Son 2-3 gündür baş döndüren gelişmeler oluyor.
Bir yılı aşkındır devam eden 6’lı masa buluşmaları açıkçası fare doğurdu.
Kriz yarattı, akılları karıştırdı.
Umutları ve beklentileri yerle yeksan etti.
Ne oldu?, kim haklı bunların hepsini bir kenara bırakalım.
Meral Akşener aylardır Ekrem İmamoğlu ve Mahsur Yavaş diye aslında 6’lı masaya gönlündeki Cumhurbaşkanı adayını dayatıyordu.
5’e karşı 1 olarak.
Diğer tarafta defalarca Kemal Kılıçdaroğlu ismini dillendiriyordu.
Neyse olanlar oldu zaten biliyorsunuz.
Sonra büyük bir kitlenin dikkatini çeken Prof. Dr. Ersen Şen gelişmesi yaşandı.
Cumhurbaşkanı adayı olabilirim.
Hesaplar kitaplar resmen yeniden karıştı.
Ben bundan da bahsetmeyeceğim.
Ben size bu gün bir soru soracağım.
“Meral Akşener’i nasıl bilirsiniz?”
Aklınıza başka kötü bir şey gelmesin.
Art niyetle söylemiyorum.
Basit bir soru soruyorum o kadar.
Siz nasıl bilirsiniz bilmiyorum ama ben size benim bildiğim Meral Akşener’i anlatmaya çalışayım.
Antalya’da Sabah Gazetesi bürokrasi ve siyaset muhabiri olarak görev yaptığım yıllarda ülkenin önde gelen tüm siyasetçileri ile çalışma imkanım oldu.
Bunlardan biri de elbette DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller.
Hatırlanacağı üzere 1996 yılında Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan Başbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Mehmet Ağar ise İç İşler Bakanı oldu.
Ancak bir süre sonra yaşanan Susurluk skandalı sonrası Mehmet Ağar’ın yerine 8 Kasım 1996’da İç İşleri Bakanlığına Meral Akşener getirildi.
Akşener bakanlığının 5. Ayında bir skandala imza attı.
O zamanlar Emniyet Genel Müdürü olan eski Antalya ve Ankara valisi Alaaddin Yüksel’i görevden alıp yerine Antalyalı Kemal Çelik’i Emniyet Genel Müdürü olarak atamak istedi.
Ancak Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel atamayı kabul etmedi ve makamını terk etmedi.
Tarih 4 Nisan 1997.
Meral Akşener sabaha karşı 03.30’da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gelerek, atadığı Genel Müdür Çelik’i makamına oturttu.
Tıpkı 23 Nisanlarda ilkokul çocuklarına verilen makam koktukları gibi.
Aslında iş bu kadar hafife alınacak bir mesele değildi.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devletin zirvesinde gerginliğe yol açan Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki atama krizi, Türk siyasi tarihinde benzeri görülmemiş bir “darbeye” sahne oldu.
Görevden aldığı Emniyet Genel eski Müdürü Alaaddin Yüksel’in makamını terk etmedi.
Gece yarsı saat 01.00’a kadar makamda kaldıktan sonra makam odasının kapısını kilitleyip evine gitti.
Alaaddin Yüksel’in ayrılmasından sonra İç İşleri Bakanı Meral Akşener önce Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile 02.00 gibi görüştü.
Bakan Meral Akşener, sabaha karşı 03:30’da Genel Müdürlük binasına giderek vekil genel müdür olarak Hakkari’den Ankara’ya gelen Kemal Çelik’i makamına oturtmak istedi.
Ancak Genel Müdürlük makam kapısı kilitliydi.
Meral Akşener’in talimatıyla gece yarısı Emniyet Genel Müdürünün makam kapısı kırılarak içeri girildi ve makam koltuğuna Kemal Çelik oturtuldu.
Akşener’le birlikte geldiği saatten itibaren makamından bir dakika olsun ayrılmayan Çelik görevine fiilen başlarken, Bakan’ın gece baskını Ankara’da ve Emniyet teşkilatında büyük tartışma yarattı.
Resmen Emniyet Genel Müdürlüğünde darba yapılmıştı.
Bu güne kadar böyle bir gelişme ilk kez oluyordu.
Meral Akşener şimdiki gibi o zamanda elinde tespihle bir kadın gibi değil erkek gibi dolaşıyordu.
Siyaset geçmişi ise kısaca şöyle özetlenebilir.
1995-Tansu Çiller’li DYP’de milletvekili olarak seçildi.
Çillerin sağ kolu isimlerden birisiydi.
1996-Erbakan hükümetinde İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Susurluk skandalına karışması nedeniyle yerine Tansu Çiller’in isteği ile İç İşleri Bakanı oldu.
2000-ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile görüşmeler yaptı ve ANAP’ının kapısından döndü.
2001-Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile AK Parti’nin kuruluş aşamasında birlikte hareket etti.
Hatta Afyonkarahisar’a gelen ekip içindeydi.
Erdoğan ve Gül ile birlikte hareket eden Akşener ne olduysa onları yarı yolda bırakıp çekildi.
2007-MHP milletvekili olarak Devlet Bahçeli’nin yanında yer aldı.
Bir süre sonra parti içi muhalif kanadın öncülerinden biri oldu.
MHP’yi bölerek 2017’de İYİ Partiyi kurdular.
İYİ Parti’de yola çıktığı birçok kişi ile kısa zamanda ayrıldılar.
2022’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı 2023 Cumhurbaşkanlığı adaylığı için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte 6’lı masayı kurdular.
Üstelik İYİ Parti’nin bir önceki seçimlere katıla bilmesi için mecliste gurup kurması için gereken 14 milletvekili veren Kemal Kılıçdaroğlu ve 4 partinin genel başkanını yarı yolda bırakarak masadan kalktı.
Yine Türk siyaset tarihinde görülmemiş bir olaya imza attı.
Üstelik DYP’de birlikte siyaset yaptıkları şimdiki İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu ve Birlikte MHP’den ayrılıp İYİ Partiyi birlikte kurdukları Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ aylar öncesi yaptıkları konuşmalarda Meral Akşener, “Yakında 6’lı masayı yıkar” diye açıklamışlardı.
Sonunda Meral Akşener yine yaptı yapacağını.
Huylu huyundan vazgeçmiyor yani.
Onun dediği gibi, “ya tarih yazacaklar, ya tarih olacak”
Ama şu son Ersan Şen hamlesi bazı şeyleri değiştire bilir bakalım bu hafta yine bir hayli ilginç gelişmelere sahne olacak.