Yeraltı zenginliklerimiz, dört mevsimi bir arada yaşatabilen iklimimiz, tarihi geçmişimiz, sularımız, çağlayanlarımız, şelalelerimiz ile adeta cennetten bir coğrafyayı anımsatan bir vatanda yaşıyoruz. Ancak insanımızın yaşam düzeyi bu eşsiz manzarayla bağdaşmıyor.
Mukayese etmek ne kadar doğrudur bilinmez ama yeniden dirilmek, şahlanabilmek, şampiyonlar liginde yer alabilmek, UYANmak için gerekli görünüyor.
Değerli araştırmacı yazar Ali Osman Argın’ın araştırmaları bu yazımızda istifade ettiğimiz kaynaklardan olmuştur.
1950’lerde Çin işgaline karşı NATO çerçevesinde yardımına gittiğimiz Güney Kore mukayese örneğimiz. 1960 yılına yaklaşıldığında Türkiye’nin kalkınma verileri Kore’den üstündü. 1960’larda Güney Kore hızla sanayileşmeye başladı. 1980 ortalarında kişi başı milli geliri Türkiye ile eşitlendi. Bu arada yaşanan 1960 - 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinin bizi nasıl olumsuz etkilediğini dipnot olarak kaydedelim. Mevcut verilere baktığımızda,
Güney Kore yüzölçümü yaklaşık 100nin km² - Türkiye yüzölçümü 784bin km²
Güney Kore nüfusu 52,5 milyon - Türkiye nüfusu 86 milyon
Güney Kore; maden ve yeraltı kaynakları, hammadde, tarım ve gıda ürünleri çok yetersiz ve ithalata bağımlı. Türkiye, bu alanlarda büyük ölçüde kendine yeterli.
Güney Kore GSMH 1,95 trilyon USD ile dünyanın 12.büyük ekonomisi, Türkiye GSMH 1,3 trilyon USD ile bu alanda 22.sırada.
Kişi başına GSMH Kore’de 37.672.-USD, Türkiye’de ise yaklaşık 15.000.-USD
Enflasyon Kore’de yıllık %2,5 iken Türkiye’de %38
İşsizlik Kore’de yıllık %3,7 Türkiye’de ise yaklaşık %10
Milli gelirde ARGE Harcama payı Kore’de %4,9 ancak Türkiye’de %1,4
Yıllık patent sayısı Kore’de 220.000 (Dünya 4.sü) Türkiye’de 8.000 (Kore’nin 28’de 1’i)
Kore’nin 683milyar USD ihracatına karşılık 632milyar USD ithalatı (cari fazla veriyor!!) Türkiye’nin 262milyar USD ihracatına karşılık 344milyar USD ithalatı (CARİ AÇIK!!)
İhracatların ileri teknoloji ürünündeki payı Kore’de %30 iken Türkiye’de %2,8’dir.
Küresel 500 MARKA listesinde Kore’nin 12 markası (Samsung, Hyundai, Kia vs.) Türkiye’nin HİÇ olmamasına dikkat çekilmeli.
1980 yılında Kore’de ve Türkiye’de darbe gerçekleşti.
Bizde 1982 Anayasası ile bir türlü Hukuk Devleti inşa edilemedi. Üretim ve ileri teknoloji ürünleri ihracatında iyi işleyen bir piyasa düzeni oluşturulamadı. 90’lı yıllar etnik temelli terör, koalisyon krizleri, kronik yüksek faiz ve enflasyon, bankaların içinin boşaltılması, iyi hesaplanmamış özelleştirmelere sahne oldu.
Koreli girişimciler, devletten aldıkları mali destek ve teşvikleri, öncelikli alanlarda ve kalkınmanın hedefleri doğrultusunda dürüstçe harcadılar. Kaynaklar; yenilikçi ve teknolojik alanlarda kullanılınca devasa marka değerlerine ulaştılar.
Maksadımız Güney Kore’yi övmek değil, bizimle 1960’larda aynı seviyedeyken 2020’lerde dev bir ekonomi ile dünya çapında markalaşmalarının nasıl gerçekleştiğine dikkat çekmektir. Güçlü ekonomiler hem dünyada söz sahibi olmakta hem de vatandaşlarını hu8zurlu kılmakta başarılı olmaktadır.
Yeriniz Şampiyonlar Ligi, hedefiniz MUHTEŞEM TÜRKİYE olmadıkça Doğu Türkistan’da, Gazze’de, Filistin’de, Kudüs’te ve de Kıbrıs’ta oyuncuları seyreden tribün seyircisi olmaktan kurtulamazsınız.
Türkiye’nin güney sigortası olan Kıbrıs’taki gelişmeleri dikkatli takip ederek kanla kazanılmış, toprakların oldu – bitti’lerle karşımıza diken olarak çıkmasına engel olunması aklın, vicdanın ve tarihin üzerimize yüküdür.
%50’si dinsiz %25’i Hristiyan ve kalanın çoğunluğu Budist olan bir ülkenin küllerinden doğarcasına yükselişe geçmesi, samimi dindarları harekete geçirmelidir. Allah çalışana verir.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: