Yakın zamana kadar Dilan Polat servet teşhirciliği ile gündemimizi bombalayan güzel küstah zengin bir kadın. Onla ilgili dalga dalga toplumda yayılan öfke hali öyle bir hal aldı ki kapkara boyalı kaşları hokka burnu ile otantik yüzü otantik kızlarla ortaya çıkarıverdi. Hayır, aslında hiçte güzel değilmiş kendini sonradan para ile güzelleştirmiş olarak ortaya atılan göktaşı önümüze düşüverdi. Bu genç kadınla ilgili göktaşı yağmuru bu sayede başlamış oldu. 6 yılda edinilmiş servetinin kendilerinin söylediği kaynaklardan gelmediği çok açıktı. Bir taksi şoförü ile bir doğum fotoğrafçısı bir anda parlayarak büyük iş insanlarına dönüşürken ürettikleri zayıflama makinelerini ihraç etmeye başlıyorlar bu da toplumda içimizden biri yapabildi ise bizde yapabiliriz hissi ile izlenmeyi artırıyordu. Dilan ve Engin Polat’ın teşhirlerle dolu yaşamından teşhirleri çıkardığımızda geriye Dilan Polat’ın gençliği ve ukalalığı dışında hiçbir şey kalmıyordu. Alameti farikası sayılabilecek ukalalığı ile “enerji “ diyerek 84 milyona “bende olan yok sende kalite gör sayemde” derken alttan ısıtmalı havuzunda Türk halkına el hareketi çekmekten geri durmayan bu ukala kadın ardından ailesi ile ilgili yaşadıklarını bir hikâye şeridi gibi anlatmaya başlıyor zorluklardan geldiğini aslında hiçte özenilecek bir hayatı olmadığını ağlayarak bir başka sosyal medya platformundan anlatıveriyor. Türk halkının yufka yüreğine sığınıveriyordu. Nasıl olsa üç günde unuturdu Türk halkı ne de olsa bağrına basıverirdi. Biz bunlara alışmamış mıydık? Bir suç örgütü lideri Pazar sabahlarımızı esir alarak bize araştırmacı gazeteciliğin babasını göstermemiş miydi? Ne oldu? İzledik izledik sonra unuttuk gitti. Bunu da unutur kendimize öldüren eğlenceler aleminde yeni izlenecek aktörler bularak biraz da onların teşhirlerini izleyerek duygusal kilolarımıza kilo katarız obez hatta morbitobez oluruz olur biter.>>EVREN ATCI