Bazen oturup düşünüyorum.
Sadece bir birey olarak değil.
Sadece bir gazeteci olarak değil.
Mesela diyorum ben Afyonkarahisar’da bir yönetici olsam.
Şehrin karar vericilerinden biri olsam diyorum.
Hani şu ortak akıl meselesini demiyorum, o zaten cepte onu geçtikte.
Bazı şeyleri neden önce düşünmüyorum.
Bazı şeyleri neden fırsata çevirmiyorum.
Dün Afyonkarahisar Valiliğinden haber maili geldi.
Bu seneki kurban bayramında Afyonkarahisar Jandarma bölgesinden 620 bin araç geçmiş.
Emniyet bölgesinden ise 1 milyon 380 bin araç geçmiş.
Toplamda ise 2 milyon araç geçmiş.
Ne kadar güzel hadi biraz daha matematik çalışalım.
Bu 2 milyon araçta ortalama 4 kişi olsa ki otobüslerde var bu sayıların içinde eder mi size 8 milyon insan.
Harika bir sayı.
Bu insanların Anadolu’nun dört bir yanından gelip tatile gidiyor.
Onlarda geri döndüklerinde, “E anlat bakalım yediğin içtiğin senin olsun neler gördün?” diye soranlar olur.
Onları da hesaba katarsak etimi sana 15 milyon kişi.
Bu da ülkenin 5’de 1’i eder.
Hani bu sene Büyük taarruzun 100. Yılı ya.
100. yılda 100 etkinlik diyoruz.
İşte böyle durumlarda diyorum ki mesela neden Ankara yolu, İstanbul yolu, Antalya yolu, Konya yolu, İzmir yolu şöyle 100. Yıl afişleriyle donatsaydık gelip geçen 8 milyon insan onları görüp “Vay be bizde 100. Yılda Afyonkarahisar’a gelelim” diyen hiç çıkmaz mıydı acaba.
Mesela diyorum, bayram öncesi broşürler hazırlayıp 100. Yılla ilgili bilgilendirmeler olsa, 100. Yılda neler yapılacak onları koysak, Zaferin 100. Yılda Afyon sizi bekliyor diye davette bulunsak.
O 8 milyon ve sonraki görüştükleri insanlardan hiç Zaferin 100. Yılında hadi Afyona gidelim diyen olmaz mıydı?
Yani işte avarelikten böyle saçma sapan şeyler düşünüyorum.
Yani ben olsaymışım.
Ne yapayım benimde böyle garip bir huyum var düşünüp duruyorum zaman zaman.
Mesela her yerde Motokros afişleri var ya, Büyük Taarruz’un onun kadar kıymetli değilmiş gibi sanki.
Oysa Zaferin 100. Yılı ondan önce.
Her tarafta Motokros var, evet o da olsun tamam da hani zafere giden yol, Kocatepe, Büyük Taarruz, ülkenin kurtuluşu, Cumhuriyetin Kazanıldığı topraklar Motokros kadar kıymeti yok mu? Diye deli deli düşünüyorum.
Biz başka bir il değiliz ki.
81 il içinde bir tek Afyonkarahisar’a nasip olan bu büyük zaferin 100. Yılına sadece bir ay kaldı.
7 ay boyunca elle tutulur, gözle görülür bir tane bir şey yapılmadı.
Keşke diyorum 100. Yılı es geçmesek.
Nasıl bayramda sahil kasabaları bile şehir nüfusunun 5 katı artıyor.
Zafer haftasında da Afyonkarahisar’ın nüfusu 5 kat artsa.
Konaklama, yeme içme, sucukçu, lokumcu, şehir esnafı çifte bayram yapsa fena mı olur?
Sonra yine düşünüyorum.
Eskilerin bir sözü var yabancının biri gelmiş bizim akarsularını görmüş, birde bize bakmış sonra “Su akar Türkler bakar” demiş ya.
O misal işte.
Bayramda 2 milyon araç geçip gitmiş, Kolaylı, Özdilek ve Afium dışında kimseye bir faydası olmadı.
Allah onlardan razı olsun risk alıp, büyük paralar yatırarak o tesisleri kurdukları için.
Yoksa su akar Türkler bakar gibi gelen gidenin araba markalarına bakıp, “Lan ne araba ama gördün mü?” diye iç geçirirdik.
Ne yapalım işte bende bazen böyle deli saçma şeyler düşünüyorum.
Ne gerek varsa.
Ben zaten böyle şeylerde karar verici olmadığım için kendi kendime düşünüp duruyorum.
Zaten karar vericilerimizde düşünmüştür.
Hem onların o kadar çok işi gücü var ki böyle gereksiz şeyleri düşünecek zamanları yok.
Neyse Motokros’ta amma baba sanatçılar var ya.
Hele şu Ajda Pekkan yok mu 1946 doğumlu kayınvalidem yaşında ama hatun hala 30’larında gibi.
Ben 1970 doğumluyum.
Benim doğduğum yıl meşhur olmuş.
Yani 52 yıllık bir süper star.
Ajda Pekkan çok önemli.
Onun için ben kafamı yormayayım en iyisi.
Zaferin 100. Yılı için.
İyi kötü olur biter ne olmuş yani 100. Yılsa.