Sevgili arkadaşlar!
Ramazanın ilk gününde iftarda dedemin evinde toplandık. Dedem her Ramazan ayında ilk iftarı çocuklarıyla birlikte yapmak isterdi. O yüzden bu Ramazan da yine tüm aile dedeme geldik. Annem ve yengelerim mutfakta iftar hazırlıklarını yaparken biz çocuklar da hemen dedemin etrafında toplanıp, O’nun o keyifli sohbetini dinlemeye başladık: “Yavrularım, benim güzel torunlarım, bugün on bir ayın sultanı olan Ramazan ayının ilk günü. Rabbimiz kullarını çok sevdiği için bazı zamanlara, bazı mekânlara daha çok değer vermiştir. Mübarek günler, geceler, kutsal mekânlar böyle değerlidir. Böyle zamanlarda ve mekânlarda durup düşüneceğiz, kendimizi muhasebeden geçireceğiz. Yanlış söz ve davranışlarımızdan vazgeçmek, iyi ve güzel davranışlara başlamak için bugünler güzel birer fırsattır.” dedi. Biz, “Dedeciğim, bu sene bize kese vermeyecek misin?” diye sorduk. Dedem de, “Vermez olur muyum hiç.” diyerek odasına girdi ve elinde rengârenk keselerle geri döndü. Dedem her Ramazan’da tüm torunlarına iki kese verir. Birisinin içerisine tuttuğumuz oruçları atarız, diğerine de yaptığımız iyilikleri. Bayramda keselerimiz açılır ve dedem bizi ödüllendirir. Bu oyun hepimizin çok hoşuna gider.
Biz de gücümüz yettiği kadar bu fırsatları değerlendirmeye çalışıyor ve dedemin verdiği torbaları doldurmak için gayret gösteriyoruz. Ama biliyoruz ki aslında bu torbaların mükâfatını Rabbimiz verecek. Hem dünya da, hem de ahirette.
Biz tatlı tatlı sohbet ederken iftar vakti gelmişti bile. Sevinçle sofraya oturduk. İftar duasını okuduktan sonra orucumuzu açtık. Neşe içerisinde yemeklerimizi yedik. Ailemizle, aile büyüklerimizle yenilen yemekler de çok lezzetli oluyor gerçekten. Teravih namazına giderken dedem bize bir de ödev verdi. Ödevin konusu: “Ramazan sizin için ne ifade ediyor?” Dedem düşünmemiz için bize zaman da verdi. Sahi arkadaşlar Ramazan sizin için ne ifade ediyor? Bunu biraz düşünmeye ne dersiniz?
Ramazan ayının rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.
Semiha ULU
Kur’an Kursu Öğreticisi
HADİSLERLE AİLE
Çocuklara Merhamet
Anne baba çocuklarının sahibi değil, emanetçisidir. Çünkü Allah, yeryüzüne yeni bir can göndermeyi murat etmiş ve bu canın oluşumu, doğumu ve gelişimi için anne babayı görevlendirmiştir. Dolayısıyla emanetin sahibi olan Yüce Rabbimize karşı ciddi bir sorumluluk yüklenen ebeveyn, O’nun kendilerine teslim ettiği küçük insanı lâyıkıyla büyütmekle mükelleftir. Bu sebeple dünya hayatının süsü olan çocuklarının ne kadar değerli birer nimet olduğunu akıllarından çıkarmamalı, aynı zamanda Allah’ın onlar vasıtasıyla kendilerini imtihan ettiğini göz ardı etmemelidirler. İlk günden itibaren çocuklarına merhametin en derinini ve muhabbetin en safını sunmalıdırlar. Zira bir gün gelecek, emanetini nasıl yoğurup şekillendirdikleri, neyle besleyip hangi şartlarda muhafaza ettikleri hususunda Allah’a hesap vereceklerdir.
Çocuk eşsiz bir lütuftur ancak her nimet gibi külfetini de beraberinde taşıyarak hayatımıza gelip yerleşir. Önümüze getirip bıraktığı ve halletmemizi ya da sabretmemizi istediği pek çok sınav vardır. Onu kendimize tercih eder, yemez yedirir, giymez giydiririz. Kendisine verilen bir hurmayı tam ağzına atmak üzereyken çocukları isteyince onlara bölüştüren bir anne için Peygamberimizin, “Sırf bu hurma sebebiyle Allah onun cennete girmesini kesinleştirmiş ya da bu hurma sayesinde onu cehennemden azat etmiştir.” (Müslim, Birr, 148) buyurduğunu bilerek ümit besleriz. Çocuk sevgiyle filizlenir, şefkatle serpilir, merhametle büyür. Farklı şekillerde de olsa her çağda ebeveyninden şartsız ve hesapsız sevgi görme hakkına sahiptir. Bunun içindir ki Sevgili Peygamberimiz çocuklara karşı hiç çekinmeden sevgi sunumunda bulunmuştur. Çocuğuna şefkat gösterenleri hayırla anarken, sevgisini çocuktan esirgeyenleri esefle kınamış ve “Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün saygınlığını kabul etmeyen bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15) buyurmuştur.
HER GÜNE BİR KİTAP
Kitap Adı : Yeryüzü Yıldızları: Çocuklar İçin Sahabe Hayatları
Kitap Yazarı : Mahmut Öztürk
Yayınevi : Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
Binlerce yıl önce insanlar karanlık gecelerde yıldızlara bakarak yönlerini bulurdu. Kutup yıldızı kervanların ve gemilerin yol arkadaşı gibiydi. Sosyal hayatımızda da yolların bazen çıkmaza girebileceğini bilen Sevgili Peygamberimiz şu sözüyle bize bir yol haritası çizdi: “Yeryüzündeki âlimler, gökyüzündeki yıldızlar gibidir…” Bu âlimlerin bir kısmı Peygamber okulunun ilk talebeleriydi. Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali gibi... Mus’ab, İbn Mes’ud, İbn Abbas gibi… İlimde, ibadette, savaşta, barışta… Evde, camide, çarşıda, pazarda… Konuşurken, düşünürken, oturup kalkarken… İnsanın ve sosyal hayatın olduğu alanda ayak izlerini takip edebileceğimiz, Hz. Peygamber’in bilge sahâbîleri… Yeryüzü Yıldızları…
FIKIH (BİR SORU-BİR CEVAP)
Kazaya kalan Ramazan oruçları ne zaman tutulmalıdır?
Ramazan ayında tutulamayan veya başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. (Bakara, 2/184) Kaza oruçlarının peş peşe tutulması hakkında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu oruçların, geciktirilmeksizin bir an önce tutulması uygun olur. Çünkü bu bir Allah hakkıdır. Kişi ne zaman öleceğini bilemez.
Ramazan orucunun kazası, oruç tutmanın haram olduğu günler dışında her zaman yapılabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), iki vakitte oruç tutulamayacağını bildirmiştir ki birisi Ramazan bayramının birinci günü, diğeri kurban bayramı günleridir.
Hanefîlere göre Ramazan oruçlarının kazası için bir zaman sınırlaması yoksa da mümkün olan ilk fırsatta bu oruçlar tutulmaya çalışılmalıdır. Şâfiîlere göre ise Ramazan’da kazaya kalmış orucun, gelecek Ramazan’a kadar kaza edilmesi gerekir.
Din İşleri Yüksek Kurulu FETVALAR, DİB Yayınları, 2. Baskı, İzmir, Aralık-2018, s. 288
BİR AYET-BİR HADİS
“Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et.” (İbrahim, 14/40)
(Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor:) Bir keresinde Temim kabilesinden Akra' b. Habis Resülullah'ın (s.a.s.) yanında otururken O torunu Hasan'ı öptü. Bunun üzerine Akra' “Benim on çocuğum var ama hiçbirini öpmüş değilim.” dedi. Resülullah (s.a.s.) dönüp ona baktı ve “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” buyurdu. (Buhari, Edeb, 18)
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ
Akika Kurbanı
Yeni doğan çocuk için şükür amacıyla kesilen kurbana “akika” adı verilir. Akika kurbanı kesmek, Hanefi mezhebine göre mubah, diğer mezheplere göre ise sünnettir. Akika kurbanı, çocuğun doğduğu günden büluğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Aynı günde çocuğa isim verilmesi ve saçı ağırlığında altın veya değeri miktarınca sadaka verilmesi müstehaptır (İbn Rüşd, Bidâye, I, 463-464). Sevgili Peygamberimiz de torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için akika kurbanı kesmiştir. Akika kurbanının etinden anne-baba dahil herkes yiyebilir.
AFYONKARAHİSAR NAMAZ VAKİTLERİ
(İMSAKİYE)
04 NİSAN 2023 SALI
(13 RAMAZAN)
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05.07 06.32 13.06 16.41 19.30 20.49