Toplum olarak ve biz gazeteciler birini başka biriyle kıyaslamayı çok severiz.
Bizim önceki başkanımız var ya şöyleydi, böyleydi.
Bizim eski müdürümüz fenaydı.
Bizim falan filan.
Kıyaslamaya bayılırız.
Ancak çok yanlış ve şık değil.
Özellikle göreve yeni başlayan birini kendinden öncekilerle kıyaslamak vicdansızlık ve haksızlık.
Bunu söylerken 30 yıllık gazetecilik mesleki tecrübem ve 30 yıldır bürokrasi, siyasi muhabirlik bilgimle söylüyorum.
Bu güne kadar 30’dan fazla Valiyle bire bir çalıştım.
Antalya, Isparta, Burdur ve Afyonkarahisar valileriyle.
Hatta Sivas valilisi ve öncesinde Afyonkarahisar Valisi olan Bekir Aksoy, Hüsnü Tuğlu, İsa Parlak, Can Direkci, Ertuğrul Dokuzoğlu, Muzaffer Dilek, Haluk İmga gibi döneminin önemli ve güçlü valileriyle çalışma imkanı buldum.
Bunların bir kısmının evine girip çıkan, bir kısmıyla aynı araçta yolculuk eden ender gazetecilerden oldum.
Bazılarıyla habercilik ötesinde dostluk ilişkilerimiz oldu.
Birçoklarıyla hala görüşürüz.
Sonra hayatımıza Gökmen Çiçek diye ilk defa valilik yapan biri girdi.
İlk zamanlar bazı endişelerimiz vardı.
Sonra öyle bir valilik yaptı ki gönüllerimize girdi.
Sıra dışı bir valilik yaptı.
Onlarca yıldır yapılamayan işleri aylar içinde yapılır hale getirdi.
İstenirse neler yapılırmış herkese gösterdi.
Milletvekillerinin, belediye başkanının, iş adamlarının önüne geçti.
Sonuna kadar hak etti de.
Afyonkarahisar’da yaşayan birisi olarak yapılanları keyifle izledik.
Şehrin marka değerini yükseltti.
81 il valisi arasında başka bir vali onun gibi olması beklenemez.
Çünkü herkesin bir yönetim şekli var.
Her validen onun gibi olması beklenemez.
Bir tarihte Isparta Valiliğine Şemsettin Uzun diye bir vali atandı.
Göreve başladıktan birkaç hafta sonra bir toplantıda, “Keşke benim yerime turizm kafalı bir vali gelseydi” diye bir açıklama yapmış.
Isparta’da basın kıyameti koparıyor.
Vay bu nasıl açıklama, Vali ne demek istedi.
O zamanlar Sabah Gazetesinde yazıyorum.
Aradım vali beyi “Yarın Isparta’ya geliyorum sizi de ziyaret etmek istiyorum” diye.
Vali Şemsettin Uzun, “Beklerim buyurun gelin” dedi.
Ertesi gün vali beyi ziyaret ettim, “Neden böyle bir açıklama yaptığını” sordum.
Kardeşim ben turizmden anlamam, Karadenizli bir insanım.
Isparta’nın Eğirdir Göl turizmi var, Davraz Kayak merkezi turizmi var, Futbol kamp merkezi olmaya başladı spor turizmi var.
Turizm bölgelerinde çalışmış bir vali gelseydi daha iyi olurdu.
Ben tarımdan, hayvancılıktan, eğitimden anlarım.
Bu nedenle söylenmiş bir laftı.
Elbette turizmden anlamıyorum diye bu konuda hiç bir şey yapmayacağım anlamına gelmez” demişti.
Yine başka bir Isparta valisi İsa Parlak ise ne zaman Isparta’ya gitsem beni ya Eğirdir Gölüne, ya Davraz’a, ya Yazılı Kanyon’a götürerek şehrin turizm haberlerinin çıkması için çaba harcıyordu.
Yani masal anlatma Ömer Mazi konuya gel diyen varsa.
Kimseyi kimseyle kıyaslamak gibi bir anlayışa ve yanlışa düşmeyelim.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi her yöneticinin, her başkanın, her valinin bir yönetim şekli ve anlayışı var.
Kıyaslamak çok büyük bir haksızlık.
Muzaffer Dilek, Haluk İmga, İrfan Balkanlıoğlu, Hakan Yusuf Güner, Aziz Yıldırım, Mustafa Tutulmaz, Gökmen Çiçek.
Bu valilerin hangisi bir birine benziyordu.
Hangisini diğeriyle kıyasladık.
Mesela Haluk İmga Afyonkarahisar’dan uğurlanırken Ordu Bulvarındaki Valilik konutu önü kapanmıştı.
Emirdağ çıkışına kadar konvoyla uğurlandı.
Rahmetli Yusuf Özer gibi Başbakanlar Cumhurbaşkanlarıyla yarenlik eden bir adam bile gözyaşlarına hakim olamayıp, “Ben böyle vali görmedim” diyerek ağlamıştı.
Sonra?
Sonra rutin valilik görevini yapan isimler geldi geçti.
Ta ki Gökmen Çiçek’e kadar.
Onun hakkında söylenecek bir söz yok.
Biz ne desek boş.
Nasıl geldiğine değil nasıl uğurlandığına bakmak lazım.
Gökmen Çiçek bir şey söyledi, “Ben bu gün ölsem mutlu ölürüm”
Bunun üzerine bir şey söylemeye gerek var mı?
Ancak bitti.
Gökmen Çiçek artık Kayseri’nin valisi.
Bizim valimiz Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı.
Ona bir fırsat vermek ve önceki valilerle kıyaslamak kimseye bir fayda sağlamaz.
Her idarecinin kendine has bir yönetim şekli var.
Vali hanım kendi yönetim tarzını oluşturmaya başladı.
-------- -------
Okullar kapandı, karneler, diplomalar dağıtıldı.
Binlerce öğrenci bir üst sınıfa geçerken uzun bir yaz tatili öğretmenleri, öğrencileri ve velileri bekliyor.
Yazın elbette boş geçirilmemeli.
Biraz dinlendikten sonra ders tekrarı, kitap okuma asla unutulmamalı.
Başka Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Milli Eğitim Müdürü Eylül’e kadar Afyon eğitimi için ne yapılması gerektiği konusunda bir çalışma yapmalı.
Onların tatil yapma hakkı yok.