131 saat sonra enkazdan çıkan Muhammet gibi.
157 saat sonra Enkazdan çıkan Yasemin Yaprakçı gibi.
Hala umut var, hala yaşam var, hala canlı çıkabilir.
Herkes gibi bende büyük bir üzüntüyle yaşanan felaketi izliyorum.
Ben sizden daha çok üzülerek izliyorum.
Babamın görevi nedeniyle Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesi Çakıroğlu köyünde doğdum.
Çocukluğumun büyük bir kısmı Osmaniye’de geçti.
Osmaniyespor 3. Lige çıkarken İslahiye’de şampiyon olduk.
Adana’da kısa zamanlı gidip gelmelerim oldu.
Belkide uzak bazı akrabalarım, tanıdıklarım, arkadaşlarım hayatını kaybeti.
Herkes gibi bende çok üzgünüm.
Ama hala umut var.
Hala
Canlı çıkma ihtimali var.
Hemde en az 2 gün daha bu umut var.
Bakın Konya’da Zümrüt Apartmanı 2 Şubat 2004 tarihinde çöktü.
Gece yarısı Antalya’dan 4 kişilik ekiple Konya’ya vardık.
Tek bir bina.
92 kişi hayatını kaybetti.
10 gün boyunca Zümrüt Apartmanı enkazı başında nöbet tuttuk.
Yaralı çıkanlar var, hayatını kaybedenler var.
İnsan hikayeleri buluyoruz.
Eski fotoğraflar, kimler, ne iş yaparlar, çocukları.
5. gün enkazın üzerine kireç döktüler.
Artık canlı umudu kalmadı dediler.
Hava yine bu günkü gibi çok soğuk.
Aylardan yine Şubat.
Acı, felaket, çaresizlik.
Bir baba vardı.
Karısını ve 3 çocuğunu cenazelerini aldı.
Onları defnetti, yanlarına Muhammet olan diğer çocuğununda mezarını hazırladı.
Arasıra yanımızdan geçip çaresizce bekliyordu.
5. gün herkesin artık canlı çıkmaz dedikleri Zümrüt apartmanında mezarı kazılmış beklenen Muhammet gece yarısı Afyonkarahisar AFAD personeli tarafından bulunuyor.
Muhammet iyi hatta onu bulan AFAD görevlisi panikliyor.
6 saat süren bir çalışma sonrası 131 saat sonra 5.5 gün sonra Muhammet sağ kurtarıldı.
Onun için hala umut var umudunuzu kaybetmeyin.
Hatta daha durun bitmedi.
Muhammet son olmadı.
Çalışamalar devam ediyor 6. gece arkadaşları yatmaya gönderdim enkazın başında kaptanımız Duran Güngör ile bekliyoruz.
Duran abi sen git arabada bekle ben buradayım dedim.
Bacaklarım soğuktan bir birine çarpıyor.
Sabaha kadar açık bir cafe var gidip bir fincak sıcak çikolata aldıktan sonra enkazın başına döndüm.
JAK, Gönüllü arama kurtarma ekipleri, itfaiye, polis, askerler, AFAD ve biz gazeteciler bekliyoruz.
Saat 03.30 (JAK) Jandarma Arama Kurtarma ekipinde bulunan Ledi adlı arama köpeği enkaz üzerinde bir noktada sürekli zıplamaya başladı.
Sessizlik istendi.
Elimdeki sıcak çikolatayı bir kenara attım ve fotoğraf makinemi o yöe çevirdim.
Ledi hiç yerinde durmuyordu.
Ekipler buldukları bir boşluktan içeri girdi.
Gecenin 05.50’unda ne dizlerime ne dişlerime hakim olamıyorum bir birine çarparken neredeyse kalp atışlarımız duyulacak.
Yine bir sessilik istendi.
Birkaç saniye sonra içerden bir ses, bir işaret duyuldu.
Tüm ekipler oraya koşturdu.
O anda ne dizlerim ne dişlerim artık bir birine çarpmıyordu.
Heyecan ve umut hepimizi kendimize getirdi.
İçerde bir kadın vardı.
6.5 gün sonra 157 saat ölüme direnmiş yaşam savaşı vermişti.
Pes etmemiş, direnmiş ve hayatta kalmış.
Saatler süren çalışmalar sonunda kadına ulaşıldı.
Ayaklarının yakınlarında 4 cesetle 6.5 gün yaşamış.
Bacağı büyük bir enkazın altındaydı.
Zümrüt Apartmanının üzerine güneş doğarken 24 Yaşındaki Yasemim Yaprakçı sedyenin üzerinde enkazdan ambulansa doğu getirilirken hepimizin gözlerinden yaşlar akıyordu.
Yasemin Yaprakçı, “Hepinizi çaya bekliyorum” diye güçlükle konuşması ile hepimiz mahvetti.
Herkes bir birine sarılıyordu.
Sanki Yasemin Yaprakçı bizim aileden biriydi.
Hayatım boyunca unutamayacağım bir gece yaşamıştım.
Belkide görebileceğimiz en büyük felaketle karşılaştık.
Ama hala umut var.
Hala canlılar çıkabilir.
Yeterki çalışmaya devam edin.
Onlar enkazın altında direnir.
Yeterki dışarda olan bizler sistemli ve organize bir biçimde çalışmaya devam edelim.
6.5 gün sonra 157 saat sonra Yasemin’in yaptığını başkalarıda yapabilir.
Hala 2 gün canlı çıkma umudu var.