Allah’ın rızasını kazanmak için din, vatan, millet vb. kutsal değerler için mücadele ederken ölenlere şehit denilir. Tarih boyunca Hakkın hakimiyeti uğruna milyonlarca şehit vermek Müslümanlara özgü dini bir kavramdır. Onun için milli sairimiz Mehmet Akif Çanakkale şehitlerini ifade ederken ŞÜHEDA ÇIKACAK TOPRAĞI SIKSAN ŞÜHEDA tabirini şiirine pek de güzel monte etmiştir. Kuran’ ın ifadesi ile sabittir ki şehitler ölmez onlar Allah C.C. tarafından rızıklandırılırlar ancak mahiyetini bizler bilemeyiz.
Geçtiğimiz hafta Kuzey Irak'ta daha önce teröristlerce hastane gibi yaşam alanı olarak kullanılan bir mağaradaki arama-tarama operasyonunda güvenlik güçleri, yani ordumuzun bir timi metan gazına maruz kalarak şehit olduğu haberleri yüreklerimizi yakmıştır. Askerlerimiz, vatanımızın emniyeti için sınır ötesinde görev sırasında oldukları için şehit olmuşlardır. Ancak onların tam donanımlı ve tedbirsizce orada görev icrasına karar verenler sorumludur.
Sorumluların yeterince adaletten nasibini almadığı durumlarda kazalar, yangınlar, otel faciaları, yıllar önce Afyonkarahisar'da ki mühimmat deposu patlaması gibi olayların önü alınamaz. Milletimizin en çok canını yakan da adaletsizliğin tedbirsizliğe kapı aralamasından doğan vakıalardır. Bu vesile ile son şehitlerimizle beraber bütün şühedaya Allah'tan rahmet ve cennet diliyoruz.
DİNDARLIK AZALIYOR MU?
İlgililerin, yöneticilerin, devlet aklıyla düşünenlerin TÜRKİYE nereye gidiyor? Sualine isabetli cevaplar arama zamanı geçmektedir. "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderdim.,, diyen Allah' ın son elçisi Hz. Muhammed'dir. Demek ki dinin nihai hedefi, AHLAK' tır. Merkezi sistemle güzel sesli, güzel makamlı müezzinlerce beş defa yankılanan ezanlar, yüzbinleri aşan diyanet teşkilatının cami ve Kur'an kurslarındaki davetleri bizzat yaşanmayan örnektekiler olmayınca, dindarlığın azalmasına, ahlakın dejeneresine, güven ve itimadın zayıflamasına, toplumsal huzursuzlukların zirve yapmasına yarıyor. Bu durum samimiyet yoksunu dincilerin, dindarlara olumsuz bakışına neden oluyor.
Konda Araştırma Şirketinin 2008-2024 yıllarını kapsayan ve kıyaslamalar içeren çalışması gerçekten ibretliktir.
Dini kimlik Tanımı 2008 % 2025 %
Dindar 55 46
İnançlı (Dindar olmayan) 31 34
Ateist (inançsiz 2 8 Tam 4 kat artış.
Hak ve millet davasının sesi Uyanış dergisinin 22. sayısında kaleme alınan bu verilerin günden güne iyileşeceğini ummak safdillik olur. Skandallar, siyasette iç içe geçmiş vaazlar dini temsilcilerle toplum arasındaki güveni zedelemektedir. Samimiyetten uzak, şekilci ve yüzeysel bir dindarlık anlayışının yaygınlaşması, birçok insanın zihninde "Eğer din buysa ben yokum," düşüncesini doğurmaktadır. Bizim de katıldığımız bazı tavsiyelerin uygulanması halinde toplumsal çözülüşün azalacağını safların yeniden sıklaşacağını umuyoruz.
-Ailede ve ilkokulda SEVGİ temelli bir din eğitimi benimsenmeli, Allah korkusu yerine Allah sevgisi ön plana çıkarılmalıdır.
- Manevi rehberlik sadece dini değil; psikolojik, sosyal duygusal bütünlükle sunulmalı.
-Sosyal medyada içerik üreten dini aktörler; mizah, hikaye ve kısa videolarda gençlere hitap etmelidir.
- Gençlere, ilahi mesajın AHLAKİ boyutunu öne çıkaran bir yaklaşım benimsendiğinde gençler dini yaşama daha ılımlı dönebilirler.
- Süreçleri iyi okuyup gençleri kayıp nesil gibi görmek yerine onları dinlemeye ve anlamaya çalışan yaklaşımlara ihtiyaç var. Samimiyet, empati ve özgürlük ortamı sunulduğunda, inançsızlık bir tepki değil, bilinçli bir tercih haline gelecektir.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: