Afyonkarahisar'ımızda halk arasında yıllardır anlatıla gelen efsanelerinden birisi de Şâhitler Kayası ile ilgilidir. Şahitler Kayası Efsanesiyle ilgili halk arasında anlatılan hikâyenin daha doğrusunu siz değerli okuyucularıma aktarmak istedim. Rivayette adı geçen Hacım Sultan (Hz.) Anadolu'da yaşayan büyük velilerdendir. Anadolu erenlerinden Hacım Sultan’ın hayatı hakkında bilgiler kendi adına tertip edilmiş olan velayetnâmesinde geçenlerle sınırlı olup daha çok menkıbevi yönü ağır basmaktadır. Hacım Sultan’a ait velayetnâmeden anlaşıldığına göre Hacım Sultan’ın soyu, 12 imamdan 10. su olan İmam Ali el-Nakî’den Hz. Ali soyuna bağlanmaktadır. Velayetnameden anlaşılacağı üzere İmam Ali el-Nakî Hz.lerinin oğlu şehzade Hüseyin’in Seyyid Cihani, Seyyid Sultan’i ve Seyyid Recep adında 3 oğlu vardır. Hacım Sultan olarak bilinen Seyyid Recep efendinin de bu silsileden görüleceği üzere soyunun Peygamber Efendimize dayandığı belirtilmektedir. O yüzden, İsmi Seyyid Recep Efendi diye anılır. Hacı Bektaş Veli Hz’lerinin halifesi olan Hacım Sultan’a Hacı Bektaş Veli Hz’leri “kolu açık” unvanı vermesi ile birlikte “Kolu Açık Hacım Sultan” diye meşhur olmuştur.
Hacım Sultan’ın “Kolu Açık Hacım Sultan” denmesinin hikâyesi ise şu şekildedir. Hünkar Hacı Bektaş’ı Veli Hz.’leri Hacım Sultan’a ağaçtan yapılmış bir kılıç hediye eder. Bu kılıcı bizim iznimiz olmadıkça kullanma der. Ancak bir müddet geçtikten sonra Hacım Sultan dervişlerin dergaha su taşıdığı katırı bir yerde bağlı görür ve kılıcı çeker katıra çalar. Katır ikiye bölünür. Bu olaydan sonra Hacım Sultan’ın kolu felç olur. Hacı Bektaşi Veli Hz’lerinin diğer halifeleri gider durumu Hacı Bektaşi Veli Hz.’lerine anlatır. Kolunun tekrar düzelmesi için dua isterler. Önceleri kabul etmesede daha sonra Hacı Bektaşi Veli Hz’leri hadi kolu açık olsun der ve Hacım Sultan’ın kolu düzelir. Bu olaydan sonra Hacım Sultan “Kolu Açık Hacım Sultan” olarak bilinir.
Mahlâsı kolu açık Hacım Sultan olan Seyyid Recep Efendi’nin doğum ve vefat tarihi belli değildir. 14. Asırda yaşadığı bilinmektedir. Hacı Bektaş-ı Velî'nin yakınlarındandır. Hacım Sultan, Bektaş-ı Velî ile Anadolu'ya insanlara doğru yolu anlatmak için gönderilmiştir. Bazı kaynaklarda belirtildiği üzere Hacı Bektaş-ı Velî ile Hacım Sultan, Kâbe'ye doğru yola çıktılar. Günlerce süren yolculuktan sonra Kâbe-i muazzamaya geldiler. Tavaftan sonra kırk gün Arafat Dağı'nda riyazet çekip Allahu Teala'dan vazîfelerini yerine getirebilmek için yardım istediler. Sonra Medine'ye giderek Peygamber Efendimiz' in mübarek makamlarını ziyaret ettiler. Daha sonra Anadolu'ya gittiler. Anadolu'ya geldiklerinde Hacı Bektaş-ı Velî, Hacım Sultan'ı Germiyan iline gönderdi.
Hacim Sultan, Afyonkarahisar civarında bir köyde konakladı. O köyde bulunan Bağlum baba isimli Salih ve Velî bir zatla görüştü. Bu köy civarında bir kayada konaklayan, Hacım Sultan bir gün köy halkı tarafından ziyaret edildi. Onun maddi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için köyde bulunan sığırları otlatmasını istediler. Hacım Sultan bu isteklerini kabul etmedi ise de, ısrarlara dayanamayıp; Madem çok istiyorsunuz, sığırlarınızı getirin." dedi. Köylü, sığırlarını toplayıp Hacım Sultan'ın yanına getirdi. Sığırlar içerisinde bir büyük kara boğa vardı. Hacım Sultan o boğaya kulağına eğilerek;" Ey Kara boğa! Allahu Teala için sen bu sığırları akşama kadar güt!" dedi. Kara boğa bu sözleri işitince gelip, Hacım Sultan'ın ayağına yüz sürdü. Sonra kalkıp, sığırları süse süse önüne katıp götürdü. Akşama kadar güttü. Akşam olunca sığırları evine getirdi. Kara boğa sığırları bu şekilde güderken, Hacım Sultan ibadetle meşgul oluyordu. Kara boğa sığırları öyle güdüyordu ki, sığırlar hiç kimsenin ekinine zarar vermiyordu.