Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazetede yayınlanan kararnameyle birkaç hafta önce valilerin ve emniyet müdürlerinin yerleri değişmişti.
Beklenen başka bir kararname ise kaymakam, vali yardımcıları ve jandarma komutanları içindi.
Nihayet o da yayınlandı.
Kadrosu Afyon’da olsa da birkaç aydır Antalya Vali Yardımcısı olarak görevlendirilen Nurullah Kaya Marmaris Kaymakamı oldu.
Bir başka Afyon Vali Yardımcısı olan Mehmet Keklik ise Niğde Vali yardımcısı olarak ataması yapıldı.
Her iki atamada birçok Afyonlu gibi beni de bir hayli üzdü.
Devlet memurluğunda bu tür atamalar, görev değişiklikleri olur.
İşin doğasında vardır.
Ama yine de olduğu zaman üzülürsünüz.
Her ne kadar vali, vali yardımcısı, emniyet müdürü, jandarma komutanı, paşa olsa da onlarda insan sizde insansınız.
Sadece işiniz, göreviniz icabı değil bir süre ailece görüşen kişiler olursunuz.
Görevler gelip geçer ama dostluklar baki kalır.
Ben Afyon’da çok güzel adamlar tanıdım.
Çok kıymetli.
Beyefendi.
Nazik ve saygılı.
Devlet nasıl temsil edilir.
Sorun değil çözüm üreten.
Yapıcı ve güler yüz.
Öyle adamlar tanıdım ki oturduğu koltuktan güç alan değil.
Makamının hakkını veren adamlar tanıdım.
Elbette devletin koltuklarında eğreti duran, oradan güç alıp ne oldum şımarığı olanları da tanıdım.
Bu gün tanıdığın o güzel adamlardan bahsedeceğim.
Adem Uslu.
Afyon’da vali yardımcılığı yaptı.
Efendi, samimi ve çözüm üreten bir adamdı.
Bu şehirde ve daha önce görev yaptığı hiçbir yerden hakkında olumsuz bir şeye rastlamadım.
Tatlı sert bir yapısı vardı.
Ama çözüm odaklı başarılı bir adamdı.
Yolun açık olsun Adem Uslu.
Erhan Günay.
Afyon’da tanıdığım en mükemmel vali yardımcılarından ilk üçe girecek bir adam.
İlk tanışmamızda odasına girdiğimde daha önce kaymakamlık yaptığı yerde fotoğraf üzerine bir çalışma yaptırmış.
Kendisi de fotoğraf makinasını alıp ilçede fotoğraflamadık yer bırakmamış.
O çalışmaları güzel bir kitaba dönüştürmüşler.
Milli Eğitimle ilgili bir konu vardı.
Beş dakikada çözüm üretti.
Bir insan koltuğa bu kadar yakışır.
Kibar, nazik, tam bir beyefendi.
Yolun açık olsun Erhan Günay Bey.
Nurullah Kaya.
Şuhut Kaymakamı olarak Afyon’a geldi.
Sonra Afyon Vali yardımcısı oldu.
Kaymakamlık yaparken de vali yardımcısı olduğunda da Afyon’da arkasında iz bırakanlardan birisi oldu.
Hızlı, pratik ve sonuç odaklı bir adam.
Onun odasına girdiğinizde sanki bir dostunuzu ziyarete gitmiş gibi rahat ve güvenle gidiyordunuz.
Kardeşim lafını çok kullanır.
Yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle direk çözün odaklı, tak, tak, tak bitti.
Her zaman gönlümüzün bir yerinde olacak dostlarımızdan birisi oldu.
Yolun açık olsun Nurullah Kaya.
Mehmet Boztepe.
Boztepe için ne desek az kalır.
Afyon’da görev yaptığı süre zarfında tüm valilerin en sorunlu ve ağır işleri ona verdiler.
Tecrübesi, sabrı, babacan tavırları, halkla ilişkileri ile ön plana çıktı.
Özellikle Frigya’da Ayazini köyünü bir harabeden alıp sihirli dokunuşuyla şimdiki görkemli hale getirilmesinde aslan payı Mehmet Boztepe’nin.
Elbette Vali Gökmen Çiçek’in hakkını Boztepe’ye vermek gibi bir niyetim yok.
Tabi ki bu işin bir numarası Gökmen Çiçek vali.
Ama onun eli, ayağı, gözü olan ve neredeyse Ayazini’de yatıp kalkan bir adam.
Öyle bir adamı tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum.
Yolun açık olsun Mehmet Boztepe.
Mehmet Keklik.
Bu adam başka ya.
Ne desem bilmiyorum.
Bizim Manavgat’ın ta dağ köylerinde doğmuş bir yörük.
Bizim oraların ve özellikle dağlık kesimin konuşması biraz kabadır.
Kendine has bir konuşma dili vardır.
Ne bileyim biraz, işte en normali benim.
Afyon Vali yardımcısı olarak tanıştık.
İlk zamanlar Manavgatlı olduğunu bilmiyorum.
Ne kadar beyefendi bir adam.
Yüzünde güller açan bir yapısı var.
İnsana huzur, güven ve samimiyet veriyor.
Hani yüreği yüzüne yansımış derler ya öyle bir adam.
Pratik, çözüm odaklı, insan ilişkileri son derece mükemmel.
Yaş olarak kendinden büyük olanlara abi diye hitap ediyor.
Adamda hiç koltuk şımarıklığı, ukalalığı, tepeden bakma olayı yok.
Sonra eşi Zehra Keklik’le tanıştık.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş derler ya.
Aynen öyle.
Zehre Keklik’te son derece naif ve hanımefendi birisi.
İnsan ilişkisi son derece harika, kürsüye çıktığı zaman nerede, ne konuşulacak ve ne kadar konuşulacaksa o kadar konuşuyor.
Kimseyi sıkmadan tadında ve dozunda bırakıyor.
Başka konulara girip dağıtmıyor.
Konuşurken de kendisini dinletmesini biliyor.
Vücut dili, ses tonu, tonlaması, akıcılığı tam bir numara adam.
İlerde çok daha farklı bir yerlerde olacağından eminim.
Onun gibi bir adamı tanıdığım için şanslıyım.
Yolun açık olsun Mehmet Keklik ve Zehra Keklik.
Bu kadar güzel ve iyi adamdan bahsettik.
Ama bunların tam tersi olanlarda yok değil.
Kendi ezikliklerini oturdukları koltuktan güç alarak başkalarına racon kesen, hava atanlarda var.
Ben 30 yıllık devlet memuruyum diyenler.
Evet 30 yıl olmuş ama size bir şey kazandırmamış ne yazık.
Bir laf vardır, “Eşeğe altın semerde vursan eşeklik baki kalır”
Asalet oturduğunuz koltuktan size geçmez.
Asalet aileden gelen bir şeydir.
Sonradan, eğitimle, koltukla, makamla olan bir şey değil.