“KOLAY KAZANÇ”
Son günlerde, ilimizde hemen hemen her noktada meydana gelen dilencilik eylemi oldukça fazlalaşıyor. Sokağa çıktığımızda karşımıza bu sebeble gelen bir çok insan bulunuyor.
Gözlemlediğim, kılıktan kılığa girerek insanların duygularını sömürüp dilenmeye çalışanlar , bu yaptıklarına küçük çocuklarıda alet etmeyi ihmal etmiyorlar. Onlarıda kullanıyorlar. Ve bu beni hem üzüyor , hem de oldukça rahatsız ediyor.
Çünkü dilenmektense aç kalmak daha onurlu bir davranıştır. Bazı zamanlar işlerimiz yolunda gitmeyebilir , hayatımızda olumsuz durumlar meydana gelebilir.
Ama sabredip , iş ayrımı yapmadan çalıştığımızda kimseye muhtaç olmadan kendi kazancımızı kendimiz oluşturmuş oluruz. Bu sebebten dolayı insan hangi durumda olursa olsun dilenmemelidir , kimseye el açmamalıdır. Çünkü başkasına bir defa el açan kişi bunu alışkanlık haline getirir ve toplum içinde kendi itibarını da düşürür.
Dilenmek varken neden çalışayım düşüncesi bence tamamiyle yanlış bir düşüncedir.
Dinimiz, çalışmayı emir ve tavsiye ettiği gibi, bunu üstün bir fazilet olarak görmüştür. Tembellik ve buna bağlı olarak dilenciliği de kötülemiştir.
Bu yüzden dinimizde, eli ayağı tutup da çalışabilenlerin dilenmesi haramdır.
Hadis-i Şerif ‘ te
Bir adam Rasûlullah’ın (s.a.v) bir şeyler istedi. Allah Rasûlü de verdi. Adam dönüp gitmek üzere ayağını kapının eşiğine basar basmaz, Efendimiz Sallallahü aleyhi ve sellem: “Dilenmede olan kötülükleri bilseydiniz kimse kimseye bir şey istemek için asla gitmezdi!” buyurdu. (Nesai, Zekât 83)
Başarıya ulaşılması için alın teri ve o iş uğruna emek vermek şarttır. Çaba sarfedilerek elde edilecek helal lokmanın tadı her şeyden çok daha değerlidir. Ayrıca tükettiğimiz ekmeğin doğru yerden gelmesi bize onur ve huzur verir.
Çalışmayı seven insan emek verir. Karşılığını her şekilde alır. İşimizi en iyi şekilde yapmaya özen göstermeliyiz. Verilen emek elbette görülür. Kısacası her işte gayret ve çaba olmalıdır.
Dilencilerin bir kısmı gerçekten yardıma muhtaç olmakla beraber, diğer çoğunluğu da toplumun insaf, yardımseverlik ve dindarlık duygularını sömürerek kolay ve haksız kazanç elde etmeye çalışıyor.
Kimin ihtiyaç sahibi, kimin dilenci olduğunu anlamanın imkansız olduğu günümüzde; yardımlaşma duygusu gün geçtikçe azalsa da gerçek ihtiyaç sahiplerine yardımların ulaştırılması, Mahalli idareler ve Sivil Toplum Kuruluşları vasıtası ile yapılması daha doğru olacaktır.
Bu açıdan ne olursa olsun dilenmek, kolaya kaçmak hazıra konmaktır. Her zaman kendimiz alnımızın teriyle çalışıp , kazanıp hak etmeliyiz. Doğrusu da , bize yakışanıda budur. Emeksiz yemek olmaz …
YASİN AY