Adı, sanı, çapı ne olursa olsun seçimlere girerek ülke yönetimine talip olan siyasi partiler, demokrasinin gereğidir. Parti program ve tüzükleri iktidara gelmek üzerine tasarlanmıştır. İktidara gelindiğinde yetişmiş, ehliyetli, liyakatli kadrolarınız varsa işiniz nispeten kolaylaşır. Yeterli kadronuz yoksa, başka partilerin kadrolarından istifade etmek zorunda kalırsınız. Bu takdirde hedeflere ulaşabilmenin zamanlaması aksayacaktır.
Tek başına iktidara gelmek bile çoğu zaman arzulanan başarıyı getiremeyebiliyor. Cumhuriyet tarihimizde Mustafa Kemal’in ölümünden sonra demokratik seçimlerle işbaşına geldiği bilinen Demokrat Parti ve Adnan Menderes’li yıllar buna örnektir. 1965’ledeki A.P.’li Süleyman Demirel, 1980’li yıllarda Özal’lı Anavatan Parti dönemleri ehil kadro eksiklikleri yüzünden uzun süreli yaşamamıştır.
Senin gelişmeni istemeyecek DIŞ GÜÇLER de ehliyetli ve liyakatli vatanseverlerin mücadele alanındadır.
GÜNÜMÜZ SİYASETİNE DOĞRU!
İki binli yıllara gelindiğinde Türkiye siyasetini belirleyen DÖRT siyasi akımdan bahsedebiliriz. Tabirler yerleşik ve kabul görmüş olduğu için tasnifi öylece yapıyorum. Sağcı partiler yelpazesinin milli kültür sentezlerine yakın olduğu varsayılmıştır. 1960’lı yıllardan sonra bu partiler Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, AKP gibi iktidara tek başına yürüyen partilerdir. Özal’ın dört eğilimi bir araya getirdik söylemi oldukça manidardır. Demek ki artık bir iki eğilim tek başına iktidarı kaldıramıyormuş.
Sağ cenahtaki bu ana eğilimler; Alparslan Türkeş’in ülkücü prensiplerle ortaya koyduğu ve devamında Devlet Bahçeli, Muhsin Yazıcıoğlu, Mustafa Destici, Ümit Özdağ ve de Meral Akşener’in İYİ Partisiyle süren Milliyetçi görüşü benimseyenler.
-Necmettin Erbakan ve etrafında oluşan Milli Görüş temelli partiler ki bunlar da İslami görüş ağırlıklıdır. Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet, Saadet, Yeniden Refah Partileri sağ cenahtaki ikinci ağırlık partileri olmuştur.
Bir diğer sağ fikir akımı ve hareketi de program ve kadrosunu Türk milletinin varlık ve bekasını, ileri, güçlü, muktedir muhteşem Türkiye idealine göre hazırlanıp yola çıkan MÜCADELE BİRLİĞİ hareketidir. Aykut Edibali’nin başını çektiği bu hareket Islahatçı Demokrasi ve Millet Partileriyle anılagelmiştir. En çok ses getirdiği yıllardan itibaren sürekli budanmalara konu olan MİLLET PARTİSİ budana budana neredeyse kökleri kalmış görünümündedir. Köklerin yeşereceğini Allah bilir.
Saydığımız bu güçlü üç fikir akımı birbirlerinden yaptıkları transferlerle günümüz siyasetine yön vermeye çalışmışlardır ve halen çalışmaktadırlar. Karşılarında daima CHP ve fraksiyonları olmuştur.
2002’den SONRA
Refah Partisi’nin yenilikçi kanadı adıyla tazelenen AKP 2002’de kuruldu ve iktidar oldu. İktidara gelmeden hemen önce gerek Avrupa’da gerekse ABD’de Genel Başkanları Recep Tayyip Erdoğan Başbakan gibi ağırlandı hatta hatta bir şeylere de imzalar atıldı.
Akabinde yapılan birkaç seçimde de kah mağduriyetler, kah alternatifsizlik algılarını kullanarak tek başına iktidarını sürdürdü. 2015’lerde partiden ayrılan Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu DEVA ve GELECEK partilerini kurdular. MHP’den ayrılanlarda Meral Akşener başkanlığında İYİ Partiyi kurdu. İYİ Partiden ayrılan Ümit Özdağ’da Zafer Partisini kurdular. Beş yaşında bir çocuk AKP iktidarları boyunca 25-26 yaşlarına geldi. Milli ve manevi değerlere bağlı bir gençlik hedef olsaydı bütün imkanlar elinde olan AKP bunu yapardı. Mutlaka bir şeyler yapılmıştır, iyi şeyleri takdir etmek ama yanlışları da ortaya koymak lazımdır. Ödemeler dengesi, ihracat-ithalat uçurumu, işsizlik, fert başı milli gelir, döviz ve altının TL’yi ezmesi, terörist faaliyetler, hırsızlık, zina, boşanmadaki artışlar, soygun, dolandırıcılık, kapkaç olayları bir İslam ülkesi olarak Türkiye’ye hiç mi hiç yakıştıramadığımız olumsuzluklardır.
İşte ülke yönetimine talip olan siyasilerin düzeltmek ve tedbir almak konusunda uğraşacaklarından bazıları bunlardır. Yok bunlarda başarılıyız diyorsanız diyecek bir şeyimiz yoktur.
6’LI MASA
AKP iktidarına karşı CHP-DEVA-SAADET-DEMOKRAT-GELECEK ve İYİ Partinin uzlaşmasıyla kurulan 6’lı masa sürdürdüğü istikrarı sarsıntıyla zedelemiştir. Uzun süren toplantılar umarız milletimizin ihtiyacı olan huzur ve barış için ilkeler etrafında bir birliktelik içindir. İttifak çalışmaları iyi bir programın ehil ve emin ellerle yani yetişmiş kadrolarla hayata geçirilmesi için değilse boşuna havanda su dövülüyor demektir.
Ülkeye hizmet için bende varım diyenler MİLLET ittifakında birlikteyiz diyorlarsa takdir edilir. Yok AKP gitsin de ne olursa olsun bağnazlığı varsa yazıklar olsun denir.
1991 ittifakının kalıcılığını düşünen Millet Partisi karşısında kısa vadeli menfaatler peşinde koşan Refah ve Milliyetçi Çalışma partileri gerçeği ortadayken, masayı geçici terk eden İYİ Parti genel başkanının bu yaptığını ülke menfaatleri için yaptığına inanmak isteriz.