Günümüzde ebeveynlik, her ne kadar muhteşem bir deneyim olsa da, beraberinde getirdiği zorluklarla sıklıkla başa çıkılamayacak boyutlara ulaşabiliyor. Genelde çocuğun psikolojisi ile ilgili daha fazla çalışmalar, yazılar olsa da ebeveynlerin yaşadığı stres, yorgunluk ve duygusal tükenmişlik hali kesinlikle üzerine konuşulması gereken bir konudur.
Pek çok ebeveyne bakıldığında, modern yaşamın getirdiği koşuşturma, iş stresi, ekonomik zorluklar ve çocukların gereksinimleriyle başa çıkma çabası, ebeveynlerin zorlu bir denge arayışına sokuyor. Bu dengeyi sağlamak için gösterdikleri çaba ise sıklıkla kendi fiziksel, zihinsel ve duygusal ihtiyaçlarını ihmal etmelerine neden oluyor. Ebeveynlerin çocukları için ellerinden gelenin en iyisini yapma isteği, zamanla kendi ihtiyaçlarını göz ardı etmelerine yol açabiliyor. Bu durumda, tükenmişlik sendromu kaçınılmaz oluyor.
Ebeveynlerde görülen tükenmişlik sendromunun belirtileri arasında sürekli yorgunluk, motivasyon eksikliği, sinirlilik, uyku düzeninde bozulma ve sosyal ilişkilerde gerileme gibi faktörler yer alıyor. Kendine yetmekte zorlanan ebeveyn ise bir süre sonra çocuğuna da yetemeyecek hale gelebiliyor. Böyle durumlarda ise vicdan azabı, yetersizlik, başarısızlık başlıkları altında yeni stres kaynakları ortaya çıkıyor ve ebeveynler kendi anneliklerini – babalıklarını sorgulamaya başlıyorlar.
Özellikle yeni bebek sahibi olmuş anne ve babaların kendi ihtiyaçlarına önem vermeleri, destek aramaktan çekinmemeleri ve duygusal olarak kendilerini ihmal etmemeleri gerekmektedir. Bu süreçte paylaşımlı ebeveynlik hayat kurtarıcı olacaktır. Aynı zamanda, ebeveynler destek grupları ve danışmanlık hizmetleri de alabilir.
Ebeveynlik elbette muhteşem bir deneyim, ancak bu deneyimi yaşarken kendi ihtiyaçlarınızı unutmamak ve destek alabilmek, hem çocuklarınızın hem de sizin için en sağlıklı yol olacaktır.
SEDA İŞİSAĞ
Psikolojik Danışman – Psikoterapist