Afyonkarahisar Valisi Doç. Doktor. Kübra Güran Yiğitbaşı göreve başlayalı bir yılı geçti.
İlk zamanlar biraz fazla bürokratik işlere yoğunlaşıp halkla iç içe olmayı tercih etmiyordu.
Bir kaymakam ve Vali Yardımcısı kızı olarak şehir şehir gezmiş olsa da bir yıllık Bakan yardımcılığından sonra Afyonkarahisar’ın ilk kadın valisi olarak atandı.
Her ne kadar baba mesleği olsa da daha önce hiç böyle bir görevde bulunmadığı için doğal olarak valilik nasıl işliyor, vali yardımcıları var, kaymakamlar var, onlarca daire müdürü var, askeri polisi, koca bir şehir size bakıyor.
İnsan tedirgin olur tabi ki.
Bu nedenle Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ilk 6 ay dışarı fazla çıkmadı.
Ondan sonra sistemi öğrendi ve halkla daha fazla bir araya gelmeye başladı.
İlk geldiği zaman bir şeyi çok hoşuma gitmişti.
“Benden önceki valilerin bıraktıkları dosyaları okuyorum, onlardan çok faydalandım” demişti.
Bu çok önemli ve daha hızlı yol almasını sağlar.
Adettendir bende Huriye Mazi ile birlikte hoş geldin ziyaretine gitmiştim.
Vali hanım aslında enteresan bir yanı var.
Yüzünde hoş bir tebessüm var gibi, ama aynı zamanda biraz mesafeli ve soğuk gibi.
Tam olarak kestiremiyorsunuz.
Ziyaretine gittiğimizde bu görüşüm son derece değişti.
Esasında çok samimi, sıcak ve dost canlısı bir yanı var.
Çok dikkatli ve ilgili.
Sonraki dönemlerde bir daha baş başa bir görüşmemiz olmadı.
Genellikle açılış, toplantı gibi durumlarda karşılaşıp selamlaştık.
Önceki gün OSB’de bulunan Rahmiye Sare Palalı Teknik Kolejinin Kariyer günlerine Vali Doç Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ve eşi Ortopedi Doktoru Burhan Selim Yiğitbaşı katıldı.
Vali hanım ve eşi tam zamanında okula geldi.
Okul yönetimi tarafından karşılandıktan sonra yönetim katında kısa bir bilgi alışverişi yapıldı.
Daha sonra atölyeleri Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ve eşi Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı birlikte gezdiler.
Öğrencilere ve öğretmenlere çalışmalar hakkında sorular sordular.
Daha sonra kariyer günleri etkinliğine katılmak için OSB Toplantı salonuna geçtiler.
Yüzlerce öğrenci onları bekliyordu.
Vali hanım öğrencilerin alkışları eşliğinde salona girerken yüzünde bir anne şefkati gülümsemesi vardı.
Sizlerin karşısına çıkınca öğretim üyeliği yaptığım zamanlar aklıma geldi.
Eşimle birlikte geldim.
Birlikte katıldığımız 2. Yer burası.
Bizi bir arada böyle konuşurken göremezsiniz size özel dedi.
Ben 1979 Ankara doğumluyum.
Bir kaymakam çocuğu olarak birçok yerinde bulundum.
Ankara'da İmam-Hatip Lisesinde okudum bende sizin gibi meslek lisesi mezunuyum.
Lise yıllarında ne olmak istediğimi bilmiyordum.
Sonra o zaman Bosna savaşı vardı ben iletişim okuyacağım ve savaş muhabiri olacağım diye karar verdim.
Okula başladım muhabir olmak istiyorum ama illaki savaş muhabiri olmayı kafaya koydum.
Savaş bölgelerine gidip oradaki kadınların çocukların yaşadıklarını dünyaya aktarmak istiyorum.
Heyecan ve maceranın içinde olmalıyım.
Hayaller böyle ama hayatının gidişi öyle olmadı.
Ankara Üniversitesinde okurken yanımda bulunan bu beyefendi ile tanıştım.
Öyle bir aşık oldum ki daha okurken evlendik.
Mezun olmadan birde Kızım olunca bizim savaş muhabirliği hayalim bitti.
O dönem 28 Şubat süreci var, post modern bir darbe girişimiydi.
Onun mağdurlarından olduk.
Evli ve çocuklu bir öğrenci olarak eğitime devam ederken yazarlık yapmaya başladım çocuklar ve gençler ile ilgili neler yapabilirim diye çalışmalar yaptım.
Öğretim görevlisi olarak TRT'ye 13 bölümlük program yaptım.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Derya Yanık ile daha önceden tanışıyoruz bakan olunca bana bakan yardımcısı teklif etti.
Bir yıl kadar bakan yardımcısı olduktan sonra geçen yıl Cumhurbaşkanımız tarafından Afyonkarahisar’ın ilk valisi olarak atandım.
3 çocuk annesiyim ve Afyonkarahisar'ın geliniyim.
Türkiye’nin de şu anda görev yapan 3 kadın validen birisiyim dedi.
Vali hanım konuşurken öğrencilerle göz göze gelip etkileşim kurması çok harikaydı.
Konuşmasını kısa tutup soru cevap yapmayı tercih etti.
Sonrada mikrofonu eşi Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı’na bıraktı.
Doktor bey hiçte vali hanımdan geri kalmadı.
O’da akıcı ve esprili konuşmaları ile dikkat çekti.
Konuya içinizde Çobanlarlı, Işıklarlı, Bolvadinli var mı? diye başladı.
Öğrencilerin birçoğu o bölgedendi.
Çok fazla hemşehrim varmış.
Bakın bende bir zamanlar sizin gibi o yörenin çocuklarından birisiydim.
Babam okumuş Rektör oldu ama annem ev hanımıydı.
Bende okudum ve doktor oldum.
Nerede doğduğumuz değil ne olmak istediğimiz hedeflerimiz bizi bir yerlere taşır.
Bakın Tıp Fakültesinden mezun olurken hocamız bizi topladı ve bir konuşma yaptı.
Şimdi mezun oluyorsunuz ya, illaki doktor olacaksınız diye bir şey yok.
Kuyumcu da olabilirsiniz başka bir şeyde.
Bu tamamen sizin tercihinizle alakalı bir durum.
Hayatımızı aldığımız kararlar ve tercihler belirliyor.
Ve çalışmak, ne iş yaparsanız yapın o işi en iyi yapan siz olun.
Bir işi en iyi yapan her zaman parada kazanır, şöhrette kazanır dedi.
Doktor beyin konuşması da bittikten sonra vali hanım sözü öğrencilere bıraktı.
Ah bu öğrenciler yok mu garip garip sorular sormaya başladılar.
Bir tanesi aldı eline mikrofonu, “yaşadığınız ilginç anılar var mı?” diye sordu.
Vali hanım eşi ile göz göze geldikten sonra önce kendi aralarında kısa bir istişare yaptılar ve gülmeye başladılar.
Vali hanım, “Elbette var, herkes alışmış erkek valiye bazen birlikte katıldığımız programlarda ‘Sayın valim ve hanım efendi’ eşimi hanım efendi olarak anons ediyorlar sonra düzeltiyorlar.
Birde en çok bana önce ‘vali bey’ diyorlar sonra yine düzeltmek zorunda kalıyorlar.
Bizde gülümseyerek karşılıyoruz.
Başka bir öğrenci Doktor Burhan Selim Yiğitbaşı’na vali eşi olmak zor oluyor mu? Diye sorması Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nı ve eşi Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı’nı bir hayli güldürdü.
Bu soruya Doktor Bey şöyle cevap verdi, “Hayır neden zor olsun ki.
Eskiden benim tayinlerim nedeniyle o benim gittiğim yerlere gelmek zorunda kalıyordu şimdi ben onun tayin olduğu yerlere gidiyorum.
Bir de oğlum 1. Sınıfı İstanbul’da, 2. Sınıfı Ankara’da, 3. Sınıfı Afyonkarahisar’da okuyor.
Babalarımızın görevi nedeniyle aynı kaderi bizde yaşamıştık.
Şimdi çocuklarımız farklı şehirlerde ve farklı okullarda okumak durumunda kalıyor.
Bunun dışında bir zorluğu yok cevabı verdi.
Son bir yılda Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nı hiç bu kadar keyifli ve gözlerinin içinin güldüğünü görmemiştim.
Çocuklarla o kadar güzel bir iletişim kuruyor ki anlatılmaz.
Sadece konuşup onlara nutuk atmak yerine karşılıklı sohbet etmeyi seçiyor.
Onların soru sormasını ve özgüvenlerinin gelişmesini sağlıyor.
Hatta hiç soru sormayanları bile görüp mikrofonu onlara gönderiyor.
Rahmiye Sare Palalı Teknik Koleji Kariyer Günlerine konuk olanlar sanki vali ve eşi değil de iki sınıf öğretmeni gibiydiler.
Gelişlerinden gidişlerine kadar okul yönetimi ve öğretmenleri kadar öğrencilerle de kurdukları iletişim muhteşemdi.
Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı söyleşi sonrası öz çekim yaparak günü unutulmaz kıldı.
Vali Hanım çocuklara okuduğu ve etkilendiği bazı kitapları önerdi.
Üç tanede sinema filmi tavsiye etti.
Bunlar hem teknolojiyi hem de insanı sorgulayan filmlerdi.
Giderken keşke daha önce sizlerle buluşsaydım.
Bundan sonra daha fazla okulları ziyaret edip öğrencilerle bir araya geleceğim demeyi de ihmal etmedi.
Öğrencilerle buluşan bir vali değil bir anneydi sanki.
Zaten konuşmasına başlarken de çocuklarından bahsetti.
Okurken evlenmesi ve hatta çocuğunun olması okumasına engel olmadığını anlattı.
Okumak ve kariyer yapmak için evlilik ve anne olmak bir engel değil.
Hayatınız ve kariyeriniz sizin vereceğiniz kararlar ve mücadeleye bakar.
Meslek lisesi kariyerinize engel bir durum değil hatta bazı avantajları bile var.
Doğduğunuz yerler kariyeriniz için bir engel değil ve hatta kader değil.
Kaderinizi sizin çalışmanız ve kararlılığınız belirler.
Kısacası kariyeriniz sizin kendi ellerinizde.
Bunu ne kadar istediğiniz ve çalışmanız belirler diyor.
Hadi bakalım sizde kendi kariyer planınızı yapmaya başlayın.