, İslam dünyasındaki ve Türkiye’deki her ileri ve insani hamlenin önünü kesen bir canavar olmuştur. İşte irtica budur. İrticanın oluştuğu tek ortam cehaletin karanlığıdır. Hangi meslekten, hangi tahsil seviyesinden olursa olsun, din cehaleti, insanı ya inkara sürükler, yahut din sömürüsünün kurbanı, hatta ortağı haline getirebilir. Devamı gelecek makalemizi hemşerimizi, rahmetli bilge lider Aykut Edibali’nin şu cümlesiyle noktalayalım; Ülke problemleri karşısında sızlamayan yürek, düşünmeyen beyin bizden değildir.
Gazeteniz yazarı Himmet Kadal’ın makalesini okudum bilgilendim ellerine yüregine beynine sağlık kendilerine çok çok teşekkür ediyorum sizleringazetenizde böyle bir yazarın makalesini yayınladınız için teşekkürlerimi sunuyorum.