Belediye Başkanlığı için kıyasıya bir yarış yaşanacağı belli oldu.
Hepsi bir birinden kurt birçok aday var.
Bakalım nasıl olacak.
Ancak bir konu var.
Belediye Başkan adaylarından birisi geçen yıl bir bankadan 30 milyon lira havale yapıyor.
Nereye?
Bir vakfa.
Neyin karşılığı?
İşte orası biraz karışık.
Bu konuya başlamadan önce bir olayı anlatayım.
Bizim İdris Özek var.
Onun sosyal medya paylaşımında gördüm.
Amerika’nın New York şehrinde bir soygun sırasında hırsız banka içindeki çalışanlara bağırdı: Kıpırdamayın! para devletin, hayatınız da sizindir.
Yani herkes sessizce uzansın..
"Buna anlık akılla ikna denir "
Hırsızlar çalmayı bitirince üniversite mezunu olan en genç hırsız, ilkokul mezunu en yaşlı olan hırsıza dedi ki: Patron kaç para aldık sayalım.
Liderleri olan yaşlı hırsız bozuldu ve ona dedi ki:
Aptal mısın? Bu çok para ve saymamız uzun sürer, bu gece ne kadar para çaldığımızı haberlerden
öğreneceğiz!
"Bunun adı tecrübe"
Hırsızlar bankadan çıktıktan sonra banka müdürü, şube müdürüne:
Polisi çabuk ara!
Şube müdürü ona dedi ki: Bekle 10 milyon dolar alıp kendimize saklayalım daha önce zimmetimize geçirdiğimiz 70 milyon doları da ekleyelim.
"Buna akışına yüzmek ve durumu lehine çevirmek denir"
Banka müdürü dedi ki: yani her ay soygun olsa çok iyi olur...
"Ve buna çok ileri gitmek denir"
Ertesi gün haber ajansları bankadan 100 milyon dolar çalındığını bildirdi!
Hırsızlar parayı tekrar tekrar saydılar.
Her seferinde miktar 20 milyon dolardı.
Hırsızlar çok sinirlendi.
20 milyon dolar için hayatlarını riske attılar.
Banka müdürü suya sabuna dokunmadan 80 milyon dolar aldı.
Maskeli hırsız ile kravatlı hırsız arasındaki farklı bilgiydi.
"Bunun da adı bilgi altına eşittir"
Banka müdürü milyoner olduğu için gülümsüyordu.
Borsadaki tüm kayıplarını bu soygunla telafi etmişti."
"Bunun adı da risk almaktır''
Gerçek hırsızlar çoğunlukla yüksek rütbeli olanlardır.
Ama "hırsız" olarak tanınanlar hep ev ve cüzdan hırsızları olacaktır..
Hay Allah nereden çıktı şimdi bu hikaye.
Burada siyaset yazmaya çalışırken banka, hırsızlık, kravatlı falan.
Banka demişken bak aklıma ne geldi.
Geçen yıl Afyon’un tanınmış isimlerinden birisi.
Siyasetçi, belediye başkan adayı olan bir kişi.
Hatta aktif siyaset içinde olduğunu da yazalım.
Bankanın birine gidiyor.
Diyor ki ben bir havale yapacağım.
Tamam diyor banka müdürü, bizim işimiz bu sen nereye gidecek bir İban ver, ne kadar göndereceğiz diyor.
Aman ha kimse duymasın aramızda kalsın diyor.
Duymaz merak etmede senin yaptığın havale kimi ilgilendirir diyor.
Öyle ama 30 milyon lira göndereceğim diyor.
Geçen yılki 30 milyon.
Banka müdürünün oturuşu değişiyor.
Tamam nasıl isterseniz öyle olsun bizden sır çıkmaz diyor.
Sizden sır çıkmaz ama iki kişinin bildiği zaten sır olmaz ki!
Onu unutmuşlar galiba.
30 Milyon lira verilen bir İban’a havale yapılıyor.
Peki nereye gitti bu para?
Bir vakfa bağış olarak gidiyor.
Nasıl yani kim bu kişide bir vakfa 30 milyon lira bağış yapıyor?
30 milyon bağış yapan birinin nasıl bir serveti varsa artık siz hesap edin.
Başka bir soru 30 milyonluk bir bağış neyin diyeti.
Bu öyle gönüllü verilecek ve gizli kalacak bir bağış değil.
Yok öyle bir şey değil diyorsak o zaman ne?
Başka bir soru soralım o zaman, bu beyzade acaba geçmişiyle alakalı karanlık bir şeyler varda kendini aklamaya mı çalışıyor?
Hani para her kapıyı açıyor ya.
Bu beyzade de para her kötülüğü örtüyor, kapatıyor, temizliyor, aklıyor mantığından yola çıkarak 30 milyonluk bir fedakarlık mı yapıyor acaba?
Ne dersiniz kim bu şahıs.
Birkaç ipucu verdim.
Daha benden ne istersiniz anlamadım ki?
Aktif siyaset içinden dedim.
Belediye Başkan adayı dedim.
Gerisi de size kalmış artık.
Hadi bakalım çalıştırın kafayı.