Tartışmamız
Zaman içinde ortaya çıkan tarihi gerçekler, bazı konuların, düşüncelerin amaçlı kılıflara oturtulduğunu gösteriyor. Onları artık tartışma alanı dışında da tutmamızı gerektiriyor. Çünkü toplum için sıkıcı oldu bu konular artık.
Aynen bu günlerde ölümünün 100. yılı olan, Osmanlının 34. padişahı, 113 ncü halife olan Sultan Abdülhamit hanın anılmasında olduğu gibi.
Sultan Abdülhamit han, kimilerine göre döneminde başarısız bir yönetim sergilemiştir. Meşrutiyete, yeniliklere, değişime karşı, ülkeyi geriye götürmüştür. Jurnalle istibdatla, kolluk kuvvetiyle, zulüm ve baskıyla ülkeyi yönetmiştir.
Kimilerine görede Sultan Abdülhamit hanın 33 yıllık döneminde Osmanlı devletinde yeni gelişmeleri sağlayan, eğitimde, sanayide, sağlıkda, teknolojide ilerlemeyi, değişimi öne çıkartan, halkının refahı, mutluluğu için başarılı çalışmalar yapan, dahi denilebilecek özellikleri olan bir padişahdı.
Gerçek oki! Osmanlıda yapılması gereken reformları hayata geçiren. Zaman, mekan, ortam olarak iyileşme sağlayan Abdülhamit han, karşıtlarınca anlaşılamamış bir hükümdardır.
Abdülhamit Han döneminin hemen sonrası koca imparatorluk, 7 düvelin saldırısına uğramıştır. Şiddetli mücadeleler ve savaşlar sonrasıda adeta tükenmiştir.
7 düvel: ABD+İngiltere+Fransa+İtalya+Yunanistan ve yandaşlarının oluşturduğu güç’ün tarifidir.
Sonra Osmanlı devletinin ordusunun devamı olan, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Türkiye Cumhuriyeti devletini yeniden kurmuşlardır.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları önce Osmanlı Devletinin askerleri ve komutanlarıdır. Silahlar, topraklar hepsi Osmanlı döneminden kalmadır. Açıkca Cumhuriyet, Osmanlının devamıdır. Hiç bir zaman Osmanlıya karşı alternatif değildir ve devamıdır.
1950 li yıllara kadar yasaklarla, korumalarla gelinilen noktada yanlış, bölücü, değerlerimize uymayan alternatif gösterilen düşüncelerin, yasakların, kararların kısmen kalkmasıyla da, gün yüzüne tarihi gerçekleriyle çıkmıştır.
Olayların tahlilini tarihçilerimize bırakalım. Vatandaş mantığıyla aldığımız sonuç: Abdülhamit Han için yapılan amaçlı tanımların hepsinin devri tamamlanmıştır. Halkımız Abdülhamit Hanı, hiçbir zaman Atatürkle çatıştırmamaktadır. Her ikisininde dönemlerine damgasını vurmuş başarılı liderler olarak saygıyla, minnetle anmaktadır.
Artık Abdülhamitle, Osmanlı dönemiyle, 1950 sonrası olumlu gelişmelerle tesbitlerle gerçekler anlaşılmıştır. Dolayısıyla karşıtlarıyla Osmanlı dönemiyle Cumhuriyet dönemi barışmıştır.
Konuyu tartışmaya devam etmek isteyenlere, düşmanlıklara, kutublaşmalara sebeb olanlara fırsat vermememiz, yıldönümlerini tartışmasız, hayırlı hizmetleri anarak, örnek alarak yaşamamız gerekiyor. Ayrışma, kutublaşma ile bir yere varmamız hiç mümkün değildir.