Kunduracılar
Çocukluğumuzda yazın okullar tatil olunca ya babaya yardım edeceksin, ya da sokakta oynayacaksın. Şimdiki gibi spor salonları yok, futbol oynayanlar, top sahasını işgal eder.
Büyüklerimiz, bizi değişik mesleklere çırak verirlerdi. (Terzi, ayakkabıcı, tamirci, berberlere) Babam beni, dönemin en iyi ayakkabıcısı çizmeci Halil Atay’a çırak verdi.
Diğer çıraklarla, kundura, çizme nasıl yapılıyor merakla bakardık. Gerekli malzemeyi verir. Eğri çivileri düzeltirdik. Çivi dışardan ithal olduğu için değerli. Ayakkabının üst kısmı (saya) ayak kalıbına tutturulur. Alttaki taban köselesine elle dikilirdi.
Bir gün Çamuroğlu Mehmet Amca geldi. Muzip bir insan, çocuklar dedi; “Zorlanmayın, işin kolayı var. Siz cebinize doldurun, Zülali Tuvaletine götürün atın.” Bir defa bir avuç götürdüm. Baktım tuvalette çiviler gitmiyor. O zaman haram - helale dikkat var. Bir daha yapmadım.
Turunç hanında Osman Hondu amca kundura malzemesi satardı. Deri kösele, çiriş (yapıştırıcı), çivi, boya vs. Bir toptancı daha vardı. Adını unuttum.
Orta sivrinin arkasında tabakhane vardı. Hafızoğulları çalıştırırdı. Öztabaklarda ham deri işlerlerdi.
Kurtuluş savaşı öncesi Afyon’da asker ayakkabısı, bot, postal üretilip, ordunun ihtiyacının karşılandığı anlatılırdı.
Ayakkabı önceden lastik lapçın, yemeni, çarık giyilirdi. Yemeni altına oto lastiği parçaları eklenerek yeni ayakkabılar üretilirdi. (Mihrioğlu yapardı)
Fazla ihtiyaç olunca lastik ayakkabı fabrikasyona geçildi. Meşhur marka Gislavet adı değişik şekilde taklit üretilmeye başlandı.
Köylerde çarık giyilirdi. Çarık alttaki deri, kösele iple ayağa bağlanırdı. Hareketi rahatlaştırırdı.
Ayakkabıda, fabrika imalatına geçilince, kunduracılık geriledi. Tabakhaneler kapandı. Oysa elle yapılanlar daha güzel, dağa sağlamdı, yıllarca giy eskimezdi.
Halil usta, ayakkabıda bir numara idi. Faruk Boyacıoğlu’na, bir ayakkabı yaptı. Şekli güzel, sağlam, yürürken güzel ses çıkarırdı. Faruk ağabey valinin sekreteri. Odasına girer çıkar, bir güzel ses. Vali Bey; Oğlum bu ne hal? seni gören ayakkabının sesini duyan bakan geliyor sanacak! demiş.
Ayakkabıcılık, terzilik, camcılık gibi meslekleri yok ettik. İlerletilebilirdi. Para kazanmıyor diye terkedildi. Şimdi tamirciliğe düştü. Böyle giderse yakında tamirci de kalmaz. (Çin ayakkabısı ucuz)
Devlet pek çok konuda teşvikler veriyor. Ayakkabı, elbise üretimi, öğretimi yapılabilir. Ekonomiye bir katkı sağlar. Tabakhaneler de teşvik kapsamına alınır, üretim artar. Hayvancılık gelişir, göçler durur. Çimento fabrikasının Şuhut’ta yenilenmesi, Tazlar’da süt-peynir fabrikasının modern şekilde yapılması çok faydalı olacaktır. İstanbul sanayiye doymuştur. Sanayinin Anadolu’da (özellikle Afyon’da) bakir köşelerde yayılması, kalkınmaya katkı sağlayacaktır.