DEZENFORMASYON!

Yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi; gerçek bilgiyi çarpıtmaya, formasyonu bozma anlamında DEZENFORMASYON deniliyor. Kitleleri yanıltma, yönlendirme ve suiistimal ederek eksik, yanıltıcı ya da tamamen uydurma bilgilerin üretilip yayılmasını ifade eder.
    Biz bu kelimeyi, kabine üyelerinin de üstünde bir güce sahip görünen Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin açıklamalarıyla daha çok duyar olduk. 26’dan 17’ye indirilen Bakanlar Kurulu’nda bazı bakanlıklar birleştirilmiş, bazılarının adı değiştirilmiştir.
    Dosdoğru yol, yani formasyon dururken eğri yolları allayıp pullayıp kamufle ederek kitleleri yanlış yönlendirmek, şeytanın ve işbirlikçilerinin uğraş alanıdır. Dünya genelinde güçlü görünen devletler haksızlıklarını gizleyebilmek için dezenformasyona sıkça başvururlar. Hak ve hakikat yolunun izleyicileri bu ahlak dışı bilgi kirliliklerinin daima mağduru olagelmiştir.
    Siyonizm kendini maskeleyerek komünizm, kapitalizm, liberalizm gibi sistemlerin arkasına gizlenmiş, yoluna devam etmektedir. İşine geldiğinde başka “İZM”ler de türetebilir.
-    Büyük Ortadoğu Projesi’ne “Arap Baharı” deyip ülkeleri üçe beşe böler.
-    Eş başkanlık ihdas eder. Böylece giremediği Ortadoğu’ya tezkereler yoluyla kendini davet ettirerek yerleşir.
-    Yaptığı bütün zalimlikleri; hürriyet, eşitlik, özerklik, halkların özgürlüğü maskeleriyle süsler.
-    Okumayan, araştırmayan, üretmeyen toplumlar işine geldiği için bu yolları ustaca kapatır.
-    Terör örgütlerini kurar, besler, büyütür, donatır, hedef ülkelerin mahvedilmesinde vekâlet savaşı verdirir, gerektiğinde adlarını değiştirir, işi bitince de yok eder.
-    ABD’yi kendine himayedar olarak tayinden sonra Siyonizmin ön karakolu İsrail, dokunulmazlığını ilan etmiştir.
-    Parçalanmış İslam ülkeleri, adeta hipnotize edilmiş kukla yöneticiler sayesinde, olanca zulümlere, katliamlara, soykırımlara “GIK” diyemez hale getirilmiştir. Böylece İsrail Gazze’yi ilhak edeceğini yüksek perdeden söyleyebilmektedir.
-    Lübnan ve Suriye Hizbullah’ını dağıtmakta, İran’a savaş açabilmekte, Suriye’nin askeri ve stratejik altyapısını imha etmekte, Dürzi bölgesini himaye etmektedir.
-    YPG/ SDG’yi destekleyerek Türkiye’nin güney sınırında tehdit oluşturmaktadır.
-    Libya, Mısır, Irak, Suriye ve İran’daki değişimlerin ve olumsuzlukların meydana gelişinde emperyalistler, Türkiye’yi manivela olarak kullanmak istemişlerdir. Çeyrek asra yaklaşan AKP iktidarları; Saddam’ın, Kaddafi’nin, Esed’in etkisizleştirilmesinde katkı sunmuşlardır. İşte DEZENFORMASYON budur ve Türkiye olumsuz etkilenmiştir.
Sonuçta İsrail’e “DUR” diyebilecek bölge ülkelerinin esas çekincesi ABD’dir. Tüm rejimler geleceğini ABD ile çelişmemekte, ona ters düşmemekte görmektedir.
Körfez ülkeleri, batılı ülkelere ve ABD’ye sınırsız kaynak sağlamaktadır. Hem petrol ve doğalgazlarıyla hem de silah ve mühimmat alımlarıyla servetlerini İsrail’in koşulsuz destekçisi ABD ve İngiltere’ye aktararak Gazze’nin yok oluşunu kendi elleriyle sağlamaktadır. Bu nasıl dezenformasyondur ki gözlerini kör, kulaklarını sağır etmektedir?
Bir başka senaryo da “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” aldatmacasıyla ülkemizde sergilenmektedir. Kürt kökenli vatandaşlarla hiçbir sorunumuz yokken, vatan bölme faaliyetini “Kürt Sorunu” diye kamufle etmekle zihin bulandırılıyor. İmkân, kabiliyet ve servetimizi, canlarımızı yakan terör örgütü mücadele ile yok edilecekken, müzakerede muhatap alınıyor. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve yakınlarının üzüntüleri üzerine, idama mahkûm edilmiş, terörist başı devletle pazarlığa oturtulmak isteniyor. Gazi Meclisin temsilcilerinin teröristin ayağına gitmesi gündeme gelebiliyor.
Cumhur İttifakı, Türkiye’de dezenformasyonla mücadele ediyoruz derken ABD – Rusya – İngiltere ve İsrail’in dezenformasyonuna maruz kalmamalı.