Köşe yazımıza hafta sonunda ani bir rahatsızlık sonucu kaybettiğimiz değerli hemşehrimiz, hukuk adamımız, emekli Anayasa Mahkemesi Üyesi Ahmet Akyalçın’ı da bu vesile ile kısada olsa, demokrasimiz adına minnetle, şükranla anarak başlıyoruz. Kayınpederi değerli arkadaşımız, hayırsever işadamımız Mehmet Alimoğlu’na da sağlıklı ömürler diliyoruz.
Ne yapmıştı Ahmet Akyalçın? 28 Şubat’ın malum hukukçularının, demokrasiyi sonlandırma amaçlı açtıkları AK Parti’yi kapatma davasında, 11 üyeden birisi olarak tüm baskıları aşarak 5+5=10 üyenin 11.’si olarak tercihini AK Parti kapatılmamalı, demokrasi sonlandırılmamalı kararını cesaretle savunarak, bir oyuyla demokrasiye devam diyerek vermiştir. O tarihteki kararıyla AK Parti’nin kapatılmamasını 5+6=11 hesabıyla sağlayarak demokrasimizi kurtarmıştı. Akyalçın’ı tekrar rahmetle anıyoruz.
***
Geçtiğimiz haftayı hareketli ve heyecanlı bir atmosferde yaşadık. 28 Şubat / 1997 darbesinin 21. yılı zulümleriyle, demokrasi yok sayan, vicdanlarda derin yaralar açan yaralarıyla birlikte anıldı. Zeytin dalı harekatı derseniz başarılarıyla göğsümüzü kabarttı.
Ayrıca geçmişle günümüzün demokratik muhasebesini yaptırdı. 1960 yılında siyaseti, demokrasiye yok etme feci asker düşüncesinin, son kötü örneği 28 Şubat’ı konferanslarla, sergilerle, lanetle andık.
Milli iradenin tayini Erbakan iktidarını tanımayan, meclisi tehditle, askeri güçle alaşağı eden 28 Şubat’ın, baş aktörlerinden Çevik Bir’in ifadesiyle demokrasiye balans ayarı yapılmıştı. Gerçekte siyaset, hukuk, demokrasi yok edildi.
Biz de o dönemde hukuk tanımayan, hukuku ortadan kaldıran o işbirlikçi kafaların yine iftirasına uğramıştık. Sözde hukuk adamı Yekta Güngör Özden, Vural Savaş gibi malum kişiler tarafından, başörtüsü yasağına karşı çıktığımız iddiasıyla, 5-7 hapis cezası talepleriyle davalarıyla ciddi manada zulüm görmüştük.
Geçelim. 1960’dan-2016 Temmuz darbesine kadar yaşanan, ülkeyi en az 50 yıl geriye götüren. Millet cahildir, oy kullanmasını bilmez, dolayısıyla şeklen göstermelik bir demokrasiye ülkeyi bizim yönetmemiz gereklidir, Asker, Yargı, Bürokrasi işbirliğinin sonucu, 16 Temmuz’la güçlü millet iradesiyle noktalandı. Demokrasiye balans ayarı yaptık diyenler de dersleri aldı.
Konu Partilerle, siyasetle ilişkilendirilemez. AK Parti’nin darbeler, yasaklar döneminin kapanmasındaki demokratik başarısı, kim ne derse desin inkar edilemez. Milletin sandıkta demokrasi talebi de oyların AK Parti’de toplanmasıyla açık bir örneğini oluşturdu.
AK Parti konusu açılınca partide il ve ülke genlindeki gelişmelere de göz atmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, partililerinin yoğun katılımıyla yapılan, il kongresinden başarılı siyaset, hukuk adamı İbrahim Yurdunuseven ekibiyle gürültüsüz, patırtısız yeniden seçildi.
AK Parti’de genç başarılı iş ve siyaset adamı Bülent Eser İlçe Başkanı oldu. Ayrıca Kadın Kollarına Ferda Ertürk, Gençlik Kolları Başkanı Ethem Karahan getirildi. Açıkcası AK Parti kendisini 2019 seçimlerine iyi hazırladı. Önemli bir hususun da AK Parti’nin metal yorgunluğu tanımlı görevden alma yanlışına ilimizde düşülmedi. Parti içi olumlu gelişmelerde Başkan Çoban’ın, Başkan Sel’in, bu dönem yönetimde görev almayan Yavuz Kocaşaban, Ömer Taşkapılı, Ahmet Yeşilırmak, Süleyman Karakuş, Hacı Sait Evrenkaya, İsmail Gelişgen, Rasime Fedakar Kıpırtı, Ekrem Demirel, Yücel Albay ve benzeri isimlerin olumlu katkılarını da unutmamak gerekir diye düşünüyoruz.