CHP Genel Merkezde liderlik mücadelesi yaşana dursun biz Afyonkarahisar’da neler oluyor biraz ona odaklanalım.
Bildiğiniz gibi şu sıralar delege seçimleri yapılıyor.
Üç aday var, yeşil, beyaz ve turuncu olmak üzere üç liste var.
CHP’nin delege baronları her zaman olduğu gibi iş başında.
CHP üyeleri tek tek aranıyor.
Hal hatır sorulduktan sonra oyuna talibiz diye üyenin gönlüne girmeye çalışıyorlar.
Hem de öyle bir çalışma yapıyorlar ki anlatamam.
Kıran kırana, kora kor bir mücadele veriyorlar.
CHP delege seçimlerindeki verilen mücadele ne milletvekilliği ne de cumhurbaşkanlığı seçiminde verilmedi.
O zaman her CHP’li bu kadar çalışsa seçimin kaderi değişirdi.
CHP’de üç Merkez İlçe Başkan adayı var.
Atanmış İl Başkanı Yusuf Onur Seçmen’in desteklediği Bülent Güleniş var.
Atama ile İl Başkanı olduğu için Yusuf Onur Seçme henüz daha kendini kabullendirmiş değil.
Atanmış ve vekilin adamı konumunda.
Buradan çıkamadığı için desteklediği aday olan isimde beklenen ilgiyi görmedi.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor.
Mesela ben il başkanı olsam böyle bir aday çıkarmam.
Aday çıkartırsan taraf olursun.
Seçimlerden başka biri çıkarsa ister istemez aranızda bir rakiplik, kuyruk acısı olacak.
O zaman Merkez İlçe Başkanı ile İl Başkanı sağlıklı çalışamaz.
Bu durumda partiye zarar verir.
Ben il başkanı olsam böyle bir hata yapmam.
Kim kazanırsa kazansın sağlıklı bir çalışma yapılacaksa tarafsız olmak lazım.
Yusuf Onur Seçme taraf oldu.
Kendi merkez ilçe başkanını seçtirmeye kalkıyor.
Ama şimdilik her ikisi de kaybetmiş görünüyor.
Dereyi geçerken at değiştirmek çaresizliğinde kalıyor.
Kiminle?
Kendisini İl Başkanı yaptıran vekil Burcu Köksal’ın ekibiyle.
Milletvekili Burcu Köksal ve kıymetli dostum Mustafa Karanfil ve ekibi boş durur mu?
Onlarda kendi merkez ilçe başkanlarını seçtirmek için yoğun bir biçimde uğraşıyorlar.
Ama gördüğüm kadarıyla onlarda istedikleri sonuca varamamışlar.
CHP’nin genlerinde ben bunu istiyorum o kazanacak dayatması yok.
Bunu en iyi bilmesi gereken Milletvekili Burcu Köksal olması lazım.
İlk seçildiği günden bu yana her il başkanlığı seçiminde birinin arkasında durdu.
Kendi il başkanını seçtirmeye çalıştı ama olmadı.
Olamaz.
Onun yerinde olmak istemem ama ben milletvekili olsam böyle bir şeye tenezzül etmem.
Müdahil olmam.
Taraf, yandaş olmam.
Benim desteklediğim değil de rakip kazanırsa onunla o, merkez ilçe ve il başkanıyla nasıl sağlıklı bir çalışma olsun?
Bana rağmen seçim kazanan bir il başkanının yüzüne nasıl bakarım.
O kadar demokratik ve nezaketli insanlar olmadığımıza göre elbette aramızda bir kırgınlık olacak.
Kendi desteklediği aday kazanamayıp başkası kazanınca milletvekili il başkanını düşman gibi görüyor.
Onun için CHP İl Başkanlığına uğramıyor, ortak bir çalışma yapılmıyor, bağımsız biri gibi davranıyor.
Olmuyor böyle olmaz.
Daha önce bunu her il ve merkez ilçe başkanlığında olduğu gibi şimdide deniyor.
Ama yine hüsrana uğramış durumda.
Peki ne olacak?
Çaresizce rakip olduğu ama kendisine daha yakın kim var?
İl Başkanı yaptırdığı Yusuf Onur Seçme’nin desteklediği aday var.
O zaman ortak bir ittifak kuralım ama nasıl?
İşte orada devreye “Hacı Abi” giriyor.
Hayda bu hacı abide nereden çıktı.
CHP ve Hacı Abi?
Genelde CHP’liler için oruç tutmaz, namaz kılmaz, kurban kesmez, hacca gitmez sanıyorlar.
Yanlış, çok yanlış.
Çok iyi bildiğim birçok CHP’li dostum namazda kılar, oruç da tutar, hacca da gider.
İşte siz bir örnek.
Yeni hacı abi CHP’nin delege baronlarından birisi.
Hem de en büyük baron, eskiden il başkanlığı yaptı, vekil aday adaylıkları var.
Ya, meraklandınız değil mi?
Kim bu Hacı Abi?
Biraz bekleyin.
Hacı Abi ayağının tozuyla geldikten sonra bir bakıyor ki ortalık toz duman.
Hemen sarılıyor telefona, “Yahu siz ne yaptınız?” diyor.
Sorma Hacı Abi yaptık bir şeyler işte nasıl çıkarız bu durumdan diyorlar.
Hacı Abi bekleyin bir hele diyor.
Birkaç görüşmeden sonra sihirli formülü açıklıyor.
“Bundan sonraki delege seçimlerine beyaz liste ile turuncu liste aynı isimleri yazsın.
Böylece sandıkta birleşmiş olursunuz” diyor.
Kimse itiraz edemiyor.
Edemiyor çünkü kendi ellerinde bir formül yok.
Zararın neresinden dönerseniz kardır misali.
Ve iki listeye de aynı isimleri yazıyorlar.
Sandık kardeşliği.
Ne oldu 3 gün önce rakiptiniz.
Rakibimin rakibi dostumdur.
İki listeyi birleştiren akıl CHP’nin yıllarca akil adamı konumuna gelmiş bir numaralı delege baronu.
İyi de uzatma kim bu Hacı Abi diyen varsa açıklayalım o zaman Av. Ramazan Akgöz.
Oyunu şimdilik o kurmuş gibi ama çok başarılı bir oyun değil gibi.
Bu çözümde işe yaramamış gibi.
Beyaz ve Turuncu liste işi biraz karışık.
Bu arada adaylardan birisi de Mehmet Dereağzı.
Onu destekleyenler arasında Mustafa Karanfil, Ramazan Akgöz ve vekil Burcu Köksal var.
Vekil Burcu Köksal’ın il başkanı adayı ise Mustafa Karanfil.
Birde yeşil liste var elbette.
Yeşil listenin adayı olan Büşra Dişçioğlu’nun arkasında Ahmet Salih Çiçek, Ömer Akyıldız ve Kemal Demirkırkan var.
CHP’nin içişleri her zaman karışık ve sancılı.
Demokrasiyi en çok savunan ama parti içi demokrasinin hiç uygulanmadığı bir parti.
Ayak oyunları, hizipçilik, gruplaşmalar hiç bitmiyor.
Oysa demokrasi gereği seçim süresinde rakip ertesi gün aynı partili olarak mücadele etmeyi deneseler önlerinde kimse duramaz.
Kendileri arasında verdiği mücadeleyi seçimlerde rakip partiler için vermiyorlar.
Yeter artık bir aklınızı başınıza alın lütfen.
Türkiye’nin geleceği için sağlam ve güçlü bir ana muhalefete ihtiyacı var.
Güçlü muhalefet iktidara alternatif olur.
Halka umut olur.
Sizin bu halleriniz yüzünden halk umudunu kesmiş ve her seçimi AK Parti kazanıyor.
Bir durun düşünün.