Kastettiğimiz dört büyükler Türkiye Futbol Liglerinin dört büyük kulübünün buluşması değildir. Onlar futbol sahalarında birbirlerini tartarak, yoklayarak bir oyun disiplini içerisinde galibiyet için şampiyonluk için koştururlar.
Yazımıza konu olan buluşma 49 yıl önce gerçekleşmiş anlamlı bir buluşmadır. Genç nesillerin yakın tarih şahsiyetlerini ve davalarını anlamaları için oldukça önemlidir.
Bu anlamlı buluşma bizzat yaşayanın kaleminden Aylık Bayrak Dergisinin 1344.sayısında anlatılmıştır. Tarihi şahsiyetleri ve davalarındaki azim, sebat ve kararlılıkları nesilden nesile aktarılmalıdır.
DOĞU TÜRKİSTAN DAVASI VE LİDERİ İSA YUSUF ALPTEKİN!
Yıllarca değil, yüzyıllarca Çin’in asimilasyonuna maruz kalan Doğu Türkistan, halen tam olarak özgürlüğüne kavuşabilmiş değildir. Katliam ve soykırımları dünyaya duyurabilmek için 70’li yıllarda Türkiye’ye gelen İsa Yusuf Alptekin ülkesindeki son başbakandı. Ülkemize geldiğinde ona sahip çıkıp davasını anlatacak pozisyonlar hazır değildi. Türkiye’deki geçerli kanunlara göre haklarını savunmayı ve Doğu Türkistan Davasını doğru anlatmayı sağlayacak platform için rahmetli Aykut Edibali MTTB (Milli Türk Talebe Birliği)’nden arkadaşı olan Rasim Cinisli’yi görevlendirir. Böylece Doğu Türkistan Vakfı kurulmuş olur. Dr.Baymirza Hayıt’ın Türkistan kitabı, İsa Yusuf Alptekin’in Doğu Türkistan Davası kitapları Otağ Yayınevince basılır. Yeniden Milli Mücadele dergilerinde konu işlenir.
KIBRIS DAVASI VE RAUF DENKTAŞ!
Yunanistan desteğindeki Rumların Türklere yaptığı zulümler ve yıldırma-sindirme olayları da yıllar yılı Kıbrıs Türk halkını canından bezdirmiştir. Dr.Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş TMT(Türk Mukavemet Teşkilatı)’nı kurarak mücadele ederler. Türkiye’nin desteği olmakla beraber kifayetsiz kalmaktadır. Bu yıllarda Türkiye’nin Kıbrıs politikası ne olmalıdır? Kitabı Rauf Denktaş ve ekibine yol gösterici olmuştur. Öyle ya 370 yıl kadar Osmanlı hakimiyetinde kalan, coğrafi olarak bize oldukça yakın, tarihsel ve dini bakımdan Peygamberimizin Halası Ümmü Haram’ın kabrinin olduğu Kıbrıs Adası Türkiye’nin güney sigortası mesabesindedir.
BOSNA HERSEK VE ALİYA İZZET BEGOVİÇ!
1463’te Fatih döneminde Osmanlı himayesine giren Bosna-Hersek, 1878’e kadar bunu sürdürebildi. Horasan Erleri, Erenleri sayesinde Bosna’da İslamiyet kabul görmüştür. Bugün bölgede Boşnaklar diğer dini gruplarca Boşnak olmaktan ziyade Türk olarak tanımlanırlar. Zira Balkanlarda zihinlerde İSLAM, Osmanlının ayak basmasıyla Türklükle özdeşleşmiştir.
Avrupa’da Osmanlı hakimiyetinin sona ermesinden sonra giderek artan bir şiddetle Müslümanlar, azınlıkların sahip oldukları haklardan bile faydalanamayıp asimilasyona ve katliamlara karşı mücadele etmek zorunda kaldılar. Avrupa ve ABD bölgedeki Türk ve Müslümanları istemiyor ve içine sindiremiyordu. İstiklal ve hürriyet ateşi ile tutuşan mücadeleci Aliya İzzet Begoviç, hem iyi bir Müslüman, iyi bir araştırmacı alim, hem de bilge bir liderdi.
BULUŞMANIN MEKANI ESENBOĞA!
1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Ankara Esenboğa Havaalanında kader dört öncüyü bir araya getiriyor. Aykut Edibali, Doğu Türkistan’ın sürgündeki lideri ile birlikte çalışmayı tamamlamış, İstanbul’a dönmektedir. Havaalanında rahmetli Rauf Denktaş’ı görür ve selam verirler. Denktaş, Aykut Bey’e teşekkür eder. “Sayın Edibali, yazdığınız kitap bize çok yardımcı oldu. Allah razı olsun, inşallah adım adım o hedefleri gerçekleştirmek nasip olur” der. O tarihlerde demir perde ülkelerinden biri olan Yugoslavya’dan Aliye İzzet Begoviç ile tanıştırır ve ona “Aykut beyi tanımalısınız, yazdığı (Kıbrıs Politikası Ne Olmalıdır) kitabı bize çok faydalı oldu. Devlet politikasında yol haritasını belirlerken istifade ettik” der.
İsa Yusuf Alptekin ise “Aykut Beyciğim benim de çok sevdiğim genç bir kardeşimdir. Bizim Birleşmiş Milletlere, Amerika’ya, İngiltere’ye ve diğer siyasi merkezlere yazdığımız mektupları kaleme alan kişi de Aykut Bey’dir. Kendisi milli davaların takipçisi ve yılmaz savaşçısıdır” der.
Aliye İzzet Begoviç çok mutlu olur; “Bizim daha epey yolumuz var, inşallah bir gün bizde birlikte çalışma imkanına kavuşuruz” der. Dört öncüler bir müddet daha sohbet ederler.
Takdir-i İlahi yan yana aynı mekânda değil ama hak davasında hizmet etmekte zaman zaman beraber olmayı nasip etmiş görünüyor. Bu dört insanın yolları kritik zamanlarda, kritik olaylarda birleşmiş ve birlikte çalışmak nasip olmuştur. Hepsinin de mekânı cennet, makamları âli olsun.
Devlet erkanından ve yerel yöneticilerimizden bu fanilerin adını yaşatacak eserlere isimlerini vermelerini bekleriz. Bir alt geçide Rauf Denktaş isminin verilmesini takdir ederiz.
Ama, Afyon’umuzun medar-ı iftiharı Bilge Lider Aykut Edibali’nin isminin de en azından yapılmakta olan Millet Kütüphanesine verilmesinin kadirşinaslık olacağını arz ve teklif ederim.
Himmet KASAL
İnşeAllah öneriniz yetkilileri harekete geçirir.