Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük milletlerinden biri olan Türk milleti, bilinen bilinmeyen sayısız ikazlarla uyanmaya davet edilmiştir.
Görünerek karşına çıkan düşmana karşı mücadele nispeten kolaydır. Karşındakini ölçer biçer hamleni yaparsın.
Kamufle edilmiş düşmanın hamlesini kestirememek yenilginin başlangıcı olur. Taşlara kazınarak günümüze ulaşan Orhun yazıtlarında Türkler kısa ve öz olarak şöyle uyarılıyordu;
"Çinlinin parlak sözlerine, ipekli giysilerine kanma, aldanma"
İşte o zamandan bu zamana düşmanın kendini gizleyerek, kamufle ederek milletler üzerinde nasıl etkili olduğunu belirten yazılı vesika.
Daima tek Tanrılı dinlere inanmış Türk milletini, din hedefine almış olan Çin'di ve korunmak için binlerce kilometrelik Çin Seddini inşa etmişti.
Hızla değişen dünyada müstahkem kaleler, surlar setler yerini ve önemini büyük ölçüde kaybetmiştir. Tıpkı ok, yay, kılıç, mancınık gibi savaş araçlarının müzelerde sergilendiği gibi.
Asıl olan bir kural hiç değişmemiştir ve değişmeyecektir"
"Hazır ol cenge, istiyorsan sulh-u salah"
Namertçe yapılan günümüz saldırılarından bazıları şöyledir:
- Hedef ülke sınırlarına yakın yerlerde sorun çıkarmak. Bunu yaparak ülkelere kontrolsüz göçmen yerleştirerek nüfus yapısını bozmak.
- Sınır güvenliklerini tehdit ederek ülkede terör ve anarşiyi yaygınlaştırmak. Bu yöntemle ülkemiz kaynakları 40 yılı aşkın zamandır tüketilmiştir.
- Üretimi çalışmayı, hedef edinen ekonomileri baltalayarak, tüketim toplumuna döndürme girişimleri.
- Bu yöntemle gelişmenin önü kapatılmakta ithalat daima ihracattan fazla olarak cari dengeler bozulunca karşımıza ENFLASYON canavarı çıkarılmıştır.
- Avrupa’nın hiç bir ülkesinde olmayan, hatta tamamının toplamını geçen enflasyon ve hayat pahalılığının başka izahı olamaz.
- BOP-BIP gibi projelerle komşularla sıfır sorun imajının yerle bir edilmesi.
- Ülke kaynaklarının yabancılarca işletilmesine sağlanan imtiyazlar. Bu korkunç uygulama ülkelerin sütlerini sapıp götürdüğü gibi, ineklerini de alıp götürmektedir. Altın, bor, boraks, ve nice zenginliklerimizin bir an önce ülkemiz lehine değerlendirilmesi kaçınılmazdır
- Ehliyeti ve liyakati devre dışı bırakan zihniyet derhal terkedilmelidir.
-Baştan sona sarsılan ADALET yeniden sağlanmadıkça hiç bir şey olmaz.
- NBC diye adlandırılan hastalık, aşı, ilaçlama yöntemlerine karşı ulusal güvenliğimiz için MASTER planlar yapılıp devreye alınmalıdır.
Bu yöntemle düşman ülkeler ata tohumculuğunu, ziraatımızı bitirmekte insanımızı düşünmekten alıkoymakta, hatta olması gereken eşlerini kıskanma duygularını dahi dumura uğratmaktadır. Bizim çiftçimizin ürününün tonuna karşı diğer ülkelerin ürettiklerinin 10 kg'ı kafi gelebilmektedir.
İthalat yoluyla yerli çiftçinin değil düşmanın çiftçisi desteklenmiş oluyor.
Bilgisayar, internet sosyal medya konusundaki hakimiyet, bizim elimizde değildir. Biz seyirci taklitçi durumdan biran önce kurtulup bu sahalardaki ulusal çıkarlarımız baz alan yazılım-bilişimimizi acilen programlamalıyız.
Aksi takdirde usta düzenbaz HACKER' ların yemi olmaktan kurtulamayız.
Bir kısım insanımızı siyasetten uzak tutma girişimleri Müslümanları hakim değil mahkum durumuna düşürmüştür. Bize layık olan hakim olmak, ilme ve ehliyete önem veren idarelerin başa geçmesini sağlayarak izzet ve şerefimizi kurtarıp korumaktır.
Yirminci yüzyılın en belirgin uyarıcıları, Yeniden Milli Mücadeleciler olmuş ve görevlerini uyarılarını yapmışlardır. Çerçevesini sağlam kaynaklardan alan MİLLET DAVASI, bilge lider merhum Aykut Edibali tarafından Orhun Kitabeleri gibi sabitlenmiştir.
Acizane kaleme aldığımız yazılar gelecek endişesi taşıyan vatansever, imanlı bir kardeşinizin samimi ama kendine özgü anlatımlarıdır. Çerçeveye sığmaz.
Okuyan, dinleyen, paylaşan bütün millet dostlarını selamlarım.
Himmet KASAL