“Sana kitabı, özellikle ayrılığa düştükleri konuda onları aydınlatman için ve inanan bir topluluğa rehber ve rahmet olsun diye indirdik.” (Nahl 16/64.)
İnsan her ne kadar dünya koşuşturmasında bazen kaybolsa da kendisine özünü hatırlatan bazı anlar vardır. Bu anlardan biri de Resûlüllah (s.a.s)’in sözleri, fiilleri ve yaşamış olduğu hayatıdır. Eğer ki bizler bu anları tek bir kelime ile ifade edecek olursak adına sünnet deriz. Aslında sünnet tıpkı yolumuzu kaybettiğimizde karşımıza çıkan bir tabela gibidir. Yön gösterir, nereye kadar gideceğimizi ve nerede duracağımızı öğretir bizlere.
Çünkü biliriz ki Cenab-ı Hak bizlere, Kur’an-ı Kerim’de sırat-ı müstakim olarak ifade edilen dosdoğru bir yolda yürümemizi emretmiş; kuşkusuz bu yolculuğumuzda bizleri kendi halimize bırakmayıp güvenli bir şekilde yol alabilmemiz ve yönümüzü bulabilmemiz için tabelalar da koymuştur. Aciz bir varlık olan insanoğlu yanılır, düşer ve kayboluverir karanlıklarda. O bilir ki, kalbini dengede tutan Kur’an-ı Kerim bir haritadır, sünnet ise o haritadaki yolları tamamlayan ve insanlara yön gösteren tabelalardır.
O yüce kitap gizli bir hazinedir. Allah’ın en büyük rahmeti ise içimizden, bizden birini seçip hayatıyla ve öğütleriyle o gizli hazinenin farkında olmamızı sağlayan en güzel rehberi bizlere bahşetmesidir. İşte o rehber Kur’an’ı açıklayan nebevi hitap olan sünnettir.
“Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Firdevs AKKUŞ
Kur’an Kursu Öğreticisi
HADİSLERLE AİLE
Akrabalık Hukuku
Resûlüllah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah şöyle buyurur: ‘Ben Rahmân’ım, o (akrabalık bağlarının adı) da rahimdir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle ben de ilişkimi keserim.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 45)
Akrabalar arası ilişkiler, sevgi, saygı ve ziyaretleşme gibi hususların yanı sıra sosyal hayatın her alanında karşılıklı yardımlaşmayı da gerektirir. Bu dayanışmanın, miras gibi hukuku gerektiren tarafları olduğu gibi, ahlâkî boyutu da vardır. İyilik yapma konusunda öncelikli kimseler, ilk önce anne, sonra baba, kız kardeşler ve kardeşler şeklinde sıralanır. Genel olarak yardım elini uzatmada, özel olarak zekât ve sadakada en yakınlardan başlanır. Herhangi bir yoksula verilen, bir sadaka sayılırken; yoksul akrabaya verilen, biri sadaka, diğeri sıla-i rahim olmak üzere iki sadaka sayılır. Müslüman, dinimizin bu kadar önem verdiği rahim ve rahmet bağlarını zayıflatmamalı, aksine güçlendirmelidir. Bağların kopmasıyla, aradaki rahmetten, sevgi ve merhametten mahrum kalınacağı unutulmamalıdır.
HER GÜNE BİR KİTAP
Kitap Adı : Hadislerle İslam
Kitap Yazarı : Komisyon
Yayınevi : Diyanet İşleri Başkanlığı
Hadislerle İslâm, Allah Resûlü’nün (s.a.s) hakikat çağrısına kulak vermek, O’nun (s.a.s) imanına, ibadetine, ahlâkına, örnekliğine, değerlerine, beşerî münasebetlerine tanıklık etmek, varlık ve bilgi ufkunda seyreylemek, tarihin ve medeniyetin önemli kavşaklarında O’nun (sav) izini sürmek, nihayet varlık âleminin ötesine ve sonsuzluğun bilgisine ulaşmak isteyenler için kaynak bir eserdir.
FIKIH (BİR SORU-BİR CEVAP)
Kimler fıtır sadakası vermekle yükümlüdür?
Ramazan bayramına kavuşan, temel ihtiyaçlarının ve bir yıllık borçlarının dışında nisap miktarı (80, 18 gr altın veya bu değerde) mala sahip olan Müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadakası vermekle yükümlüdürler.
Ancak fıtır sadakası ile yükümlü olmak için bulunması gereken nisap miktarı malın, “artıcı” özellikte olması ve üzerinden “bir kamerî yıl” geçmesi gerekmez.
Kişi kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış çocuklarının fitresini vermekle yükümlüdür. Buna karşılık kişinin ana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri vb. için fitre ödeme zorunluluğu yoktur. Fakat vekâletleri olmadığı hâlde bu kişiler için ödeme yapsa geçerli olur.
Şâfiî mezhebinde fitre vermek “farz”dır ve bununla yükümlü olmak için nisap miktarı mala sahip olmak şart değildir.
Din İşleri Yüksek Kurulu FETVALAR, DİB Yayınları, 2. Baskı, İzmir, Aralık-2018, s. 257.
BİR AYET-BİR HADİS
“Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun. Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.” (Haşr, 59/7.)
Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiştir. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiştir...” (Müslim, İmâre, 33)
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ
Fidye:
Fidye (fidâ) kelimesi Arapça’da “bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel” anlamına gelir. Fıkıh terimi olarak düşman elindeki esiri kurtarmak için ödenen bedeli, ayrıca başta oruç ve hac olmak üzere bazı ibadetlerin eda edilmemesi veya edası sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde yerine getirilmesi gereken dinî-malî yükümlülüğü ifade eder. İslâm âlimlerinin ortak kabulüne göre ihtiyarlık ve şifa ümidi kalmamış bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, kazâ etmesi mümkün olmadığı için tutamadığı gün sayısınca fidye öder.
AFYONKARAHİSAR NAMAZ VAKİTLERİ
(İMSAKİYE)
11 NİSAN 2023 SALI
(20 RAMAZAN)
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
04.55 06.21 13.04 16.43 19.37 20.57