Yurdun dört bir yanında benzer şehir efsaneleri var.
Falanca yerde gömü var.
Şurada define var.
Kalede gömü var.
Bu nedenle de define avcılığı yüz yıllardır yapılır.
Memleket talan edildi, yağmalandı, hazineden daha değerli tarihi varlıklar yok edildi.
Antalya’da Noel Baba mezarı var Demre’de.
Demreli Niko denilir Noel babaya.
Aslında Pataralı Niko ama Demre’ye gelip yerleşiyorlar
Hayatını orada sürdürdükten sonra Aziz Nikolas kilisesine gömülüyor.
Define avcıları, Noel Baba olarak bilinen Demreli Niko’nun mezarını patlatıyorlar.
Define yok ama bari kemiklerini alalım para eder diye kaçırıp İtalya’da birilerine satılıyor.
Benzer olaylar saymakla bitmez.
1970’li yıllarda Dinar yakınlarında bulunan Tatarlı’dan Frigya Tümülüsüne giriyorlar.
Kral Mezarı ya hazine vardır.
Çanak çömlek bazı eşyalar ve üzeri resimli mezar tahtalarını söküp çalıyorlar.
3 bin yıl orada duran tahtalar mezar hırsızları tarafından çalınıp Almanya’ya satılıyor.
Hırsızlar bilmeden dünyada en büyük üzeri boyalı mezar tahtasını buluyor ama onlar için hazine demek altın ya.
Kafası basmıyor ahmakların.
Ankara’ya doğru Afyonkarahisar’ı çıktıktan sonra Polatlı yakınlarında Gordion Antik şehri var.
Frigyanın başkenti.
Büyük Tümülüs kazılıyor bilim insanları tarafından.
Kral Midas sanılan ama aslında babası olma ihtimali daha yüksek bir olasılık.
Mezar odasından iskelet alınıyor.
İskeletin kafatası Amerika’ya gidiyor.
Amerika’da incelenip hangi zamana ait olduğu, hatta kime ait olduğunu belirleyecekler.
Gövde iskeletleri de Ankara’da bir üniversiteye prof bir hocaya teslim ediliyor.
Koruyup kollayın diye.
Aylar süren incelemeden sonra kafatası yeniden yurda dönüyor.
Sonra bilim insanları diyor ki bunu birde Hollanda’ya gönderelim.
Orada çok gelişmiş bir yöntemle kafatası etlendirilecek ve o dönem insanları neye benziyordu ortaya çıkaracak.
Tamam diyorlar kafatası Amerika’dan sonra Ankara’dan Hollanda’ya gidiyor.
Uzun bir uğraştan sonra bizim Frigya kafatası geri geliyor.
Sonra diyor ki yabancı bilim insanları hani size teslim ettiğimiz iskelet vardı ya onu getirinde sergileyelim.
Dünya Friglerin nasıl insanlar olduğunu görsün.
Arıyorlar tarıyorlar Gordion’dan çıkan Midas’ın babasının iskeletleri yok.
Kayıp.
Üniversiteden profa teslim edilen iskelet yok.
Kim bilir kim alıp yurt dışına kimlere sattı.
Binlerce benzer örnek var.
Kibele heykeli de öyle olmadı mı uzun uğraşlar sonarsında geçen yıl Türkiye’ye iade edildi ve Afyon Müzesinde sergilenmeye başladı.
Evet Afyon Kalesinin bir yerlerinde hazine olabilir.
Mutlaka gizli bölmeler vardır.
Ama hazine dediğiniz nedir?
Sadece altın mı?
Milli hazine, kültür hazinesi, tarih hazinesi ne bekliyorsunuz?
Yusuf Şen beyin bahsettiği gibi gerçekten bir hazine varsa acaba ne kadar?
Bir kamyon altın çıkar mı mesela?
İşte sana ülkenin kurtulduğu andır.
********** **********
KARA TREN GECİKİR BELKİ DE HİÇ GELMEZ.
Hayatım boyunca binmediğim tek ulaşım aracı trendi.
40 yıllık hayatımda hiç tren olmadı.
Hatta bir ara Tren istasyonu kiralamak bile istedim.
Neyse ilk tren seferim Afyon Kütahya arası oldu.
Sonra Afyon İzmir yolculuğu yaptım.
Beklide birkaç gün sonra Denizli’ye ailecek tren yolculuğu yapacağım.
Önceki günkü Türkeli haberlerinden birisi hızlı tren çalışmaları devam ediyor.
Normal devam etse şu anda belki de Ankara-Afyon-İzmir hattı tamamlanmış olacaktı.
Çalışmalar durdu, durakladı, başladı yine durakladı.
Ama şimdi hızlı bir şekilde devam ediyor olması Afyonkarahisar için güzel bir gelişme.
Ankara Afyonkarahisar arası 1.5 saate inecek.
İzmir biterse 2 saatte, İstanbul 3.5 saat.
Hele birde Antalya hattı yapıldı mı işte o zaman Afyonkarahisar başka bir kulvara geçer.
Afyonkarahisar için Büyükşehir mi Marka Şehir mi? tartışmaları vardı.
Ben tek kelimeyle Marka Şehir yanlısıyım.
Ancak elimizdeki özelliklerimizi iyi kullanmamız şartıyla.
2024’de hızlı trenle Ankara kapı komşumuz olacak.
Günübirlik tatil, yeme içme, gezmek için gelinen bir şehir olabiliriz.
Ancak buna hazırlıklı olmamız ve gelenlerin beklentilerini karşılamak lazım.
Yeme içme alanlarını çeşitlendirme, gezme vakit geçirme alanları oluşturmalıyız.
Başta Kocatepe olmak üzere şehitlikler, Afyon Kalesi, Konaklar ve camiler önemli.
Ve elbette Frigya.
Oraya toplu ulaşım ve günü birlik turlar yapılması lazım.
Bunun için Afyonkarahisar Valiliğine, Belediyesine ve STK’lara ve esnafa çok iş düşüyor.
Herkes kendine düşen görevleri yerine getirirse Hızlı Tren gelmeye başladığında hazırlıksız yakalanmayız.