(D.1916 - Ö. 1985)
Muzaffer Özak Efendi. İstanbul'da Karagümrük Nuretddin Cerrahi Tekkesi yakınındaki bir evde dünyaya geldi. Doğduğu yıl kazanılan bir zafer dolayısıyla. Muzaffer adı verildi babası Kayı Türkleri'nin Kızılkeçeli aşiretinin Cebeci ve Başağaoğulları kollarından gelen Konyalı Hacı Mehmet Efendi. Annesi Özaklar sülalesinden yanbolu Halveti Tekkesi şeyhi Seyit Hüseyin Efendi'nin torunu Ayşe hanımdır. Plevne Medresesi'nde hoca iken 1878. Balkan bozgunu sonrası ailesi ile birlikte. İstanbul'a göç edip sonraki yıllarda huzur dersleri hocalığına yükselen babasını küçük yaşta kaybetti. Gaziosmanpaşa'nın sancaktarbaşısı olan iki amcasından biri plevne'de şehit olmuş diğerine sancağı. Ruslar'a kaptırmadığı için Paşa ünvanı verilmişti iki dayısı' on bir ağabeyi. Birinci Dünya Savaşı'nda, en küçük ağabeyi. Murad Reis ise Milli Mücadele sırasında Şehit olunca. Muzaffer Özak dayılarının yetim kızları iki küçük kız kendi kız kardeşi ve annesinden oluşan fakir ve kimsesiz bir ailenin beş altı yaşlarındaki tek erkek ferdi olarak kalmıştır.
İslam'a çok hizmetleri olmuş bu, Allah dostu bir gün Amerika'ya çağırılır.
SİZDE BİZİM PEYGAMBERİMİZİ KABUL EDİN BÜTÜN CAMİLER SİZİN OLSUN
Hacı Muzaffer Özak'ı Amerika'ya çağırırlar. Cerrahi ayini yapsın diye.
En büyük katedrali de tahsis ederler. Amerika'da Türkler ve Türkiye'den göç eden ne kadar Ermeni Yahudi Rum varsa gelirler Huşu ve vecd içinde seyrederler hayran olurlar papazlar da mest olur.
Katedralin baş papazı istişare esnasında hafif takılarak sorar. Bakın Biz size ibadet etmeniz için kilisemizi açtık. Biz İstanbul'a gelsek siz de bize, Camilerinizi ayin yapmamız için ümit ederim ki açarsınız değil mi der. Özak Efendi kestirip atar. Hayır açmayız diye cevap verir bu kaba cevaba şaşıran papaz ama nasıl olur gösterdiğimiz tolerans'tan sonra böyle bir hareket size Yakıştı mı deyince. Hacı Muzaffer Özak işin ruhunu ortaya koyar.
Biz sizin kiliselerinizde ibadet edebiliriz, çünkü biz İsa. Aleyhisselam'ı peygamber olarak kabul ediyoruz, siz de bizim Peygamberimizi Hz. Muhammed Mustafa'yı peygamber olarak kabul edin bütün camiler sizin olsun deyip güzel bir cevap verir. Kendi kaleminden güzel bir şiir.
HÛ
Kabir dünya gibi bolmu sanırsın.
Mindersiz yastıksız yere konursun.
Eriyip çürüyüp toprak olursun.
Karanlık kuyular açarlar bir gün.
Kabir diyorlar bu karanlık yere.
Girmeden uğrarsın âh ile zâre.
Şifası bulunmaz bir derin yâre.
Merhemsiz yâreler açarlar bir gün.
Ey Aşki söylersin ibret almazsın.
Ahvali mevtadan haber sormazsın.
Hakkın rızasına süvar olmazsın.
Bu handan elbet göçeriz bir gün.