“Güç Savaşı”
Birbirini değiştirme hayaliyle kurulan bir aile tablosu, nihayetinde güzel sonuçlar vermez.
Her iki taraf da;
“Acaba eşimi nasıl mutlu ederim?” yerine
“Nasıl değiştiririm?” düşüncesinde olursa, daha doğrusu “güç savaşında” olursa evlilik içinden çıkılmaz bir hal alır.
Kimse eşimi nasıl değiştiririm demesin…
Oysa eşler güçlerini” değişim savaş”ında tüketmek yerine mutluluğu yakalamak yolunda sarf ettiğinde evlilik bir o kadar keyifli hale gelecektir.
Evlilik, “Ben seni adam ederim yerine “ben seni mutlu ederim” düşüncesi üzerine kurulmalıdır. O zaman evin pencerelerinde mutluluk meltemi eser. Saksılarında huzur çiçekleri açar. Odalarında şen kahkahalar çınlar. Eşler, birbirini mutlu etmek için yarışır.
Eğitmen gibi değil, psikolog gibi davranılır. İnsan değişim savaşı” vererek, ne kendisini tüketmeli ne de eşini. Aksi halde kadın “dırdırcı”, erkek “baskıcı” mutluluksa “uzak” olur. Bu sebeple, evlenecek gençler de , ruhen uyum sağlayabilecekleri kişileri seçmelidir.
Kişi evlilik yoluna “ben onu değiştiririm” diye düşünerek başlıyorsa, bence boşuna evlerini dayayıp döşemesinler, düğünlerini yapmasınlar.
Gelin arabasının arkasına da “evleniyoruz mutluyuz” yerine “evleniyoruz savaşa gidiyoruz” diye yazılmış gibi olur.
Bir insanin karakteri neyse odur ve değişmez. O yüzden karşısındakini değiştirmek yerine, kişi o insanı öyle kabul etmelidir. Fakat , eşler arasında bir birine sevgi kadar saygı da çok önemli. Kişi eşinden kendisine saygı duymasını isteyebilir.
Bunu da eşinden isterken , karşısındaki eşi ile konuşarak, kendisini ciddiye almasını sağlayarak yapabilir. İnsan elbette ki yeri geldiği zaman eşiyle şakalaşır , ciddi olunacak yerde de ciddi olunur. Ama yeri geldiği zamanda kadın yada erkek hiç fark etmez hangisi sinirliyse, diğeri alttan alacak ve eşiyle zıtlaşmak yerine anlayış gösterebilir. Buda kişinin kendi elinde. Yani eşler kendi aralarında güç gösterisi savaşı yaparak, evliliklerini yıpratmak yerine birbirini mutlu etmeye çalışmanın yolunu da arayabilir.
Ve hatta insan bazen eşinin her davranışını görmeyebilir. Yani bazı ufak tefek durumlarda eşler birbirinin davranışlarını tolere edebilir. Evlilikte bunu gerektirir. Boşanma oranlarının arttığı son zamanlarda bu hafta, bu konuya duyarsız kalamadım ve değinmek istedim. Sağlıcakla kalın…