Bu hafta sizlere; artık her 54 çocuktan 1’inde ortaya çıkan bir FARKLILIKTAN bahsedeceğim. Otizm doğuştan geldiği düşünülen genelde 1-3 yaş civarında belirtilerini göstermeye başlayan oldukça karmaşık bir nörogelişimsel farklılıktır. Otizmin sebepleri ne yazık ki tam belli olmasa da; beynin işleyişini etkileyebilen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Duyusal işlemleme bozukluğu ile ilgili temel alanlarda gerilik ile beraber ortaya çıkabilmektedir. Otizme sahip bireylerin yaklaşık olarak %40’ı normal bir zeka düzeyine sahiptir.
Otizmin ilaçla tedavisi bulunmadığı gibi Otizm bir hastalık olarak da kabul edilmemektedir. İletişim becerileri ve sosyal becerilerde diğer çocuklardan farklılık gösterir. Çocuk uzun süren ve yoğun bir eğitimle akranlarının seviyesine yaklaşabilir ve günlük hayata uyum sağlayabilir. Ancak bu durum her çocukta aynı seyirde ilerlemez. Uzmanlar tarafından nitelikli aynı kalitede eğitim almış aynı yaştaki iki çocuğun gelişimi ve ilerleyişi aynı şekilde olmayabilir. Bu da ne yazık ki otizmi daha da karmaşık hale sokmaktadır.
Otizm Spektrum Bozukluğunun belirtileri genelde şu şekildedir:
İsmini söylediğinizde sizi genelde dinlemiyor gibi görünür.
Başkalarıyla göz teması kurmaktan çekinir.
Söylenen şeyleri işitmiyor gibi davranır.
Sallanmak, kendi etrafında dönmek, çırpınmak gibi farklı ve tekrarlayan hareketler yapar. (Stereotipik hareket)
Parmak ucunda yürür.
Durduk yere kıkırdar.
Anlamsız şeylere korku geliştirir.
Günlük yaşamdaki değişikliklere aşırı tepki verir.
Gözleri dalıp saniyelerce öyle kalır.
Bazı sözleri anlamsızca söyler.
Duyduğu kelime ve cümleleri tekrarlar. (Ekolali)
Duyduğu bir reklamı veya marka ismini defalarca söyler.
Bazı nesne veya oyuncakları aynı şekilde oynar. Nesneleri sıraya dizer.
Geç konuşur. Veya normalde konuşabiliyorken bir anda gerileme yaşar.
Oyuncakları işlevine uygun oynamayı bilmez.
Akranlarına ilgi duymaz.
Önemli nokta şudur ki; yukarıdaki maddelerin sadece BİRKAÇINA sahip olan çocuklar bile otizm tanısı alabilmektedir. Bu yazıyı okuyan değerli anne babalardan ricam, yukarıdaki maddeler yoksa bile çocuğunuza baktığınızda diğer akranlarından farklı davranıyorsa, içinize sinmeyen bir şeyler varsa çocuğunuzu KESİNLİKLE bir Çocuk ve Ergen Psikiyatristine götürüp uzman görüşü almalısınız. Zaman zaman kimi anne-babalar çocuğunda fark ettiği ufak tefek farklılıkları iyimser yaklaşarak önemsizleştirebilmekte, nasılsa büyüyünce geçer benim çocuğumun bir şeyi yok diye düşünebilmektedir. Ancak çocuğunuzda bir şey yoksa bile bunun kararını siz değil bir uzmanın vermesi daha doğru olacaktır.
Çocuğun 6-8. aydan sonra ek gıdaya başlaması, 1 yaşlarında yürümeye başlaması, 2 yaşına gelmeden anne sütünü bırakması gerekir öyle değil mi? Burada önemli olan nokta DOĞRU ZAMANLAMADIR. Aynı şekilde çocuğun bir şeyleri doğru zamanda öğrenmesi de oldukça önemlidir. Bu yüzden geç kalmamak; bir şey varsa ERKEN TANI almak gerekir. Tanı aldıktan sonra yapılacak en iyi şey ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ ile beraber çalışarak çocuğu hayata kazandırmaktır. Bu yazıyı hazırlarken görüşlerini aldığım; otizm spektrum bozukluğu bulunan öğrencilerle yıllardır birebir çalışan özel eğitim öğretmenleri Şafak Keskin ve Olcay Göçen’e de değerli görüşleri için teşekkür ederim.
Son olarak OTİZM e karşı farkındalık geliştirmek isterseniz; şu an hala hayatta olan Profesör ve otizm aktivisti TEMPLE GRANDİN’in aynı isimdeki filmini izlemenizi öneririm. Farklılıklara karşı FARKINDALIK geliştirebileceğimiz güzel günlere...
Bilgilendirmeniz için teşekkürler.
Sonunda otizm ile ilgili konuşan birileri var çok tşkkr ederiz. Çok zor bisey.