Kainatın yaratıcısı, insanı, evreni, doğayı, denizleri, buzulları, ormanları ve de sayılmayacak kadar çok nimetleri bir denge üzerine yaratmıştır.
İki yaşına yaklaşan çocuklar yürümeye başlarken biraz yalpalasalar da zamanla dengelerini saylayıp güzelce yürürler onların dengelerini sağlamak için sarfettikleri gayrete şahit olan ana-baba ve yakınları hayranlıkla bu gelişimi izlerken, kendilerinde de aynı süreçlerden geçtiğini hatırlamış olurlar.
Dengelerin bozulması, buna sebep olanların bedel ödemesini gerektirir. Allah insana akıl fikir, iyiyi kötüden ayırda bilme kabiliyetini vermiştir. Örneğin doğru ekip biçtiğimizde hasadınızın da güzel olacağını, varlığı, bolluğu bereketi ve onun huzurunu hissedeceğiniz aşağı yukarı bellidir. Yanlış yolda hatalı tarım yaptığınızda ise açlık kıtlık, yoksulluk, hastalıklara karşılaşıp kederleneceğiniz de aşağı yukarı bellidir.
Her birimiz, hepimiz neyin iyi neyin kötü olduğunu biliriz, yada hissederiz. Reşit alan herkes cinayetin, hırsızlığın, yalan söylemenin, aldatmanın kötü olduğunu bilir. İçimizden gelen bir ses bunu bize her zaman söyler. Vicdan kötü bir şeyle karşılaşıldığında sızlar. Vicdan ve merhamet yaratıcının herkese taktiridir.
Yapılan yanlışlara ve zulümlere seyirci kalıp susmak, kalplerdeki temiz sineye küçük bir nokta koyar. İnsan buna aldırmayıp, kötülüklerle haksızlıklarla karşı sesiz kalmaya devam ederse kalpteki bu nokta büyüyerek kara bir leke olur. Bu leke insanı, fıtratındaki dengelerin bozulduğunda işarettir insan ruhunun terazisini bozduğunda mutlaka bir bedel ödemek zorundadır. Bu dünya da ahirette de ödenecek bedel için yapabilecek en iyi hareketi pişmanlık duyup tevbe kapısına yönelmektir. Allah, kendisine ortak koşma dışındaki günahları affedebileceğini beyan buyuruyor.
Ülkemizde bin bir güçlükle halktan toplanan paralarla kurulan şeker fabrikaları deposundaki şeker fiyatına haraç mezat kesildi satıldı. Türk insani sanayici ve tatlı sektörü genel itibarıyla bu yapılan yanlıştır demedi, susmayı tercih etti.
Sümerbank, kapatılırken de yeterli tepki gelmediğini görüyoruz
Japonya ya bile kağıt ihraç eden SEKA kapatılırken susan, inanımız değil midir?
Paşa bahçede Cam sanayi, Tüpraş, Limanlar, Demir çelik Fabrikaları, Tekel, tek tek elden giderken susan insanımız elbette bedel ödemeyi göze almıştır
Türkiye Gübre sanayi A.Ş elden çıkarılınca Tarım bitirildi, köylüye yazık edildi.
Hasat dönemi gelince tam da ürünün para edeceği zamanda tarım ürünleri ithalatının önünü açanlar vicdanları körelten uygulamalarının cezasını bütün bir topluma ödettiler.
Bankacılık sektörünün %50 si, sigortacılık sektörünün %70 i, ilaç kozmetik ve deterjan sektörleri (ki bu sektörler ekonominin iri kıyım dilimini teşkil eder ) de yabancıların yada onların kontrolündeki dev şirketlerin eline geçmiştir
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” diyen Hz. Peygamberin sözünü hiçbir zaman gözardı etmemek gerekir maalesef biz toplum olarak bu sözün gereğini yapamadık. Sarı öküzler birer birer gittiler
İnsanoğlunun çevreyi ve doğayı kirletmesinin sonucunda meydana gelen küresel ısınma da, insanlığın bedel ödemesini gerektiren dengeyi bozma fiilinin bir sonucudur dengelerle oynamadan dengeli bir hayat yaşamak zor olsa da mümkündür.
Teşekkür ederim Himmet bey.