Ülkemiz seçim atmosferine girmiştir. Yapılacak seçimlerin milletimize, coğrafyamıza, İslam alemine hayırlar getirmesini dileriz. Seçimleri etkileyen faktörlere daima büyük fotoğraftan bakarsak ayrıntılara ulaşabiliyoruz. Yakın tarihimizde iktidarları ve seçimleri manipüle ederek sonuçları tayin eden dış faktörler vardır; ABD Siyonist merkezli bu faktörlerin ülkemize verdiği zararları hafızalarımız çok zorlanarak kabullenebilmektedir. 12 Eylül darbesinin hemen sonrasında ABD ve dünya bankasında çalışmış devlet planlama teşkilatı başkanı Turgut Özal işbaşına gelmiştir. Bu tarihten sonra Ortadoğu ve de özelde ırak karıştırılmıştır. Ülkesinde nükleer silah bulunduğu gerekçesiyle ırak güya koalisyon güçleriyle ama gerçekte ABD tarafından ÇEKİÇ Güç’le işgal edilmiştir. Çekiç gücün amacı, federe Kürt devletinin kurulmasıydı, aynı zamanda bu devletin BATI askeri gücüyle korunmasaydı.
Batılar, SEVR paçavrasıyla kuramadıkları uydu devleti 70-80-100 sene sonra kurabilmek için harekete geçmişlerdi. 15 Ağustos 1984’te Sayın Özal, PKK ‘nın ŞEMDİNLİ ’deki ilk saldırılarını “üç beş eşkıyanın işi bu” diyerek yetiştirmemiş olsaydı; yılanın başı küçükken ezilir misali köklü tedbir alınmış olacaktı, olmadı. Aradan 35-40 yıl geçmiştir. O askerimize ve sivillere yapılan saldırıların kaynağı olan hakurk bölgesi, halen terör hedeflerimiz arasındadır. Çekiç gücün Irak’ın kuzeyine yerleşmesiyle bu bölge başlatıldı. 1 milyondan fazla Iraklı sınırlarımıza dayandı. Batılı ülkeler Dr. Mühendis, uzman olan Iraklıları göçmen olarak kabul ederken, büyük çoğunluğu vasıfsız olan milyon civarındaki Iraklı sığınmacı yıllarca ülkemizde kaldı. Boşalan kuzey Irak’ın kontrolü Barzani himayesine verildi. Oldum bittim Türk karşıtlığıyla bilinen Barzanilerin kontrolüne PKK, Nesturi, yezidi keldani gibi unsurlar da verildi. Farklı din ve etnik yapıya sahip bunca unsurlara YEREL SAVUNMA GÜÇLERİ diyerek ABD eliyle silahlandırılma gerçekleştirildi. Türkiye bu silahlandırmayı durdurmak için çalışacağı yerde kamuoyunu yapılan hamasi nutuklarla ABD binlerce tır silah cephane sevk ediyor diyerek sürece alıştırıldı. 2013’lerde kırmızı halıyla karşılanan IKBY Başkanı Mesut BARZANİ bağımsızlık referandumuna 25 Eylül 2017 de yani dört yıl sonra ihanetle karşılık verilmiştir. BARAZANİ bu referandumla fiilen bağımsız bir devlet kurdu. Bunun ibni için küresel konjonktürün elverişli olacağı zamanı kollamaktadır. Cebinde referandum kartıyla pusuda bekleyen kuzey ırak Kürt yönetim başkanı, Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmezliğe karşı çok ağır tehdittir. Suriye’nin kuzeyi, Türkiye’mizin doğu ve güneydoğu koparılarak kurulmak istenen dört parça birleştirilmesiyle oluşturulacak KÜRDİSTAN devleti ikinci bir İsrail gibi düşünülmekte; 20 yıldır siyasetimize damga vuran AKP siyasetinin ortak bir noktada birleştiğini Türkiye Diyanet Vakfınca yayınlanan İslam ansiklopedisi Süleyman Uludağ tarafından kaleme alınan müntesiplerinden bazıları da siyasete atılacak, ÖZAL, ERBEKAN, GÜL, ARINÇ ve ERDOĞAN gibi birçok devlet ve siyaset adamı, Başbakan, bakan, milletvekili, üst düzey bürakrat ondan etkileyecektir. Provokasyon Lara karşı uyanık olmak zorundayız. Özal 1989 da cumhurbaşkanı seçiliyor. 1991 de 1. Körfez krizi başlıyor, çekiç güç PKK güçlendirerek karşımıza çıkıyor. Erdoğan 2002 de seçiliyor. 2003 te 2. Körfez krizi çıkıyor ve karşımıza bağımsızlık referandumu cebinde mesut BARZANİ çıkıyor. Şuurlu seçmenler durumları daha iyi değerlendirir. Allah, milletimize basiret lütfetsin.