Derici Hoca'nın doğumu hakkında bir bilgi yoktur fakat son derece, Âlim bilgili ve keramet ehli olduğu bilinen.
Derici Mehmet Efendi, Türabi, Harabi, ve Şahanoğlu döneminde yaşamış onlarla aynı çağdaştır.
Mezar taşından anlaşılıyor ki vefât tarihi, Hicri (1326). Miladi (1910) olarak geçmekte. Mesleği dericilik olduğu için kendisine derici hoca denilmektedir ve bu isimle bilinir (Keramet ehli olan bu Allah dostunun tayyi mekan tayyi zaman gibi kerametleride görüldüğü söylenir).
Türbesi Afyonkarahisar Kalesi'nin batı tarafında Kalenin eteğindedir, Bu Allah dostunun mezar yeri neredeyse kaybolmuş üzerinden insanlar hayvanlar gelip geçtikçe çiğner geçer hale gelmiş.
Bir gün salih bir hayır sever vatandaşın rüyasına girerek benim mezarımın üstünden insanlar hayvanlar gelip geçiyor çiğniyor hayvanlar buraya pisliyor ben rahatsız oluyorum demesi üzerine bu hayır sever vatandaş mezar yerini temizletip demir korkuluklarla korumaya almış ve etrafını temizleyip düzenlemiştir.
İsminin verilmesini istemediği için o bölgedeki oturan vatandaşlardan bu hayır sever vatandaşın ismini öğrenemedik (Allah bu hayır sever vatandaş'tan razı olsun).
Bir ihtiyacı sıkıntısı veya haceti olan insanlar gelip. Derici Mehmet Efendi'ye derdini sıkıntısını anlatmak istediklerinde daha onlar birşey söylemeden, Mehmet Efendi onların ne söyleyeceğini söyler ve onların sorunlarıyla ilginirdi onu tanıyanlar bunun bir keramet olduğunu anlardı.
Derici Hoca'nın kerametlerinden bir iki tanesini sizlerle paylaşalım inşaallah.
Derici Mehmet Efendi Cuma namazına gitmez olmuş cemaat ve yakın arkadaşları çok ısrar eder neden, Cuma namazına gelmiyorsun derler oda arkasında uyulacak imam kalmadı der.
Bir Cuma vakti arkadaşları zorla, İmaret Cami'sine götürürler kırma bizi deyip,
Derici dış kapıya yakın bir yere oturmuş sünnet kılınmış iç ezan okunmuş, O günün İmamı Hacı Aliş hoca 40 yıl baş imam olarak görev yapmış ihlaslı kimse vefat ettiği zaman güvercinler kabre kadar cenazesinin üstünde kabre kadar uçuşmuş.
Neyse Hacı Aliş Hoca hutbeyi okuduktan sonra farz namazına başlar ikinci rekat'te.
Derici Hoca İmam eşeğini nereye bağlayacağını sonra düşünürsün der ve camiden çıkıp gider cemaat hayretler içerisinde namazdan sonra hocayı cami çıkışında bekler ve hocaya sorarlar bu nedir anlayamadığımız bir olay derler.
Derici haklı ben namazı kıldırdıktan sonra bağa gidecektim namazda aklıma takıldı acaba eşeği o ağacamı bağlasam bu ağacamı bağlasam diye bir an aklımdan geçirdim der.
Derici Hoca'nın kerameti: Bir gün derici hoca teheccüd namazından sonra dua eder, Hacca gitmek için artık nasıl bir özlemle aşkla yalvardı, Rabbi'ne bilinmez ve birden kendini Mekkede bulur tamda hac vaktidir onu orada gören, Afyon'lu hacılar şaşırır ama o anda onun oraya nasıl geldiğini falan unutur sohbete dalarlar.
Sohbet ederken Çizmeci Osman Efendi yahu şöyle bol peynirli salçalı hamur aşı (Makarna) olsada yesek der oradakiler eh be hacı memlekete döndüğümüzde doyasıya yersin derler.
Sohbetten sonra derici hocayı iki gün görmezler derici hoca elinde tencereyle çıka gelir ve hamur aşı hâlâ sıcaktır, Bunu yedikten sonra tencereyi iyice yıkayıp kendi eşyalarının içine koy der, Çizmeci Osman Efendiye.
Hac farizası bitince geri dönerler memlekete eşyaların içinden tencere çıkınca, Çizmeci Osman Efendiye sorar hanımı bu senin eşyalarının içinde ne yapıyor ben bunu komşu derici hoca peynirli hamur aşı istemiş hanımıyla haber göndermiş bende yapıp verdim utancımdan bir aydır isteyemedim ayıp olmasın diye, Çizmeci o anda anlar, Derici Hoca'nın kerametini.