Benim çocukluğumda hayat ne kadar güzeldi.
Zengin çocuğu da, fakir çocuğu da aynı sokakta oynardı.
Aynı okula giderdi.
Sokağın aynı bakkalından alış veriş yapardı.
Tek fark biraz hali vakti yerinde olanların evlerinin çatısında televizyon anteni vardı.
Evlerinde siyah beyaz tek kanallı bir televizyon.
1980’li yıllardan bahsediyorum.
Biz çocukların en büyük eğlencesi çizgi filmlerdi.
Jetgiller vardı.
O dönem için çok uçuk kaçık hayal ötesi bir şey.
Yaşı 50 civarında olanlar iyi bilir.
Uçan arabalar, tıraş yapan kasklar, asansörden eve yürüyen bant yolla giriyorsunuz.
Yemekte ne istiyorsanız gidip mutfakta makinelere söylüyorsunuz saniyeler içinde hazır.
Elle yapılan hiç bir şey yok.
Ne kadar akıl dışı, imkansız bir hayal gücüydü.
Bir de şimdi bakıyorum oradaki birçok şey hayata geçmeye başladı.
Uçan arabalar yapıldı ve örnekleri piyasada.
Yürüyen bant yollar hava limanları gibi birçok yerde var.
İşten çıktınız siz daha yoldayken evdeki fırına bir mesajla yemek pişirme talimatı verebiliyorsunuz.
Siz uyurken robot süpürge evi sizin yerinize temizliyor.
Elimizdeki cep telefonundan her tülü işlem yapılıyor, otobüs, tren, uçak bileti alınacak şıp diye alıyorsunuz.
Banka işlemleri, hatta bankaya hesap açacaksınız yapay zekayla cep telefonundan yapıyorsunuz.
Oturduğunuz yerden, çayınızı kahvenizi içerken.
Oysa bunlar için eskiden birçok evrak, bankada kuyruk saatleriniz gidiyordu.
Şimdi birkaç dakikada işleminiz tamam.
Yani her şey dijitalleşiyor, her şey yapay zekaya dönüyor.
Evet yapay zeka bir çoğumuzdan daha akıllı.
Ama bu beni biraz endişelendiriyor.
Ben gazeteciyim, yazarım benim gibi yazı yazabilir mi?
Gittiğim bir basın toplantısında karşımdakinin ruh halini, tavrını benden daha iyi anlaya bilir mi?
Benim yerime yazı yazabilir mi?
Ben kendim için endişelenmiyorum.
İnsanlık adına endişeleniyorum.
Yakında birçok iş kolu için insana ihtiyaç duyulmayacak.
Eskiden fabrikalarda yüzlerce işçinin yaptığı işi artık robotlar yapıyor.
Üstelik yemek saati, çay saati, servisi, zam isteme derdi, sendikası yok.
Üstellik gece gündüz 24 saat çalışıyor fazla mesai yok.
Geçenlerde Afyon’da Ali Osman Okşar var.
Yapay zeka yazılımı yapmış.
Bilgileri veriyorsun senin yerini haberi o yazıyor.
Yani yapay zeka.
Git başımdan ben bu uygulamayı kullanmam dedi.
Ali Osman yinede linki attı ama girmedim.
Kendi elimle kendime rakip yaratmak istemedim.
Siz kıymetli dostlar bu yapay zeka dönemine ne kadar hazırsınız?
Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun bile ana gündeminde yer alan ‘yapay zeka’ sektörleri, şirketleri ve bireyleri etkilemeye devam ediyor.
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) bu yılki zirvesi 15-19 ocak tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kentinde düzenlendi.
"Güvenin Yeniden İnşası" ana temasıyla düzenlenen zirvede 300'ü aşkın oturum gerçekleştirildi.
Zirvede "yapay zeka ile hızlı dönüşüm ortamında güvenin yeniden inşası" masaya yatırıldı.
Yapay zekayı sadece teknolojik anlamda ele almamak gerekiyor.
Yapay zeka, toplumları etkilemeye ve dönüştürmeye deva ediyor.
Yapay zeka, toplumları ‘iş güçleri’ anlamında etkiliyor.
Servet dağılımı olarak etkiliyor.
Yapay zeka, toplumsal dinamikleri kökünden etkiliyor.
Yapay Zeka hayatımızı etkileyecek.
Buna ayak uyduramayana iş dünyasında yer yok.
Basit bir cafe ve restoranda bile artık yapay zekayla sipariş alınıyor.
Büyük firmalar tamam onlar zaten gerekli önlemleri alıyor.
Ya siz KOBİ’ler, küçük esnaf siz bu duruma ne kadar hazırsınız?
Aslında büyüklere göre KOBİ’lerin dönüşmesi daha kolay ve hızlı olabilir.
Yapay zeka’dan kurtuluşumuz olmadığına göre onunla yaşamaya ve kendi işimiz için kullanmayı keşfetmeliyiz.
Burada belirleyici olan vizyondur.
Biz şimdiden Yapay Zeka olayına hazırlanalım.
Ancak benim çocukluğumdaki Jetgiller’den sonraki yıllarda robotların dünyayı ele geçirmeye çalışmaları gibi bazı filmlerde var.
Yapay Zeka tamam, yapay zekanın esiri ve kölesi olmayalım.