İster Afrika’da dünyaya gelmiş olsun ister Avrupa’da... Ortadoğu ile Uzakdoğu arasında ticaretle uğraşan da yaşadığı küçük kabilesinden dışarı çıkmamış yerli de; insan. Büyük Okyanus’ta bir adada yaşayan da insan, Kızıldeniz ile Nil Nehrinde geçimini temin etmeye çalışan da. İnsan bizatihi, kendisi değerlidir, mükerremdir. Bu değerini ona her şeyin sahibi ve yaratıcısı ve de âlemlerin Rabbi olan Allah Teâla vermiştir. Yaratılışı esnasında insana ruhundan üfleyerek can veren Yüce Allah (Hicr, 15/29), “Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık…” (İsra,17/70), “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.” (Tîn, 95/4) ayetleriyle bu değerin kaynağını göstermektedir.
Allah’ın “Habibim” diyerek övdüğü Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) de insanları madenlere benzetmiştir (İbn Hanbel, II, 391). Bu benzetmeyle nerede dünyaya gelmiş olursa olsunlar, bütün insanların değişmez bir öze, fıtrata sahip olduğuna dikkatleri çekmiştir. “Her doğan fıtrat üzere doğar.” (Buhârî, Tefsîr, (Rûm) 2) buyuran Peygamber Efendimiz, her insanın ırk, renk ve cinsiyet farkı olmaksızın iyiyi, doğruyu, güzeli, hakkaniyeti kabule ve benimsemeye uygun bir tabiatta yaratıldığını gözler önüne sermektedir.
Şeyh Gâlib’in deyişiyle;
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen (Kendine dikkatlice bir bak; sen âlemin özüsün)
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen (Sen varlıkların gözbebeği olan insansın)
Özümüzdeki cevherin farkında olalım!
Öyleyse bize bu değeri veren Allah Teâlâ’ya layık olmak, O’nun rızasına uygun yaşamak için daha çok çalışmaya, gayret etmeye değmez mi? Elbette değer. Zira “O, birinizin yaptığı işi en iyi şekilde yapmasından memnun kalır, hoşnut olur.” (Beyhakî, Şüabü’l-îmân, 4/334.)
Sevdegül ÇEKİÇ
Afyonkarahisar İl Müftü Yardımcısı
ASR-I SAADET’TEN
İnsanın Değeri
Bazı bedensel kusurları sebebiyle topluma katılmaktan çekinen ve bu yüzden çölde yaşamayı, tercih eden, Zahir isminde bir sahabi vardı. Zahir, Efendimize (s.a.s.) her gelişinde, yetiştirdiği ürünlerden hediyeler takdim ederdi. Zaman zaman pazardaki alışverişlerinde de Zahir’e yardımcı olan Peygamberimiz kendisini çok sever ve ona sürekli iltifat ederdi. Bir gün Zahir, Medine pazarında çölden getirdiği ürünleri satarken, Efendimiz (s.a.s.), sessizce gelip Zahir'in gözlerini kapattı ve şakayla: “Bu köle satılıktır, almak isteyen var mı?” diye seslendi. Zahir, boynu bükük ve hüzünlü bir eda ile: “Ya Rasulüllah! Vallahi benim gibi değersiz bir köleye kuruş veren olmaz!” deyince; Peygamber Efendimiz: “Hayır! Sen, hiç de değersiz değilsin! Aksine Allah katında çok kıymetlisin.” buyurdu. (Tirmizi, Şemail, 104)
Şefkatiyle herkesi kucaklayan rahmet peygamberi, bu tavrıyla asıl önemli olanın insani değerlerle donanmak, her ne olursa olsun dünyada varoluşumuzun gayesini unutmamak olduğuna işaret etti.
HER GÜNE BİR KİTAP
Kitap Adı : Bilişim Çağında İnsan Din ve Diyanet
Kitap Yazarı : Prof. Dr. Ali Erbaş
Yayınevi : Diyanet İşleri Başkanlığı
İçinde bulunduğumuz çağ, akışkanlığı ve değişkenliği ile insanoğlunu farklı pek çok sürece maruz bırakmakta, hızla değişen dünyada değişmeyen bir destek noktası olan din ise, hayatın hissedilen ancak görünmeyen yüzüyle insanı buluşturan bir hakikat düzlemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilişim çağı olarak adlandırılan bu dönemin insana dair temel unsurları, bilgi, iletişim ve erişimdir.
Bilişim çağıyla ilintili olarak “İnsan, Din ve Diyanet” üzerinde yoğunlaşmak suretiyle konuları bütüncül bir yaklaşımla bilgi zemininde ele alan eser, günümüz insanı için açık mesajlar sunmakta, okuyucunun zihin ve gönül dünyasına yeni ufuklar açmaktadır.
FIKIH (BİR SORU-BİR CEVAP)
Biyopsi yaptırmak, kalp hastalarının dilaltı hapı kullanması, diş tedavisi yaptırmak, yıkanmak ve diş fırçalamak orucu bozar mı?
*Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından parça alınması (biyopsi), orucu bozmaz. (DİYK 22.09.2005 tarihli karar; bkz. Merğînânî, el-Hidâye, II, 263-264, Kâsânî, Bedâî’, II, 98)
*Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan hap ağız içinde emildiğinden mideye ulaşmaz. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz. (DİYK 22.09.2005 tarihli karar)
*Sırf diş tedavisi sebebi ile oruç bozulmaz. Tedavi esnasında yapılan enjeksiyonlar da beslenme amacı taşımadığı için orucu bozmaz. Tedavi sırasında boğaza su, kan veya tedavi maddelerinden biri kaçarsa oruç bozulur ve kaza edilmelidir.
*Ağız ve burnundan su girip de mideye ulaşmadıkça oruçlu kimsenin yıkanması, orucuna zarar vermez. (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 220)
*Diş macunu veya su boğaza kaçarsa oruç bozulur. Dişlerin imsaktan önce / iftardan sonra fırçalanması, oruçluyken fırçalanacaksa macun kullanılmaması uygun olur.
Din İşleri Yüksek Kurulu FETVALAR, DİB Yayınları, 2. Baskı, İzmir, Aralık-2018, s. 280, 283-284 .
BİR AYET-BİR HADİS
“Andolsun biz Âdemoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.” (İsrâ, 17/70.)
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar madenlerdir. İslâm’dan önce iyi olanları İslâm’dan sonra da iyidir. Yeter ki dinlerini iyi kavrasınlar.” ( İbn Hanbel, II, 391)
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ
Orucun Kazası:
Vakti içinde ifa edilmeyen bir ibadetin, daha sonra yerine getirilmesi anlamına gelen fıkıh terimidir. Hastalık, yolculuk, hayız, nifas vb. meşrû mazeret sebebiyle tutulamayan veya kasten Ramazan ayında oruç tutmayan kimselerin tutmadıkları bu oruçları kazâ etmeleri gerektiğinde fakihler arasında görüş birliği bulunmaktadır.
AFYONKARAHİSAR NAMAZ VAKİTLERİ
(İMSAKİYE)
07 NİSAN 2023 CUMA
(16 RAMAZAN)
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05.02 06.27 13.05 16.42 19.33 20.53