Mübarek aylardan bir ay, onu daha da bereketlendiren kur’ an ayı ramazana ermiş bulunuyoruz. Şahsımızda, ailemizde, toplumumuzda, şehrimizde, ülkemizde, islam dünyamızda ve de insanlık aleminde hayırlara vesile olmasını dualarımıza katalım.
Kıyamete kadar gelecek bütün kuşaklara hitap edeceği aşikar olan yüce kitabımız, tüm zamanlarda, tüm insanlara rehberlik edip yol gösterecektir. Yeter ki biz onu anlayalım ve muhkem bir imanla donanalım.
Yaklaşık yüzyıl öncesinde merhum Mehmet Akifin şu dizelerine yansıyan ifadelerine bakalım ve kur’ anı gerçekten anlamaya çalışıp çalışmadığımızı test edelim.
Lafzı muhkem, yalnız anlaşılan kuran’ ın ;
Çünkü kaydına değil hiçbirimiz mananın ;
Ya kaçar Nazm-ı celini, bakarız yaprağına ;
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına;
İnmemiştir hele kur’ an, bunu hakkıyla bilin;
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!
Görünen o ki, yüzyıl öncesine göre bugün, bütün teknolojik gelişmelere rağmen Kur’ anı anlayabilmiş değiliz. Bunun için yeterli gayreti gösterdiğimiz de söylenemez islam dünyasında yaşanan problemlerin kaynağı, Müslümanların değişik sebeplerle Kur’an dan uzaklaşmış olmasıdır.
Kur’ an Allahın bize kendisinin tanıttığı ve rehber olarak gönderdiği kelamdır. İndiği mekan Nebi’nin kalbidir. Allah’ın dinini hayata geçirme yöntemini ve modelini ana hatlarıyla tanıtır, teşvik eder, uyarır ve sorunların çözümü için ipuçlarını verir yeter ki yalnızca Allah’tan korkup kur’ anı anlamaya çalışalım.
Bugün kafirler dinimizden, onu yok ederek ortadan kaldırmaktan ümitlerini kesmişlerdir artık onlardan korkmayın, benden korkun bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak islamı gördüm.
Allah kesin hükmünü bu ve benzeri ayetlerinde bildirdiği ve kâfirlerden, inkarcılardan değil benden korkun buyurduğu halde bugün bizler Allah’tan mı, yoksa Allaha savaş açanlardan mı korkuyoruz? Cephemizi seçmekten neden zorlanıyoruz?
Laiklik maskesine sığınarak Müslüman olduklarını söyleyenler, aslında ayet ve kur’ an hükmünden habersizdir. Yahudi ve Hristiyanlara tanınan özgürlükleri Müslümana çok görürler. Mezarlıklarda okunan Kur’anları da özgürlük var övünçleriyle anlatırlar.
Uyanış için, diriliş için, kendimize gelebilmek için kitaba, kurana sarılmalıyız. Onun rehberliğinde hayat yolculuğuna devam etmek ancak onun hükümlerini uygulamakla ve eksiksiz yerine getirmekle olur.
Süleyman çelebi’ nin, mevlidini öne çıkararak, arada bir kurandan birkaç ayet okumak suretiyle mana ve hükümler yerine ses ve nağmelerin cümbüşüne insanları ram etmeye çalışmak kimseye bir şey kazandırmaz. Kuranı güzel okuma yarışmaları da onu anlamaya hizmet edebildiği ölçüde anlam kazanır. Camilerin kuran kurslarının, imam- hatip okullarının artması kuranın anlaşılmasına hizmet ediyorsa değerlidir. Günümüz insanı şekli Müslümanlığı tercih ediyorsa Diyanet, vaizler, kurs ve okullar dahil tepliğ eksik yapılıyor demektir.
İlim irfan sahibi rahmetli bilge lider Aykut Edebali, yıllar önce Afyonumuzda muhteşem Türkiye projesini açıklarken bu projenin en önemli ayağının İslâm Rönesansı ve onu yöneten lider ülkenin Türkiye olmasını planlamıştır. Şüphesiz iman edilip mücadele edilirse zafer hakkın ve hakka inananların olacaktır.
- Maide suresi ayet 3 kaynak: kitap ve hikmet sayı 35