Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’inde; “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.” (Al-i İmran, 3/92.) buyurmaktadır. Bunun yanı sıra birçok ayet-i kerimede de “hayırda yarışın” ifadesini kullanmaktadır. Sosyal bir varlık olan insan aynı zamanda da bir kul olarak Allah-u Teâla’nın bu emirleri doğrultusunda bir hayat yaşamalı ve bireysel yaşantıyı değil toplumsal birlikteliği ve dayanışmayı kendisine şiar edinmelidir. Nitekim dinimiz sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya büyük önem vermektedir. Mal ile yapılan ibadetler arasındaki zekât, fitre ve sadaka sosyal yardımlaşma ve dayanışma anlamında öne çıkan fiiller olarak kendini göstermektedir. Bu bilinçle yaşayan bir mü’min sadece kendini düşünmez, aynı zamanda gerek ihtiyaç sahibi gerekse darda kalmış kardeşlerinin ihtiyacını gidermeye ve yaralarını bir nebze de olsa sarmaya gayret gösterir. Hiç kuşkusuz Ramazan ayı da bu duyguların en zirve noktasında yaşandığı bir aydır.
Türkiye Diyanet Vakfı, “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” düsturuyla bütün insanlığın hizmetinde olma gayesiyle çalışan bir iyilik hareketidir. Bu kapsamda Türkiye Diyanet Vakfımız dinimizin önem vermiş olduğu sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplumumuzda bilinir ve uygulanır olması, iyiliğin yeryüzünde tekrar egemen kılınması adına 13 Mart 1975 tarihinden itibaren gerek yurt içi gerekse yurt dışında çalışmalarına devam etmektedir. Özellikle Kurban ibadeti başta olmak üzere, fitre, zekât ve bağışların ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırılması, Afrika ülkelerinde su kuyuları açılması, öğrencilere burs imkânının sağlanması gibi hayri hizmetlerin yanı sıra afet zamanlarında da gerek ayni ve nakdi yardımların afetzedelere ulaştırılması gerekse arama kurtarma çalışmalarına destek verilmesi noktasında etkin çalışmalar yürütmektedir. Bunun en büyük örneğini de ülkemizde geçtiğimiz ay yaşamış olduğumuz büyük deprem felaketinde göstermiş ve tüm personel ve gönüllüleriyle deprem bölgesine intikal etmiş, depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarma noktasında öncülük etmiştir.
Rabbim bizleri bir daha böylesi büyük afetlerle imtihan etmesin niyazıyla depremde vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve tüm milletimize de başsağlığı dilerim.
Sinan KAZANCI
Afyonkarahisar İl Müftüsü
ASR-I SAADET’TEN
Toplumsal Dayanışma ve Ülfet
Mudar kabilesinden mağdur oldukları her hallerinden belli olan birtakım insanlar Hz. Peygamber'in yanına geldiler. Sevgili Peygamberimiz onları gördüğünde çok etkilendi ve Bilal'e ezan okumasını emretti. Namazı kıldırdıktan sonra bir konuşma yaptı. "Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratan Rabbinizden korkun..” (Nisa, 4/1) ayetiyle özde birliğe dikkat çekerek, "Kişi dinarından, dirheminden, elbisesinden, bir sâ' buğdayından, bir sâ' kuru hurmasından -yarım hurma bile olsa- tasadduk etmelidir." buyurdu. Bir sâ' ölçü birimi olup yaklaşık 2,75 litreye tekabül etmekteydi. Peygamberimiz, az bile olsa yardım etmeleri için ashabına davette bulunmaktaydı. Derken Ensar’dan bir zât avucuna sığmayacak kadar büyük bir kese getirdi. Sonra orada bulunan sahabeler birbiri ardınca bir şeyler getirdiler. Neticede yiyecek ve elbiseden müteşekkil iki yığın ortaya çıktı. Müslümanların bu duyarlılığı, Allah Resul’ünün gözlerinin içini parlatacak kadar sevindirmiş ve O şöyle buyurmuştu: "Her kim İslam’da güzel bir gelenek başlatırsa, hem yaptığının ecrini hem de kendisinden sonra aynı şeyi yapanların ecrini kazanır. Onu yapanların kendi ecirlerinden de bir şey eksilmez. Her kim de İslam'da kötü bir gelenek başlatırsa, hem yaptığının günahını hem de kendisinden sonra onu yapanların günahını yüklenir. Onların günahlarından da hiçbir şey eksilmez." (Müslim, Zekât, 69)
HER GÜNE BİR KİTAP
Kitap Adı : Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali
Yazar : Ali Özek, Sadrettin Gümüş, Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, Ali Turgut, İ. Kâfi Dönmez
Yayınevi : Türkiye Diyanet Vakfı
Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından insanlığa gönderilmiş, insanın madde ve ruhuna hitap eden ilahi bir kitaptır.
Meal; Kur’an ayetlerini her yönü ile aynen çevirme iddiası olmaksızın, başka bir dile aktarmak anlamında kullanılır.
Bu çalışmada ayetlerin mealleri ve yorumları verilirken öncelikle hitap ettiği ilk toplumun ilahi mesajlardan anladıkları ve bu mesajların onlara anlatmak istedikleri tespit edilmeye çalışılmıştır.
FIKIH (BİR SORU-BİR CEVAP)
İmsak nedir? Ne zaman başlar? Sabah ezanı okunmaya başladığında yeme içmeye kısa bir süre devam edilebilir mi?
“Engellemek,” anlamına gelen imsak, fecr-i sâdıktan, iftar vaktine kadar yeme-içme, cinsel ilişki ve orucu bozan diğer şeylerden uzak durmaktır.
Takvimlerde gösterilen “imsak”, oruca başlama vaktini ifade eder. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona erdiği, yatsı namazı vaktinin çıkıp sabah namazı vaktinin girdiği andır. Ramazan’da sabah ezanı imsak vaktinin başlaması ile okunmaktadır. Bu sebeple ezanın başlaması ile yemeyi içmeyi terk etmek gerekir. Ezan başladığı sırada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında bir sakınca yoktur.
Din İşleri Yüksek Kurulu FETVALAR, DİB Yayınları, 2. Baskı, İzmir, Aralık-2018, s. 265-266.
NOT: Ramazan’dan sonra sabah ezanı geç (yani imsaktan yaklaşık 30-35 dk. sonra) okunduğundan tutulacak herhangi bir oruç (kaza, keffâret, nafile vb.) için imsak vakti mutlaka takvimden takip edilmelidir.
BİR AYET-BİR HADİS
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; bölünüp parçalanmayın.” (Âl-i İmrân, 3/103)
“Kim, bir kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir.” (Müslim, Birr, 58)
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ
Rü’yeti Hilal:
Ayın, dünya çevresinde dönerken güneşle dünya arasında aynı doğrultuda bulunmasına kavuşum (ictimâ) durumu denir. Kavuşum durumundan sonra ayı ilk defa görenlerin onu haber vermek için sevinçle haykırmaları sebebiyle ayın ilk görülen şekline hilâl denildiği kaydedilmektedir. Nitekim yüksek sesle telbiyede bulunmaya ve hilâl ilk görüldüğünde tekbir almaya ihlâl, yine yüksek sesle kelime-i tevhidi söylemeye tehlîl, yeni doğan çocuğun hayat belirtisi olarak çığlık atmasına istihlâl denir. Her kamerî ayın başında kavuşum durumunun ardından incecik bir kavis şeklinde ilk defa görülen yeni aya bir-üç gecelik iken hilâl denildiği gibi her ayın sonunda kavuşum durumundan önceki son iki gecedeki aya da bu ad verilir. Hz. Peygamber, “Yüce Allah hilâlleri insanlar için vakit ölçüleri kıldı. O halde hilâli görünce oruca başlayın, onu tekrar görünce iftar edin” demiştir. (Müsned, IV, 23, 321; Dârekutnî, II, 163; Hâkim, I, 585)
AFYONKARAHİSAR NAMAZ VAKİTLERİ
(İMSAKİYE)
24 MART 2023 CUMA
(02 RAMAZAN)
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05.27 06.49 13.09 16.37 19.20 20.37