Siyaset öyle bir şey ki kardeşi kardeşe.
Babayı oğluna düşman eder.
Aslında etmemeli.
Siyaset ve demokrasi kimseyi kimseye düşman etmemeli.
Sözüm ona herkes vatan millet, hak adalet, birlik beraberlik, ülkenin çıkarları menfaati için çalışıyor.
Siz hiç gördünüz mü?
İnsanların kötülüğü için, vatanın milletin zararı için kurulan bir siyasi oluşum.
Aslında sağcısı da solcusu da tam bağımsız Türkiye diyor.
Ama bir birini yiyor.
Neden?
Ben 53 yıllık ömrü hayatımda çözemedim.
Üstelik o kadar çok parti ve genel başkanıyla çalıştığım halde.
Alparslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Deniz Baykal, Murat Karayalçın, Abdullah Gül, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu, Gültekin Uysal, Temel Karamollaoğlu ve onlarca yabancı başbakan ve cumhurbaşkanıyla çalıştım.
Ama çözemedim.
Bir zamanlar can ciğer kuzu sarması olan dava arkadaşları bir gün geliyor küskünler kulübüne katılıyorlar.
Afyonkarahisar ve AK Parti denildiğinde bir zamanlar muhteşem üçlü vardı.
Burhanettin Çoban, Salih Sel ve Mehmet Zeybek.
Salih Sel ve Burhanettin Çoban’la yaptığım röportajlarda bu muhteşem üçlünün nasıl Ankara’ya gittiklerini, genel merkezde neler yaşadıklarını ve Ankara’dan Afyonkarahisar’a kadar nasıl ağlayarak geldiklerini dinlemiş ve bazı yazılarımda kullanmıştım 2013 yılında.
Muhteşem üçlü her şeye birlikte göğüs gerdiler.
Yılmadılar, AK Parti için omuz omuza mücadele ettiler.
Mehmet Zeybek İl Başkanı oldu.
Salih Sel İGM Başkanı oldu.
Burhanettin Çoban Belediye Başkanı oldu.
Afyonkarahisar’da onların arasına bırakın kimseyi ne hava ne su girebiliyordu.
Afyon kalesi gibi güçlüydüler.
Baktılar ki onları dışarıdan yıkmak imkansız o halde içerden yıkmak lazım.
Önce Mehmet Zeybek’in il başkanlığı elinden alındı.
Buna Salih Sel ve Burhanettin Çoban direnç gösteremedi.
Özellikle Burhanettin Çoban.
Çünkü İl Başkanı Mehmet Zeybek, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın yaptığı bazı şeylere şiddetle karşı çıkıyordu.
Görüş ayrılıkları vardı.
Perde arkasında şiddetli tartışmaların olduğu kulaktan kulağa biz gazetecilere kadar geliyordu.
O nedenle Mehmet Zeybek’in oyundan çıkması lazımdı.
Öylede oldu, Zeybek, İl Başkanlığı görevinden alındı.
Sonra sıra Salih Sel’deydi.
Salih Sel küme düşmüş ve kapanmış olan Afyonspor için sıfırdan bir kulüp kurdu.
Zamanında kendisi de futbol oynamış olan Sel, her yıl şampiyonluk parolasıyla iddialı sözler söyledi.
Ama söylediklerini yaptı ve takım her yıl şampiyon oluyordu.
Bu bazılarını rahatsız etmeye başladı.
Ani bir hamleyle Salih Sel Afjet Afyonspor kulüp başkanlığından yaşlı olduğu gerekçesiyle alındı.
Sanki Salih Sel çıkıp sahada oynuyordu.
Salih Sel’in kurup büyüttüğü kulüp o gün bu gündür düşüş trendinde.
Sonrasında Salih Sel’de oyun dışı kaldı.
Salih Sel’in İGM yönetimindeki başarısı Spor Kulübüyle daha da bir zirve yapmıştı.
Afyonkarahisar bütün şehir ya da büyükşehir olması durumunda Salih Sel’in güçlü bir aday olarak görenler onun oyun dışı kalması için güç birliği yapıldı.
Ve oyundan attılar.
Bu arada Mehmet Zeybek istediği milletvekilliğinde bir kez liste dışı kaldı ikincisinde ise seçilemeyecek bir yerden aday gösterilmesine rağmen küsmeden, yılmadan oyunda kalmaya çalıştı.
Bir anda hiç aklında olmayan Afyonkarahisar Belediye Başkanı adayı yapıldı.
Elbette hayır demedi.
Çünkü Salih Sel ve Mehmet Zeybek, “Görev istenmez verilir” diyorlardı.
Verilen görevden kaçmadı ve belediye başkanı oldu.
Belediye Başkanlığını kaybeden Burhanettin Çoban ise Salih Sel’in yerine İGM Başkanı oldu.
Ancak Burhanettin Çoban için İGM Başkanlığı pasif ve kızak bir görevdi.
Bir zamanlar Afyonkarahisar’da AK Parti’nin muhteşem üçlüsü ‘Sel, Zeybek ve Çoban’ birlikteyken çok güçlüydü.
Aralarına ne yer ne su giriyordu.
Onları dışarıdan yıkamayacağını anlayanlar içten yıkmak için kurdukları plan işe yaradı.
Şimdi birbirinden uzak, küskün, kırgın bir üçlü var.
5 ay sonra genel seçim var.
Bir yıl sonrada yerel seçimler var.
Bakalım bir zamanlar bu muhteşem üçlüden kimler oyun dışında kalacak.
Siyaset tek başına yapılacak bir olay değil.
Ekip, kadro, teşkilat ve birlikte yürüyeceğiniz yol arkadaşlarınız olmalı.
Ve siyaset uzun mesafeli bir koşu gibi.
İstikrarlı, tutarlı olacaksınız.
Yanınızdaki dostlarınızı ve arkadaşlarınızı satmayacak, sırtından vurmayacak ve çelme takmayacaksınız.
Sonra aynısı sizin başınıza gelir.
Aynı yolda yürüyenlere selam olsun.
Menfaat ve çıkarlar için dostlarını satanlara ben bir şey demiyorum onu da sizlerin takdirine bırakıyorum.